Gözünüz, kulağınız Kudüs’te olsun
Geçen hafta Pazar günü olduğu gibi dün de fanatik Yahudiler, kutsal günlerinde ayin yapma bahanesiyle Mescid-i Aksâ’ya baskın girişiminde bulundu.
İşgal güçlerinin de desteğiyle gerçekleştirilen bu saldırı Mescid-i Aksâ’yı savunmak için bir gece öncesinden itibaren nöbet tutan onlarca Filistinlinin direnişi sayesinde yine başarısız oldu.
Fakat Mescid-i Aksâ’yı kuşatan baskın tehlikesi henüz geçmiş değil...
Fanatik Yahudi cemaatleri bir hafta boyunca her gün Mescid-i Aksâ’ya girme girişiminde bulunacaklarını ilan etmişti.
El-Quds televizyonu, bugün bir milyon fanatik Yahudinin Mescid-i Aksâ’yı Müslümanların elinden almak için Kudüs’te toplanacaklarını duyurdu.
İşgal güçleri de Mescid-i Aksâ’ya giden yolları Filistinlilere kapatarak fanatik Yahudilere yardım ediyor.
Mescid-i Aksâ’nın içinde nöbet tutan Filistinlileri teslim olmaya çağırarak Mescid-i Aksâ’nın savunmasız kalmasını istiyor.
Fanatik Yahudilerin saldırılarına çıplak elleriyle ve iman dolu göğüsleriyle karşı koyan o bir avuç insan ise İslam Dünyası’ndan gelecek yardımı bekliyor.
Arap şair der ki: “Leqad esma’te lev nâdeyte hayyen; velâkin lâ hayate limen tunâdi”...
“Şayet canlı birine seslenseydin sesini mutlaka duyururdun; fakat seslendiğin kişide hayat yok” demektir.
Resmi yönetimlerde ve özellikle Arap rejimlerinde ne hayat var ne de hayâ...
Bunu çok iyi bilen Filistinlilerin beklediği, hükümet sözcülerinden gelecek içi boş tepkiler ve kınamalar değil...
Bekledikleri, dünya Müslümanlarının Gazze Savaşı’nda olduğu gibi sokakları doldurması...
Mescid-i Aksâ’yı ele geçirmek ve daha sonra yıkarak yerine sözde Süleyman Mabedi’ni inşa etmek isteyen işgalcinin de gözü ve kulağı İslam Dünyası’ndan gelecek tepkilerde...
Mescid-i Aksâ üzerinde uçan helikopterle baskın girişimine karşı direnen Filistinlilerin her hareketini izleyen İsrail, pür dikkat İslam Dünyası’ndan gelecek tepkileri de takip ediyor.
Birkaç fanatik Yahudi birkaç dakika Mecid-i Aksâ’da ayin yapsa ne olur?
Çok şey olur...
Fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksâ’ya bir adım atmasının ne anlama geldiğini henüz kavrayamayan varsa, 1946’dan 2008’e Filistin’in işgalini gösteren haritaya bir baksın.
Mescid-i Aksâ’da yaşananlar sadece bir avuç aşırı Yahudi yerleşimcinin işi değil...
Planlı bir eylem olan baskın girişimlerinin arkasında Netanyahu Hükümeti var.
Şeyh Raid Salah’ın tabiriyle “siyasi çılgın” Netanyahu’nun acelesi var.
Önümüzdeki bir kaç yıl İsrail için ölüm-kalım meselesi...
Bu süreçte hem Filistin davasını tasfiye etmeyi hem de Kudüs’ü Yahudileştirmeyi hedefliyorlar.
Bunu başarmalarının önündeki tek engel ise Kudüs halkının ve Filistinlilerin direnişi...
Bir de Müslüman halkların göstereceği yoğun tepki...
Bu nedenle dolambaçlı bir yolda küçük ama hızlı adımlarla ilerlemeye çalışıyorlar.
İsrail’i yönetenler attıkları adıma gösterilen tepkiyle bir sonraki adımın kendilerine çok ama çok pahalıya mal olacağını anladıklarında o adımı atamayacaklar.
İşte o zaman fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksâ’ya baskın girişimleri de sona erecek...
Bu nedenle, Kudüs’te Mescid-i Aksâ’nın etrafında etten duvar ören Filistinliler kadar İstanbul’daki Müslümanın da yapabileceği şeyler var.
En az Gazze Savaşı’ndaki kadar tepki gösterilmeli, Mescid-i Aksâ’ya baskın girişimine...
Türkiye’de gündem yoğun...
Ama bugünlerde Mescid-i Aksâ gündemin en ön sırasına alınmalı...
Cılız gösterilerin işgalciyi daha çok cesaretlendireceği göz önüne alınarak, geniş katılımlı protesto gösterileri düzenlenmeli...
Kamuoyunu bilgilendirmek için yazarlarımız tüm konuları bir kenara bırakıp Mescid-i Aksâ’yı yazmalı...
Yarın çok geç olmadan ne yapılması gerekiyorsa bugün yapılmalı...