Varlık barışı, vergi kaçakçılığına döner mi?
Her yıl bütün dünyada denetimden kaçırılan milyarlarca dolar, İsviçre bankalarındaki gizli hesaplara aktarılıyor...
Bu işlemler, İsviçre bankalarının aracılığıyla her ülkede kolaylıkla yapılabiliyordu…
Fakat krizin başlamasıyla birlikte piyasalarda yaşanan likidite sıkışıklığının etkisiyle, dünyanın gözü İsviçre bankalarındaki bu paralara dikildi…
Büyük bir banka olan UBS, Amerika’da müşterilerine çeşitli yollar göstererek hesapları gizleme, vergi ödememe ve paraları İsviçre’ye transfer etme konusunda hizmetler sunmaktaydı…
ABD, 52 bin vatandaşının, İsviçre'deki gizli hesaplarda 15 milyar dolar sakladığını ifade ederek, bunların detaylarını UBS bankasından istedi…
Araya bankanın üst düzeyinde çalışmış bazı kimselerin itirafları da karışınca, konu Amerikan vergi dairesinin taraf olduğu bir hukuk savaşına dönüştü…
Meseleye vergi kaçakçılığı boyutu da karışınca iş ciddileşti…
UBS, bankacılık lisansının iptal edilmemesi için anlaşmaya giderek Şubat ayında 800 milyon dolara yakın rekor tazminat ödedi… Ayrıca elindeki bazı gizli hesaplara ait detayları ABD hükümetine verdi…
Mahkeme kararından önce gidilen bu anlaşma, gizli hesaplar sistemi üzerinde kurulmuş İsviçre bankacılığının itibarını fena halde sarstı… Müşteriler ürkerek paralarını çekmeye başladılar…
İsviçre ekonomisini ayakta tutan gizliliği kanunla korunan bankacılık sistemi alarm verince, devreye giren İsviçre hükümeti, UBS bankasına mali destek programı uyguladı…
ABD ve banka arasındaki hukuk savaşı, geçen hafta ikinci bir anlaşmayla sonuçlandı… UBS bir cezadan kurtulmak için yine anlaşmaya giderek vergi kaçakçılığına taraf olmadığını göstermek üzere 4,500 Amerikan vatandaşının daha gizli hesap detaylarını vereceğini açıkladı…
Dünyanın diğer tarafında sürüp giden bu hukuk sürecinin Türkiye’yi ilgilendiren önemli bir tarafı var…
Şubat ayında Londra’da yapılan G-20 Zirvesi’nde alınan kararlar OECD'nin ‘Beyaz Listesi’ içinde bulunan ülkelere vergi kaçakçılığını önlemek üzere, İsviçre gibi ülkelerde açılan gizli hesaplara ulaşma hakkını da getiriyordu…
Akabinde devam eden süreçte, İsviçre bankalarının kanunları çiğnediği, Amerikan vatandaşlarının vergi kaçırmalarını kısmen temin ve teşvik ettiği, ABD kongresinin raporlarına yansıdı…
Bu kadar gürültüden sonra artık İsviçre’deki gizli hesaplara para aktarma devri de bitiyor… ABD ve diğer ülkelerin baskıları sonucu İsviçre bankalarının hesapları gizleme imkânları da kalmayacak…
ABD’nin UBS aleyhinde vergi kaçakçılığı iddiası ile dava açması ve elinden gizli hesapların detayını alması bir emsal teşkil etti...
OECD'nin beyaz listesinde bulunan Türkiye’nin de soruşturma hakkı var…
İsviçre bankalarında bulunan ve Türkiye kaynaklı 20 bini aşkın hesapta, 100 milyar doların üstünde bir para saklandığı biliniyor…
Bu hesapların detayına ulaşmak için Türkiye, ABD’nin stratejisini uygulayarak vergi kaçakçılığının uluslararası hükümlerini işleterek bilgi edinme imkânını kullanabilir…
Yani Türkiye, vergi argümanıyla bu hesaplara uzandığı takdirde memlekete 100 milyar doların üzerinde bir paranın gelmesi için yolu açmış olacak...
Hâlihazırda bu paraların getirilmesi için varlık barışı adı altında bir uygulama devam ediyor... Fakat şu ana dek çok fazla para dönmedi…
Dönmesi de beklenmiyor zaten!..
Bu varlık barışının çerçevesi, o paraların güzellikle getirilmesi şeklinde çizilmişti…
Şimdi beyaz liste üyesi olan Türkiye’nin elinde konuyu vergi kaçakçılığı davasına dönüştürebilecek uluslararası emsal ve kararlar var…
Bu krizde vergi tahsilâtlarında düşüşler yaşandı… Dışarıdaki paraların getirilmesi çok daha önemli hale geldi…
Hazır şartlar müsaitken hükümet açısından İsviçre’deki gizli hesaplara yakın gözlükleriyle bakmakta faydalar vardır…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.