Haçlı Seferi ve ölüler özgürdür
Gelecek günler ve yıllarda ABD'nin Afganistan ve Irak işgali ile ilgili olarak kim bilir ne iğrençlikler ortaya dökülecek, belki de Irak'ta gerçekleştirilen tüm saldırıların arkasında Amerikalı işgalcilerin müslümanları yok etme düşüncesinin yattığını pek çok insaf sahibi Amerikalıdan duyacak ve dinleyeceğiz. Hatta bu tür itiraflar başladı bile.
Bush yönetimindeki ABD'nin İslam dünyasına yönelik demokratikleştirme ve özgürleştirme hareketinin(!) aslında Müslamanları ve dolayısıyle İslamı yok etmek adına girişilen bir Haçlı Seferi olduğunu görmek istemeyenlerin de göreceği bir şekilde ortaya dökülecek. Aslında Bush da yaptıklarının birHaçlı Seferi olduğunu açıklamıştı ama, bir takım ABD hayranları bu açıklamayı görmezden gelmeyi tercih etmişlerdi. Bush'un açıklamasına bizlerin dikkat çekmeye çalışması da yeterli olmamıştı. Her ne ise şimdilerde Irak'taki öldürme olaylarına bizzat katılmış kişilerin mahkemeye verdikleri ifadelerden anlıyoruz ki Irak'ın işgali demokrasi ve özgürleştirme ambalajına sarılmış bir soykırım ve Hristiyanlaştırma hareketidir.
Şimdi gelelim gazetelere de yansıyan haberlerin içeriğine..
Irak'ın işgalinin ardından güya güvenliğin sağlanması için Pentagon ve Amerikan Savunma Bakanlığı tarafından görevlendirilen Neocanların ideolojik grubu olarak gösterilen Blackwater Güvenlik Şirketi'nin elemanlarının Irak'ta omuzlarına Tapınak Şövalyeleri'nin rütbelerini takarak tam bir haçlı zihniyeti ile savaştığı bu şirkette geçmişte görev yapmış iki kişi tarafından mahkemede ifade ediliyor.
Bu tanıklardan birisi şunları söylüyor:
"Patron Eric Prince kendini bir Hristiyan Haçlı olarak görüyordu. Bu niyetle bütün Müslümanları yok ederek İslam dinini ortadan kaldırmak istiyordu."
Bir başka iddia ise şirketin sahibi ve yönetim kurulu başkanı Eric Prince'nin daha önce şirketle ilgili olarak yetkililere bilgi sızdıran birçok eski çalışanı öldürdüğüdür... Yani Pentagon ve Amerikan Savunma Bakanlığı'nın güya Irak'ta güvenliği sağlamakla görevlendirdiği bu şirket binlerce sivili öldürtmüş ve yaralamış. Tüm bu gelişmelerin ABD yönetiminin bilgisi dışında gerçekleşiyor değil. Sadece olayın ortaya dökülmesini istemiyorlar, döküldüğünde de olayı kapatmaya çalışıyorlar ya da göstermelik olarak bir iki cezalandırma ile geçiştirmenin gayreti içine giriyorlar. Çünkü, ABD yönetimin 1milyar 200 milyon dolar ödediği bir şirketin yaptıklarından habersiz olması düşünülebilir mi? Kaldı ki, Afganistan ve Irak'ın işgalini politikasının esası olarak kabul eden Bush'un yaptıklarının yeni bir Haçlı Seferi olduğunu itiraf ettiğini hatırlarsak Irak'ta bilinçli olarak ve ABD yönetiminin denetimi altında katliam gerçekleştirildiğini söylemek mümkündür. Senior Bush ve adamları demokrasi ve özgürlük adına müslümanları yok etmelerinin adını da "Ölüler özgürdür" olarak koymuşlardır. Çünkü, ölünün demokrasi ve özgürlüğe ihtiyacı yoktur.
Afganistan ve Irak işgalinin iç yüzünü tam olarak anlayabilmek için Irak'ta güvenliğin sağlanması için görevlendirilen şirketin Başkanı Eric Prince'nin kendisi ile aynı inancı ve düşürnceyi paylaşanları ve Iraklı Müslümanları öldürmek için elinden geleni yapacak özel profesyonel kişileri görevlendirildiğini, bu tiplerin özel olarak seçildiğini yine şahitlerin mahkemeye verdiği ifadelerden öğreniyoruz. Bu arada söz konusu güvenlik şirketinin silah kaçakçılığı yaptığı ve PKK'ya silah sattığı, belkide ABDyönetimin gönderdiği silahları terör örgütüne aktardığıda iddialar arasında.
Tüm bunlardan sonra ABD'nin İslam dünyasına yönelik demokratikleştirme ve özgürleştirme hareketinin(!) gerçek anlamını uzun uzun düşünmeye gerek yoktur.
Bu bakımdan özellikle her fırsatta ABD'yi stratejik müttefik, yakın dost gibi nitelendirmelerle milletemizin gözünde yüceltmeye çalışanlar bu gerçek üzerinde düşünmek zorundadırlar. Bilinin o dur ki ABD'Inin başında kim bulunursa bulunsun dost olması mümkün değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.