‘Onlar Hamas’ı seçti, ölebilirler!’

‘Onlar Hamas’ı seçti, ölebilirler!’


Gazze Savaşı’nda işlenen savaş suçlarını araştırmak üzere Birleşmiş Milletler’e bağlı bir araştırma komisyonu kuruldu.

Başına da, Güney Afrika Anayasa Mahkemesi eski yargıcı Richard Goldstone getirildi.

Komisyon, raporunu tamamlayıp BM İnsan Hakları Komisyonu’nda görüşülmek üzere sundu.

Goldstone Raporu, İsrail’i Gazze Savaşı’nda sivilleri hadef almakla, yasak silahlar kullanmakla ve savaş şuçu işlemekle suçluyordu.

Rapor İsrail’i fena halde köşeye sıkıştırmıştı ki, Mahmud Abbas başkanlığındaki Filistin Yönetimi imdadına yetişti.

Abbas’ın talebiyle raporun görüşülmesi ertelendi.

“Filistin halkının sırtından hançerlenmesi” ve “şehitlerin kanına ihanet” anlamına gelen bu kararın duyulması savaşta yaralananları ve yakınlarını kaybedenleri, Filistin halkının tamamını ve dünyadaki vicdan sahibi herkesi doğal olarak ayağa kaldırdı.

İyi de, başta Goldstone Raporunu destekleyen Mahmud Abbas rapordan desteğini neden çekmişti?

Bu sorunun cevabını aradığımızda, o ünlü “havuç ve sopa” taktiği çıkıyor karşımıza...

İsrail Hükümeti, Abbas’a bir eliyle havuç uzatırken diğeriyle sopayı göstermişti.

Abbas’ın oğlu Yasir’in İsraillilerle ortak olduğu şirketi “El-Vataniya Mobile”, Batı Yaka’da ikinci bir GSM operatörü için ruhsat talep etmesine rağmen İsrail henüz bu raporu vermemişti.

Abbas’a, raporun ertelenmesini talep etmesi karşılığı bu ruhsatın verileceği iletildi.

Havuç bu...

Sopaya gelince...

Orada durum daha da vahim...

İsrailliler, Abbas’a Gazze Savaşı’na kendileriyle birlikte katıldığını tüm ayrıntılarıyla deşifre etme şantajı yaptılar.

Kısacası, “Biz savaş suçundan uluslararası mahkemede yargılanırsak, unutma ki orada senin için de bir koltuk olacak” dediler.

Meğer İsrailliler, Abbas’ın adamlarıyla yaptıkları görüşmeleri kaydetmişler...

Washington’daki toplantıda Filistin heyeti rapordan desteğini çekmemekte ısrar edince, Albay Eli Abraham odaya girerek dizüstü bilgisayarından Abbas’ın Ehud Barak’ı Gazze’ye açılan savaşı sürdürmesi yönünde iknaya çalıştığı konuşmayı dinletiveriyor.

İsrailli albay, bir başka görüşmenin kayıtlarını daha dinletiyor Abbas’ın adamlarına...

Abbas’ın en yakın adamlarından ve Fetih’in önde gelen liderlerinden Tayyib Abdürrahim, İsrailli yetkili Dov Weiglass’a şöyle diyor:

“Cebalya ve Eş-Şaati’ kamplarına saldırmanın tam zamanı; bu iki kampı ele geçirirseniz Hamas iktidarı devrilir.”

Weiglass, bunun binlerce sivilin ölümüne neden olabileceğini söyleyince, Tayyib Abdürrahim’in ağzından, Abbas ve adamlarının nasıl bir ihanet mantığına ve haleti ruhiyeye sahip olduğunu ortaya seren şu cümleler dökülüyor:

“Olsun; hepsi Hamas’a oy verdi. Böylece kendi kaderlerini onlar kendileri çizdi, biz değil!..”

Doğrusu insanın kanı donuyor, bunları duyunca...

Bir yanda Yahudi asıllı yargıç Richard Goldstone...

Kızı İsrail’de yaşıyor.

Ama mesleğine ihanet etmeden İsrail’in savaş suçu işlediğini söylüyor.

Daha da ötesi, İsmail Heniyye’nin söylediğine göre, raporun görüşülmesi ertelenince ağlıyor.

Diğer yanda ise iktidar uğruna İsraillileri Gazze’yi yakıp yıkmaya teşvik eden Mahmud Abbas ve Tayyib Abdurrahim gibi Filistinli isimler...

“Hangisi daha çok Siyonist?” sorusu geliyor, insanın aklına ister istemez...

Goldstone Raporu ertelense de, Abbas Yönetimi’nin ihanetinin artık üzeri kapatılamayacak kadar faş olmasının kaçınılmaz sonuçları olacaktır.

Bu sonuçların en belirgini ise, Mahmud Abbas’ın bitişidir.

Abbas’ın “son kullanma tarihi”nin dolmasına çok az kalmıştır...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi