İTÜpSAT1, İTÜ ve bir anının düşündürdükleri
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Uzay Mühendisliği Bölümü, ilk Türk uydusu İTÜpSAT1’i üretip yörüngesine yerleştirdi.
Uydu tamamen üniversite öğretim üyeleri ve öğrencilerimizin başarısı. Küp boyutundaki uydunun yörüngesi yaklaşık 700 km. ve yine yaklaşık 90 dakikada bir dünyayı dönecek, 6 ay görev yapacak, fotoğraflar çekecek.
Emeği geçen bütün bilim adamlarımızı, öğrencilerimizi ve milletimizi gönülden tebrik ediyor, Allah’tan başarılarının devamını diliyorum.
Son derece tabiî ve olması gereken bu tür başarılar, içinden çıkmaya çalıştığımız şartlar bakımından, bir değil, üç kere sevinç vesilesi fevkalade bir hadisedir:
1) Şükür gerektiren önemli bir iyiye dönüş, başarı ve gelişme başlangıcıdır.
2) Daha önemlisi, üniversitelerimizin başarısızlık sebebini günyüzüne çıkarması, bilgiden koparıp nasıl kavga ve içki tüketim merkezi haline getirildiğini anlatan bir ibret olmasıdır. Darbeler ve YÖK’le gelen yönetim felâketi. İTÜ’nün yarım asır öncesini, komisyonda aylarca tartışılan bir kanun teklifim dolayısıyla derinlemesine tetkik etmiştim. İTÜ, eskiden de değerli bilim adamları yetiştirmiş, önemli bir bilim merkezi idi. Kavga, içki ve ikna odaları haline gelmesi, darbelere gerekçe hazırlama gayretlerinin ürünüdür. 12 Eylül 1980 darbesinin YÖK’ü, bütün üniversitelerimizi, insan yetiştirmekten, ilim ve tefekkürden, bilim yarışından uzak, darbe yandaşlığıyla, makam ve imkân dağıtan, öğretim üyelerini fişleyen, en çalışkan öğrencilerin okuma haklarını elinden almak için zulümler icadıyla uğraşan bir kurum haline getirilmiştir. Darbe çığırtkanlığı için imtihanlar askıya alarak Malatya’dan Ankara’ya öğrenci sevkiyatları yapıldığı karanlık günlerden bu günlere gelişin ışığını yakan İTÜ’nün bu başarısı bir kere daha önemlidir.
3) Bu başarı, ufuk açan bir ışıktır. Üniversite Öğretim Üyeleri Dayanışma Derneği (ÜNDER) Başkanı Sayın Prof. Dr. Şefik Dursun, bu ufkun somut örneklerini veriyor: “Biz tanklarımızın modernizasyonunu ve sınırdaki mayınları da üniversitelerimize temizlettirebiliriz. Bunları üniversitelerimiz yapar” diyor. İTÜ’nün bu başarısı, İsrail’in batık İMİ şirketini milyarlar ödeyerek kurtarmaya mecbur olmadığımızı da anlatıyor.
Allah insanı, “ekmel-i ve eşref-i mahluk” olarak yaratmıştır. Özgürlüğünü koruyan, öğrenip çalışma imkânı bulan ve çalışan her millet başarır. Bunun Afrikalısı, İngiliz’i, Türk’ü yok. Fıtrat aynı fıtrattır. Yanılan, “Biz yapalım” diyenleri İsrail düşmanlığı ile itham ederek saldıran Kıvrıkoğlu ve Çevik Bir’dir.
Daha Milli Nizam partisi yok. 1960’da Adalet Partisi milletvekiliyim. Bir kanun teklifi verdim. Özetle, “Ortadoğu Teknik Üniversitesi bizim ama kitaplar İngilizce. İngiliz kültürüne hizmet ediyoruz. İngilizce öğrenilsin, iyi güzel. Kitaplar Türkçe olsun. İTÜ’nün yayınlarından bütün millet yararlanıyor” diyordum. Bu teklife karşı komisyonda “İlim İngilizce yapılır” diyen bir karşı tez çıktı. Mesele hararetlendi. Komisyon üyeleri dışında da birçok milletvekili katıldı. Aylar sürdü. Teklif genel kurula inemedi. Bu vesileyle her iki üniversitenin ilmi çalışma ve başarılarını, değerli profesörlerimizin de yardımlarıyla etraflıca tetkik etme imkânım oldu. Gördük ve gösterdik ki; İstanbul Teknik Üniversitemiz başarılı ve çok daha başarılı olmaya namzet bir üniversitemizdir.
“Gözlerim ebna-y-ı ademden (insan oğullarından) ol denli yıldı ki; -İstemem tek Fatiha çalmasınlar taşımı” diyen şairimiz gibi, iyiliğe engel, yanlış siyasetten çok çeken insanımız, “Siyaset karışmasın yeter” diyor. Bu son derece tehlikeli bir yanlıştır. Siyaset karışmalı. Siyaset, ufuk açıcı, yol açıcı, imkân doğurucu olarak mutlaka var olmalı. Sağlıklı bir siyaset oluşturmadan hiçbir milletin ve kurumun istenen seviyede başarılı olması mümkün değildir. Milletçe sorumluluk ve önceliklerimiz içinde mutlaka siyaseti müspete çevirmek olduğunu, darbeler ülkesi olmaktan, darbeler anayasasından kurtulmak zorunda olduğumuz, öfkeyle de olsa bir an olsun gözden uzak tutulmamalıdır. Siyasetsiz, ruhsuz şirket bile nesilleri kucaklayacak bir ömre sahip olamaz. İnsan siyasi canlıdır. Siyaset milletlerin ruhudur. Darbelerle, gizli örgütlerle, derin devletlerle sağlıklı siyaset olmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.