Develeri uyuz olan adama Hz. Ömer'in cevabı
Sebeplere sarılmak gerekir
Hz. Ömer radıyallahu anh, Devlet Başkanı sıfatıyla çevreyi teftişe çıkmış. Hâl hatır sormak Hz. Ömer'in âdetlerinden (prensiplerinden) olduğu kaynaklarda zikrediliyor. Bu güzel insan rastladığı bir zâta:
- Ne var ne yok? diye sormuş.
O da:
- Develerimiz uyuz oldu, onlarla uğraşıyoruz, demiş.
- Peki develeriniz için ne yapıyorsunuz? Sorusuna adam:
- Saliha bir ihtiyar kadın var, ona dua ettiriyoruz, deyince Ömeru'l-Fâruk radıyallahu anh efendimiz:
- O kadıncağızın duâlarına biraz da ardıç katranı karıştırırsanız fena olmaz, buyurmuş.
Bir arzunun yerine gelmesi için, o arzunun yerine gelmesini sağlıyacak sebeplere sarılmadan sâdece ağızla yapılan duâlar neticeye ulaştırmaz. Hayırlı neticelerin vukuu için kesinlikle kavli (sözlü) ve fiili duâların birleştirilmesi gerekir. Bu Sünnetullah'ın gereğidir. Bunu ihmal edersek arzularımızı asla hayırla gerçekleştiremeyiz.
Her zaman kavli (sözlü) duâlarımızın içine sâlih amellerimizi, ibâdetlerimizi, iyilikte yapmamız gereken öncülüğümüzü, kendi islâhımızı ve giriştiğimiz için de icaplarını kesinlikle karıştırmamız gerekiyor.
Oturup da dua edelim; yiyeceklerimiz donatılmış sofralarda önümüze gelsin dersek açlıktan geberir gideriz. Gıda ihtiyacımızın karşılanması için sebeplerine sarılmadan (fiili duâya başvurmadan) hiçbir şey gerçekleşmez.
Allah'ım! Başımıza hayırlı idareciler nasip et, diye dua edip oyumuzu sahtekârlardan, kâfirlerden, mülhidlerden yana kullanırsak sâlih idareciler nasıl gelsin. Ağız ayrı telden el ayrı telden çalarsa bu müzik olmaz; bu olsa olsa gürültü olur. Oluşan gürültünün içinde boğulur gideriz.
Müslüman toplum olarak içine düştüğümüz durumumuz yürekler acısıdır.
Toplumumuzda:
• İlim, ibâdet, hayır hasenat, ahlâk, edeb, terbiye geri plâna atılmıştır.
• Dedikodu, nifak, çekişme, tepişme, malâyani günlük meşgaleler haline gelmiştir.
• Nasihat, dinin temellerinden biridir. Ama maalesef bu dikkate alınmamaktadır.
• İtikatlar tashih edilmeye muhtaç hâle gelmiştir.
• Bid'atler hızla yayılmaktadır.
• Zındıklık geçer akçe olmuştur.
• "Ilımlı bir İslâm" üretme hezeyanı başlatılmış ne yazık ki, taraftar da bulmuştur.
• Kâinatın düzeninin devamı için Allah (c.c.) kurallar koymuştur. Bu kuralların işlenmesi (Yerine getirilmesi) gerekir. Bunlar sebeplerdir. Sebeplerin yerine getirilmesi arzuların gerçekleşmesi için şarttır. Buna Sünnetullah denir.
Zamanımızda kavli ve fiili duâlarımızı birleştirmemiz her zamankinden daha elzemdir. Duâlarımızı duâlarımızın icaplarını yerine getirerek yapalım. Gereklerini yerine getirmediğimiz işlerimizden dolayı oluşan olumsuzlukların faturasını İslâm'a yüklemeyelim.
Boş hayallerle kendimizi oyalamayalım.
Allah'tan ümidimizi bize düşeni yaptıktan sonra kesmeyelim.
Unutmayalım ki, Allah için giriştiğimiz her amel için attığımız adımda ilâhi yardımı Allah (c.c.) yapacak, nasrını (yardımını) bize rehber edecektir.
Yeter ki biz O'nun yolunda olalım...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.