Hasan Aksay

Hasan Aksay

Devletlerin sağlığı

Devletlerin sağlığı

Milleti perişan, devleti zayıf düşürmek için fazla şart gerekmiyor. Bir Hitler Almanya’ya, Bush Amerika’ya yetiyor. Mehmet Akif’imiz, “Süleymaniye üzerine iki kazmalı çıkar, akşama kubbeyi indirsinler. Heyhat! Yeniden yapmak için bir Süleyman yine lazım, yeniden bir de Sinan” der. Tam öyle. Banka içi boşaltmaktan milleti içecek sağlıklı su bulamaz hale getirmeye kadar iki darbe, bir çağdaş Bush yetiyor da, adaletin ve huzurun inşası öyle kolay olmuyor. Çok şey istiyor.
Yeni bir anayasa, adalet, huzur ve istikrarın olmazsa olmazı haline gelmiştir. TBMM’nin 367 ekseriyetle toplanabileceği gibi garipliklerden, Ergenekon gibi yapılanmalara kadar yüz gerekçe sıralanabilirse de gereksiz. Zaten, darbe ile sağlıklı bir yönetim, darbe anayasalarıyla çağdaş bir demokrasi görülmemiştir, olamıyor.
İki: Ölümü gösterip hastalığa razı etmekle yol alınmaz. “Önceki anayasalara razıyız” lafı yıkımdır. Ümitsiz yola çıkılmaz. Yeni şart ve gereklere dikkat edilmeli, en iyisi hedeflenmelidir. Birinci dünya Savaşı’ndan çıktığımızda 13,5 milyonduk. Şimdi 100 milyona, Avrupa’nın en büyüğü olmaya yürüyoruz.
Üç: Batı tecrübelerinden yararlanmalı, kopyalamamalıdır. Örnekte kalınmamalı, ileri bir nizam hedeflenmelidir. Batı’nın hali ortada. Hak ve hukuku kaybetmiş, İsrail’in peşinde savaş ve sömürü imkanı arıyor. İtibar ve güç kaybediyor. Siyasi sitemini evrensel gizli örgütler hesabına geliştirdi. Sosyal yapısında ahlak zeminini kaybetti. Ekonomisi son krizle iflasta... Denenmiş denenmez.
Dört: Sağlıklı bir siyasi yapı, insani yücelik, ahlak, güven ve adaletle kurulur. Kuvvete dayanan dünya egemenliği programının, kuvvetliler de dahil tüm insanlık için nasıl bir felaket doğurduğu gözler önündedir. Bu güç ve sömürücü hayali, 1897’de evrensel gizli örgütler ağında hamle yapmış ve bu örgütler, demokratik yapının kanseri olmuştur. Darbe doğurmuş ve siyasete güven kaybettirmiştir. Yeni anayasada özel dikkat gerektiren özellikli bir konudur.
Beş: Kamu araştırmaları gösteriyor ki siyaset 50-100 ülkede değil, bütün dünyada güven kaybediyor. Bilgi çağında, medya, imkan ve propagandalarla doğurulan güven, bir fiske ile tersine dönebiliyor. Güven odağı olması gereken siyaset, güvende son sıralara düşüyor. Bu durum, devletin, lobi ve gücün etkisi altında kalması demektir. Siyasi itibar ve güveni, medya, servet ve propaganda ile yönlendirmek, bilgi çağının gerisinde kalan bir demokrasi metodudur. Bir internet iğnesi, kof şöhreti balon gibi patlatıyor. Dayı sandığımız karadayı, kara bir marsık haline geliveriyor.
Artık siyaset, aday olarak kendini seçmenine tanıtan ve kolay sarsılmayacak bir güven doğuran, seçmenin arayıp bulduğu kimselerin mesleği olmak zorundadır. Sahte şöhretle seçilerek darbe yandaşlığı yapanlardan kurtulmanın başka yolu yoktur.
Gizli-açık teşkilat, servet ve yetki, her türlü propaganda imkanını bulduğu; darbe veya tehdidi doğurabildiği; paralı asker savaşlarının (Blackwater-paralı asker şirketleri) icat edildiği, savaşın ticaret meselesi yapıldığı bu ahlaksız zeminde, milletler canını ve yarınını emanet ettiği siyaseti, güven zeminine oturtmak zorundadır. Batı yozlaşmış, örnek değil, dikkat gerektiren bir duruma düşmüştür. Adaleti dahi İsrail’e başka, Sudan’a başkadır. Bilirkişisi, bir uçak kazasını dahi saptırmaktadır.
Altı: Hakim denetiminde ve gizli oyla yapılacak aday seçimleri partililerle sınırlı kalmamalı, kanunen partilere kaydolamayan memur da parti listelerinden birinin aday seçimine katılabilmelidir. Böylece en geniş seçmen tabanı oluşacak, gerçek demokrasi ve adalet olacak, kimsenin itiraz ve fitne bahanesi kalmayacaktır.
Yedi: Siyaset kurumu, senato ile güçlendirilmelidir. Tarihi, konumu ve sahip olduğu ahlak ve sömürüsüz medeniyet değerleriyle Türkiye, siyasi kadrosunu genişletip, büyüklüğü ile dengelemelidir. Siyaset dışı kurumlara siyasi sorumluluk yüklememelidir. Türkiye 500.000 nüfuslu 150 bölgeye ayrılmalı, iki türlü ekseriyet sistemi kullanılmalıdır.
Anayasa için öncelikle bunların detaylarına dikkat edilmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi