Hasan Aksay

Hasan Aksay

Müslüman aileye tuzak..

Müslüman aileye tuzak..

“Mahalle baskısı” yaygarası! Sinsi tuzaklardan bir modeldir. Fark ettirmeden milletin yaşantısına, ahlak ve erdemlerine karşı reaksiyon doğurma tuzağı. Avrupa’ya giden işçilerimiz faşinge katılmayıp, domuz eti yemeyince, “çevreye, mahalleye uyumsuz, muhite entegre olamıyor” diye telaşa düşüyorlar. Türkiye’ye gelince, milletin değerleri baskı oluyor. Sezer Rektörü gibi, “keşke Hıristiyan olsaydık” öyle mi? çocuklara, anne-babasının, Türk mahallesinin ahlak ve erdemlerini, imanını “baskı” diye çirkinleştirerek takdim, en azından edep dışılıktır. Kendi milli değerlerini sinsice redde yönelik böyle bir tuzaktır. Tarihe şan vermiş, Hak yoldaki kendi milletine yabancılaşmaktan daha büyük felaket olmaz. Milletinin % 95’ini aşağılayan bir aşağılıktan daha aşağısı olmaz. Nesilleri, milletine yabancılaştırma, zıtlaştırma fitnesinden daha sinsi ve haini olamaz. Şimdi ikinci bir sinsilik:
İçki, eroin ilkokula indi. Kartel, içkisiz bir yer görse feryadı basıyor. Eşcinsellik yasal imkanlara kavuştu. Satanist nikahı dahil bütün birliktelikler kanun himayesinde, yalnız İslâm yaşantısı nikahına kadar suç. Fişleme hakareti ve imha planı, Müslüman için doğdu. Kıyafet sorunu yalnız Müslüman için var. 15 yaşına kadar öğretimi yasaklanan tek değer İslâm. Moon tarikatı, Budist yogası, evrensel gizli örgütlere varıncaya kadar herkesin özgür bırakıldığı ülkede Müslüman her vesileyle saldırıya maruz. Baraj su toplama havzalarındaki domuz çiftlikleri kartel medyasına dert olmuyor. Ama “kurban kanı boğazı kızıla boyadı” iftirasına kadar her utanmazlık ortada.
İslâm bir bütündür. İslâm’ı değiştirmek, çarpıtmak, İslâm’ın yerine başka bir şey koyma gayreti, imkansızı gaye edinmektir, akılsızlıktır. Kur’an-ı Kerim, on beş asırdır milyonlarca hafızın hıfzındadır. 6666 ayetten bir ayeti dahi bütün düşmanlıklara rağmen düşürememişlerdir. Haçlılar, evrensel gizli örgütler ve tüm münafıklar dahil buna kimse güç yetirememiş, yetiremeyecektir. Başörtüsü zulmü ile hedeflenen, İslâm’ın örtünme hükmünü hayattan çıkarmak, Kur’an-ı Kerim’de bir gedik açmaktır. Gelecek nesillerinin mimarı Müslüman kadınla Kur’an arasında bir kopukluk doğurma gayreti sadece bir cahiliye ahmaklığıdır. Tarihin hiçbir döneminde başarıya ulaşamamıştır. İnsan, insanlığından vazgeçer mi!.. İslâm insanlıktır.
Şimdi başörtüsü serbestliğine karşı “mahalle baskısı” modeli sinsi bir saldırı başlıyor. “Bu oldu fakat 18 yaşına kadar İslâm’a ait bir yaşantı kesinlikle olmasın” ön şartını içeren “18 yaşında kendi karar versin” aldatmacasını kullanmak istiyorlar. 18 yaşına kadar cinsellikten içkiye, baleye, dansa, dinsizliğe kadar her şey öğretilecek, fakat İslâmi öğretime gelince “Dur şimdi olmaz, 18 yaşına gelmeden İslâm, öğretilip kesinlikle yaşanmamalı. Bu baskı olur. Tam tersi yaşanmalı. Moon tarikatını öğren ki kültürün artsın” denecek öyle mi? Eşcinsellik ve eroinden satanistliğe kadar her felaketin teşvik ve ticaretinin yapıldığı bir ortamda ey kardeşim bil ki, çocuğuna sağlam İslâmi bir bilgi ve hayat kazandıramazsan, sonra evladını tanıyamazsın. Arkadaşının kanını içen satanistleri, anasının kafasını kesen esrarkeşleri okuyup görüyorsun. Beden sağlığını korumak için çırpındığın, böbreğini verdiğin evladının ruhunu ve insanlığını korumak için de gayret ve fedakarlık gerekir. Bunun tek yolu, evladını İslâm, iman, ahlak ve erdemleriyle güçlendirmektir. Eğer çocuğunu, 18 yaşına kadar İslâm’sız bırakırsan, bil ki candan aziz bu canını, birileri alıp götürecek; eroinci, içkici hatta birilerine tetikçi yapacaktır. Senin ve milletinin karşısına geçip, “Sizin yüzde 95’iniz beş para etmez” diyecek kadar dahi aşağılaşabilir. Dövünmenin fayda vermeyeceği günden önce gayret gerekir.
Allah aziz milletimizi, İslâm dünyasını ve tüm insanlığı korusun...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi