Gençlerimizi nasıl meslek sahibi yapacağız?
Bu ülkede uzun yıllar sanat okulları piyasanın kalifiye eleman ihtiyacını karşılamıştır. Beş yıllık ilkokuldan sonra sanat okullarına öğrenci alınıyor, bu okullarda orta ve lise olmak üzere 6 yıl meslek eğitimi alan gençlerimiz lise bittiğinde bir meslek sahibi oluyorlardı. Ondan sonran yüksek okul ve üniversiteye gidemeseler bile bir meslekleri olduğu için işsiz kalmıyorlardı.
Yapılması gereken öncelikli iş bu okulların kalitesini yükseltmek, gerekli makine ve aletlerle donatmak, gençlerimizi alanlarında gerçekten yetiştirmekti. İkinci adım ise meslek okullarındaki gençlerimizin branşları ile ilgili yüksek okul ve fakültelere gidebilmeleri için önlerinin açılmasıydı. Bu konuda zaman zaman bazı adımlar atıldı ama bir türlü sistem rayına oturtulamadı. Zorunlu eğitimin kesintisiz olarak 8 yıla çıkartılması ile tüm bu sanat okullarının, şimdiki tabiriyle meslek okullarının orta kısımları kapatıldı. Artık genç yavrularımız ortaokulu ilköğretim içinde bitirecek ondan sonra isterlerse meslek liselerine gidebileceklerdi.
Bu arda bir de meslek liselerini tercih etmişlerin üniversite yolunda önlerini kesmek için bir katsayı zulmü devreye sokuldu. Netice olarak meslek okullarının gençlerimiz açısından cazibesi kalmadı. Meslek liselerinde giderek öğrenci azalırken, bu okullar yeterli mekan, makine ve gerekli malzemelere sahip olamadığı için mezun olan çocuklarımızda kalite açısından gerileme başladı. Çünkü, meslek okulları için pratik çok önemlidir... Bu okullarda teoriden çok tatbikat yani pratik önemlidir. Gerçi bu konuda yasal bazı düzenlemeler yapılarak staj dönemlerinin verimli olabilmesi için bazı adımlar atıldı ama bunlar yeterli olmadı.
Bu bakımdan bir süreden beri "Meslek Lisesi Memleket Meselesi " kampanyası yürüten Koç Holding'den katsayı zulmünün sona erdirilmesinin ardından yapılan açıklamada "Artık tartışmayı bırakıp meslek edindirmeye bakalım" çağrısına ilgililerin kulak vermesi gerekiyor. Ancak, bunun için ilk atılması gereken adım meslek okullarına öğrencilerin 5 yıllık zorunlu eğitim ardından geçebilmelerinin önünün açılması gerekiyor. Gerçekten gençlerimize meslek edindireceksek ve buna ülkemizin ihtiyacı varsa geç kalınmadan bu adımın atılması gerekiyor.
Her gencimizin üniversite tahsili yapmasına bir itirazım yok ama, eğitim kurumlarının ülke ihtiyaçlarına göre kendilerini düzenlemeleri gerekir. Bunun yolu da meslek okullarını sadece meslek liseleri olarak sınırlandırmaktan vazgeçilerek meslek okulları haline dönüştürülmelidir... Çünkü, her türlü meslek küçük yaşlardan itibaren başlanılırsa daha iyi öğrenilir. Sırf imam hatip düşmanlığı sebebiyle atılmış yanlış adımlardan biran evvel dönülmelidir. Gençlerimizin bir takım siyasi ve ideolojik düşüncelerle engellenmesi, en azından önlerinin kesilmesi yanlış olmuştur.
Sanayileşmenin ve dünya ile yarışmak alanlarında çok iyi yetişmiş elemanlara sahip olmakla mümkün olur. Özelliklede kalifiye ara elemana sahip olmadan kalkınmanın sağlanması mümkün değildir demeyeyim ama çok zordur.
Bugünkü eğitim sistemimiz bütün gençlerimize lise tahsili yaptırıp üniversite kapısına yığmaya yöneliktir. Üniversite kapısına yığılmış gençlerimizin tümünün yüksek tahsil yapmaları da mümkün değil. Çünkü, kontenjanlar sınırlı. Kaldı ki kontenjanlar sınırlı olmayıp her lise mezunu üniversiteye alınmış bile olsa bu da çözüm değildir. Çünkü, ülkemizde giderek yüksek tahsilli işsizlerin sayısı artıyor.
Halbuki bir işyerinde vasıfsız elemanlar ile mühendislerden daha çok ara elemana ihtiyaç vardır. Artık katsayı konusunu tartışıp durmanın anlamı yoktur. İleriye bakmak, meslek sahibi kalifiye eleman yetiştirmek için neler gerekiyorsa onlar yapılmalıdır. Bu konuda yıllardan beri çalışan eğitimciler vardır ve meseleye dikkat çekmektedirler. Hazırladıkları ve mesleki teknik eğitim raporlarından bazılarını inceledim. Gerçekten ciddi ve gerekli öneriler var.
Elbette meslek okulları söz konusu olunca bu okulların sanayi ile içli dışlı olması çok önemlidir. Sanayi ile eğitim kurumları ne ölçüde işbirliği yapabilirlerse o ölçüde netice alınabilir. Özellikle meslek okullarının stajyer öğrencilerine sanayi kuruluşlarının yakın ilgi göstermesi ve kucak açması gerekiyor. Aksi halde bir süre sonra ülkemiz tahsilli işsizlerden geçilmeyecektir. Buna karşılık kalifiye eleman ihtiyacı olan kurumlar da sıkıntı içinde kıvranacaklardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.