Türkiye’nin en büyük füze alımı
Türkiye ABD'den 7.8 milyar dolarlık füze sistemleri almaya karar vermiş. Çünkü İran'ın elindeki uzun menzilli füzeleri Türkiye için tehlike oluşturuyormuş ve bunun içinde Türkiye'nin savunma sistemini güçlendirmesi gerekiyormuş. Elbette muhtemel tehlikelere karşı ülkemizin füze sistemlerini ihtiyacı olabilir. Ancak, haberi okuduğumda birkaç noktada kafam karıştı. Birinci olarak haberin kaynağı ABD Kongresi savunma sistemleri uzmanı Steven Himderth diye birisi..
Bu zata göre, "Yeni nesil Patriot sistemi olan PAC-3'ler, İran'ın 500 ve 800 kilometre menzilli SCUD füzelerine karşı Türkiye'ye büyük bir savunma sağlayacakmış ve İran füzeleri halihazırda tüm Türk kentlerine ulaşabiliyormuş"... Bunun için de alınacak olan yüksek irtifa hava savunma sistemi olan Patriot PAC-3'ler paketler halinde gelecekmiş. 4 sistemden oluşan ilk parti 2010'da teslim edilecek, gelenlerden ikisi Ankara ve İstanbul'a yerleştirilecekmiş. Sipariş edilen Patriotlar hem füzelere hem de uçaklara karşı yüksek oranda isabet sağlıyormuş.
Kafamı kurcalayan ikinci husus ise Türkiye İran ile kamuoyunun bilmediği bir savaşın eşiğine mi geldi?. Yoksa durduk yerde ve bunca ekonomik kriz ve bütçe açığına rağmen ABD'den niçin 7.8 milyar dolarlık füze satın alsın !..
Aslında İran'ın sahip olduğu ileri sürülen uzun menzilli füzeler sıkça gündeme gelir. Bu tür haberler önce ABD ve AB basınında yer alır ardından da yabancı ajanslar kanalıyla Türk medyasında yerini bulur. Hatta bu haberlerde İran füzelerinin menzilinin 1200, hatta 1500 kilometre menzile sahip olduğu bazı AB şehirlerinin de İran füzelerinin menzili içinde kaldığı bile ileri sürülür. Bu haberler ne zaman gündeme gelmiş ise ABD'nin İran'a yönelik bir hazırlığı aklıma gelir. Bu haberlerle Türkiye korkutulmaya, ardından da silah almaya zorlandığını düşünmüşümdür. Ancak, düne kadar Türkiye'nin füze alımına ilişkin bir haber söz konusu değildi. Başkan Obama yönetiminin füze satışının onayı için Kongre'ye başvurması ile olay ortaya çıkmış oldu.
Doğrusunu söylemek gerekirse son yıllarda Türkiye'nin İran ile ciddi bir sorunu yok. Zaman zaman bazı konular ortaya çıksa da bunların büyük çoğunluğu bazı dış zorlamalarla ülkemizin gündemine gelmektedir. Bunun yanında İran'da gerçekleşen devrimden bu yana ABD'nin bu ülkeye karşı bir takım planlarının olduğu biliniyor. Irak'ın işgalini sadece Ortadoğu petrollerine el koymak olarak görmek eksik bir değerlendirmedir. Hatta önce Afganistan'ın ardından Irak'ın işgali aslında İran'ın etrafını çevirmek anlamına gelir. Yani ABD, İran'a yönelik muhtemel bir hareketinin alt yapısını Afganistan ve Irak işgali ile oluşturmuş, bu arada Türkiye'yi de müttefik olarak yanında görmek istemektedir. Irak işgali öncesi yaşananlar bunun bir neticesiydi.
Bu bakımdan ABD'nin İran'a yönelik bir müdahalesi sırasında bir oldu bitti ile Türkiye'yi de işin içine sokmak isteyeceği açıktır. Türkiye'ye satılan füze sistemlerinin böyle bir oldu bitti de kullanılıp kullanılmayacağı sorusu ciddi olarak düşünülmelidir. Çünkü, Türkiye'nin İran ile bir sorunu yoktur. En azından şimdilik ve görünen bir sorunu yoktur. Buna rağmen bölgede gerek İran gerek Türkiye yeni dengelerin peşinde olabilirler.. Söz gelimi İran, Irak'taki Şiilerle işbirliği oluşturarak kendine yeni bir nüfuz alanı oluşturmaya çalışabilir. Bu arada Türkiye bölgede üstlendiği etkin dış politika ile bölge ülkeleri nazarında güçlenebilir. Ancak tüm bunlar İran ile Türkiye'yi karşı karşıya getirecek gelişmeler değildir. Çünkü, böyle bir sonuç Türkiye'nin de İran'ın da işine yaramaz. Sadece ABD'nin işine yarar, onun işini kolaylaştırır. Kaldı ki İran devrimin arkasından olduğu gibi artık devrim ihracı peşinde de değildir.
Artık devrim heyecanı bitmiş, dünyanın güç dengelerini iyi kontrol edip ona göre hareket etme dönemine girilmiştir. Buna rağmen ABD'nin İran'dan rahatsız olduğu da biliniyor. Çünkü, bölge ülkeleri içinde sadece İran ABD'ye kafa tutmakta, meydan okumaktadır. Bu ise ABD yönetimini ciddi olarak rahatsız etmektedir. Buna bir de Amerika'daki Yahudi lobisi ile İsral'in ABD yönetimini her fırsatta İran'a müdahale etmeye zorlaması da eklendiğinde İran'ın gücünü kırmak için ABD-İsrail ikilisinin bir bahane ile İran'a saldırması hiç de sürpriz olmaz.
Böyle bir ortamda Türkiye'nin alacağı füze sistemleri üzerinde iyi düşünülmesi ve İsrail-ABD ikilisinin muhtemel senaryolarına alet olunup olunmayacağının iyi hesap edilmesi gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.