Suriye Lübnan’a geri mi dönüyor?
Türkiye ve Suriye arasındaki barikatlar önceki gün sınırda düzenlenen tarihi bir törenle kaldırıldı.
Her iki ülkenin halkı artık birbirini vizesiz ziyaret edebilecek...
Başbakan Erdoğan, El-Arabiya kanalında yayınlanan röportajında Suriye örneğinde olduğu gibi bölge ülkeleriyle vizeleri karşılıklı olarak kaldırmak ve “Shengen Vizesi” benzeri bir uygulamayla serbest dolaşımı sağlamak istediklerini söyledi.
“Komşularla sıfır problem” hedefi gibi bu da yüksek bir hedef...
Kimileri bu hedefleri gerçekçi bulmasa da, ben şahsen hedefin yüksek konulmasının doğru olduğunu düşünüyorum.
Uluslararası ve bölgesel şartlar da uygunsa, bu hedeflere ulaşılmaması için hiçbir neden yok.
Türkiye’nin son açılımlarında olduğu kadar “Suriye açılımı”nda da her iki ülkenin gösterdiği siyasi irade kadar uluslararası ve bölgesel şartların rolü de büyük...
Türkiye, kelimenin tam anlamıyla “enerji köprüsü” haline geldi.
“Nabucco”, “Güney Akım” derken şimdi buna bir de “Arap Doğalgaz Hattı” eklenecek.
Suriye sınırının açıldığı ilk gün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Suriye ile Arap Doğalgaz Hattı’nın 18 ay gibi bir sürede nihayetlenmesi için karar alındığını ve çalışmalara hemen başlanacağını müjdeledi.
Hafızamızı biraz geriye döndürüp Katar Emiri’nin Türkiye ziyaretini hatırlayalım.
“Türkiye üzerinden Avrupa’ya doğalgaz satmak istiyoruz” demişti, Şeyh Hamed bin Halife El-Thani...
Bunun için Katar’dan Türkiye’ye uzanacak bir doğalgaz boru hattı inşasının konuşulduğunu söyledi.
Boru hattının dışında Türkiye’den Körfez ülkelerine uzanacak bir de demiryolu projesi var.
Bütün bu projelerde Suriye stratejik bir konumda...
Türkiye nasıl Avrupa için köprü ise, Suriye de bizim için köprü ülke...
Çünkü Mısır’dan ve Katar’dan gelecek doğalgaz boru hatları da, Körfez’e uzanacak demiryolu hattı da Suriye’den geçecek.
Katar’dan Türkiye’ye uzanacak doğalgaz boru hattı ve İstanbul’dan Körfez ülkelerine kadar ulaşacak demiryolu hattı gibi projelerin hayata geçebilmesi için Suriye kadar önemli bir ülke daha var:
Suudi Arabistan...
Refik El-Hariri’ye düzenlenen cinayetin ardından bozulan Suriye-Suudi Arabistan ilişkileri bu projelerin önünde engel olarak duruyordu.
Türkiye’nin yoğun çabaları sayesinde bu engel de aşıldı.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, Cidde’deki Kral Abdullah Üniversitesi’nin açılışına katıldı.
Hemen ardından da, Suudi Kralı Abdullah bin Abdülaziz, kalabalık bir heyetle Şam’ı ziyaret etti.
Bu ziyarete katılan Suud basınının duayenlerinden Türki Es-Sudeyri, Şam dönüşü öyle bir yazı yazdı ki, Lübnan’daki Suriye muhaliflerinin yüreği ağzına geldi.
Salı günkü Riyad gazetesinde yayınlanan yazının başlığı: “Lübnan niçin Suriye’ye geri dönmesin?”
Yazara göre Lübnan’da ülkeyi yönetebilecek güçlü bir hükümet kurulması mümkün değil...
Suriye’nin ise güçlü bir yönetimi var ve bu güçlü yönetim tüm grupları içinde eritebilir.
Türki Es-Sudeyri sıradan bir isim değil...
“Yazdıklarım sadece kişisel görüşüm” dese de, Suudi Arabistan Gazeteciler Birliği Başkanı ve Riyad Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak yıllardır kraliyet yönetimine en yakın gazetecinin kaleminden çıkan bu cümleler, Lübnan konusunda Suudi Arabistan ile Suriye arasında şekillenmeye başlayan yeni bir anlaşmanın ilk işaretleri olabilir.
Riyad, Hizbullah ile uğraşmaktansa, Suriye’yle anlaşmayı tercih edebilir.
Türkiye’yle yakınlaşma politikası sayesinde uluslararası kuşatmayı yaran Suriye, Suudi Arabistan ile ilişkilerini düzelterek Lübnan’a geri dönebilir.
Türki Es-Sudeyri’nin makalesiyle ilgili El-Arabiya sitesinde yayınlanan habere yazılan bir yorumu burada sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim.
“Lübnan’ı Türkiye yönetsin, Erdoğan da Mühenned’i (Kıvanç Tatlıtuğ) Lübnan’a vali atasın” diyordu, Türk dizilerine kendini fena halde kaptıran bir okuyucu...
Şaka bir yana; Suriye Lübnan’a geri döner mi, dönmez mi, dönerse nasıl döner, hep birlikte izleyip göreceğiz.