Türkiye'nin ABD'den alacağı Patriot füzeleri konusunda başlayan tartışmaların özünü çoğunlukla İran'ın nükleer güce sahip olmasının Türkiye açısından oluşturduğu tehdit ve bu tehdide karşı füze savunma sistemi kurması mecburiyetinin oluştuğu iddiaları teşkil ediyor.

Medyaya yansıyan haberlere göre de böyle bir tehdit algılamasının kaynağı ABD... Yani ABD bizim adımıza dost ve düşmanlarımızı belirliyor ve ona göre de bize neler yapmamız gerektiğini tavsiye ediyor.

Bunun sonucu olarak da Türkiye yaşanan çok ciddi bir kriz ortamında ABD'ye 7.8 milyar dolarlık füze siparişi veriyor.Bu noktada merak ettiğim ve üzerinde durulması gereken bir hususa dikkat çekmek istiyorum.

Hadi bizde ABD'nin tehdit değerlendirmesini doğru kabul ederek İran'ın Türkiye için tehdit oluşturduğunu, nükleer silahlarla her an üzerimize saldıracağını düşünelim.

Peki, Türkiye için bölgede tek tehdit unsuru İran mıdır? İsrail tehdit oluşturmuyor mu? Her an İran'ı vurabileceğini dünyanın gözünün içine bakarak ilan eden İsrail için çok daha uzak bir mesafede midir? Siyonistlerin nihai hedefinin Nil'den Fırat'a uzanan bölgeyi vaad edilmiş topraklar olarak gördüklerini ve hedeflerinin bu toprakların tümünü ele geçirmek olduğunu bilmeyen var mı?

Bu konuya burada nokta koyup esas merak ettiğim ve iktidardan cevabını beklediğim soruya geçmek istiyorum.

ABD silahların parasını bizden alacak. Çünkü bu silahlar hibe yolu ile gelmediği gibi NATO Savunma Sistemini yaygınlaştırmak için de Türkiye'ye veriliyor değil. Bu arada Türkiye bir NATO ülkesi olmasına rağmen Polonya ve Çek Cumhuriyeti'ne bu sistemleri kendisi kurarken Türkiye niçin cebinden kuruyor? Bu da ayrı bir konu. Bu konuda daha sıralayabileceğimiz pek çok soru var.

Esas sorum ise şu; Türkiye'nin parası ile alacağı füze sistemini İran'dan gelecek bir saldırıya karşı kullanması mümkün iken acaba İsrail'den Türkiye'ye yönelik bir saldırıda bu füze sistemlerini kullanma imkanımız var mı? Ya da bu füze sisteminin İsrail'e karşı kullanılamayacağına dair bir şart söz konusu mu?

Sakın ola ki birileri çıkıp da "Parasını verdiğimiz silahları kime karşı kullanacağımıza ABD karışamaz" demesin...

Böyle olmadığını geçmişte gördük... Hatta Kıbrıs çıkarmasının ardından daha önceden parasını ödediğimiz silahlar Türkiye'ye teslim edilmedi, parası da iade edilmedi.

Böyle bir soruya neden gerek duyduğuma gelince...

Öncelikli olarak böylesine yüksek maliyetli bir sistemin satın alınmasının Türkiye için bir gereklilik olup olmadığının cevaplandırılması gerekiyor. Bunun ardından da Türkiye kendisine tehdit oluşturan ülkeleri ABD'den mi öğrenecek?

Çünkü haberlere bakıyorum hep ABD raporlarından söz ediliyor ve bu raporlardaki İran tehdidi gündeme getiriliyor.

Çünkü Pentagon Kongre'ye yaptığı açıklamada Türkiye'nin füzeleri savunma kapasitesini güçlendirmek için kullanacağı ve bölgesel tehditlere karşı bölgesel güç oluşturacağını ileri sürüyor.

Bu bölgesel tehdit ise ABD Senatosu'nun Şubat 2008'de hazırlattığı raporunun Türkiye bölümünde şöyle ifade ediliyor:

"Ankara, İran'ın nükleer silaha sahip olmasını kendisi için negatif bir durum olarak görüyor. İran ile dostane ilişkilerinin aslında iki ülke arsındaki güç dengesinden kaynaklandığını, İran'ın nükleer silaha sahip olması durumunda bu dengenin bozulacağını düşünüyor.

Türkiye'yi tamamen menzili içine almış gizliden gizliye bir atom bombası için program yürüttüğü belirtilen İran tehlikesi ışığında Türkiye'nin bir füze savunma sistemine sahip olması şart."

Bu rapor ile İsrail devlet sözcülerinin İran'a yönelik açılamaları arasında ciddi bir paralellik yok mu? ABD, Türkiye'ye, İran, İsrail'e olduğu kadar sizin için de tehlike oluşturuyor. Bu ortak düşmana karşı birlikte hareket edilebilir demeye getiriyor.

Ancak, böyle bir yaklaşımı doğru kabul etmek, dost ve düşmanımızı tanımamak anlamına gelir. Hatta diyebiliriz ki ABD kendi çıkarları ve yaklaşımları doğrultusunda ülkemize dost ve düşmanlar belirliyor. Bunun sonucu olarak da ayrıca silah satıyor. Bu oyuna gelinmemeli diye düşünüyorum.