Ergenekon soruşturmasında ikinci iddianamenin de hazırlanıp mahkemeye sunulması ile sanıyorum siyasi tarihimizde çok önemli bir ilk yaşanıyor. Ne var ki bu çok önemli gelişme birtakım çevrelerin gürültüsü arasında boğulmaya çalışılıyor. Bu arada ölüm kuyuları denen yerlerde birkaç gündür kazı yapılıyor, haberlerden buralardan kemikler ve giysiler çıktığını öğreniyoruz. Bu kuyuların kazılması yapılan bir ihbar ve itirafa dayanıyor. Bu kazılar sonucu bir dönem işlenmiş faili meçhul cinayetlerde hayatını kaybeden insanların buralara atıldığı gibi çok ciddi bir iddianın araştırılması söz konusu. Yani "Kanun benim" diyen birtakım kimselerin kendilerini devletin yerine koymuş olduklarının ifadesi. Bu arada Ergenekon iddianamelerinde darbe hazırlıklarından ve planlarından söz ediliyor. Diyebiliriz ki siyasete siyaset dışı müdahale eden ve etmek için hazırlık yapan güçlerle ilgili -tamamını kapsayıcı mahiyette olmasa da- ilk defa bir soruşturma açılmış ve bu soruşturma mahkemeye intikal etmiş durumda.

Türk demokrasisi açısından çok ciddi gelişmeler olurken, demokrasiyi dillerinden düşürmeyen bazı çevrelerin bu olaya sahip çıkması, destek olması gerekirken savcı ve hakimleri tesir altında bırakarak görevlerini yapmalarına engel olmaya çalışmaları dikkat çekicidir.

Ergenekon soruşturması nasıl bir sonuç verir, gerçekten bu memlekette darbecilerin ve darbe heveslilerinin tamamının yakasına yapışılabilecek mi bunu zaman gösterecek ancak demokrasiyi dillerinden düşürmeyen adı sivil bazı çevrelerin yüzündeki maskenin düşürülmesine vesile olması bile büyük önem taşıyor. Bu arada bazı siyasi kadroların da bu soruşturmadan rahatsız olmaları, iktidar olabilmelerini darbelere borçlu olduklarını ortaya koymuştur. Bu bakımdan zaman zaman ifade ettiğim demokrasiyi kurtarıcılardan kurtarmak gerektiği yönündeki görüşlerim Ergenekon soruşturması vesilesiyle bir kez daha doğrulanmıştır.

Ergenekon soruşturması, biliniyor olmasına rağmen resmen ortaya koyduğu bir başka gerçek ise doğrudan ya da dolaylı tüm darbelerin arkasında sivil uzantılarının bulunduğunu gözler önüne sermiştir.

Birtakım güç odaklarının toplumu kendi istekleri doğrultusunda yeniden dizayn etme ve bunun için darbeyi çıkar yol görmeleri hep gündemimizde olmuştur. Ancak, siyasilerin bu tür gelişmelerde darbecilerin yanında yer alıyor olmaları insan mantığına ters geliyor. Neden böyle olduğuna gelince ülkemizde şimdiye kadar demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile yerleşememiş olmasının ardında sanıyorum askerden çok bu sivil güç odaklarının rolü vardır. Bu odaklar topluma güvenmemekte, millet iradesinin toplumu onların düşündüğü ve arzu ettiği çizginin dışına çıkartacağı endişesi taşımaktadırlar. Bir başka ifade ile bu çevreler millet iradesine saygı duymamakta, toplumun tepeden inmeci bir şekilde düzenlenmesi ve yönlendirilmesi gerektiğine inanmaktadırlar. Bu aynı zamanda demokrasiye inançsızlığın da bir sonucudur. Böyle olmasaydı her fırsatta siyasete müdahale gibi bir durum ortaya çıkar mıydı?

Demek istediğim o ki, şu Ergenekon soruşturması sistemin geleceği ve millet iradesinin egemen olup olamayacağı hususunda belirleyici olacak önemdedir. Bu gerçeği gören herkesin işin önemini ve ciddiyetini kavrayarak ve meseleyi birtakım siyasi çıkarlara feda etmekten kaçınmaları gerekir. Özellikle bazı siyasilerin Ergenekon soruşturmasını çıkmaza sokmak için gayret sarf etmekten vazgeçmeleri varlık sebeplerine sahip çıkmak demektir. Bu arada Ergenekon savcılarını hükumetin emri ile hareket ediyor görüntüsü vermekten vazgeçmeleri demokarasiye gerçekten inanıyorlarsa bu inançların gereği olmalıdır.

Halk iradesinin belirlediği hükumetleri yine halkın değiştirmesini egemen kılacak yapının bir an evvel oluşturulması gerekiyor. Eğer milletin oluşturduğu hukumetler birtakım kanun dışı çeteler eliyle değiştirilmeye devam edilecekse sistemin adını değiştirmek gerekiyor.. Aksi halde hem millet egemenliğinden söz edilecek hem de hükumetleri millet değil çeteler kurmaya devam edecekse, buna destek verenler bilinmelidir ki ikiyüzlüdürler.. Demokrasiyi dillerinden düşürmemelerine rağmen demokrasi karşıtıdırlar.