Asya’nın dayanışma, toparlanma, güç ve barışı
Medeniyetlerin doğuş ve gelişmesinde öncü durumdaki eski dünya, sömürgecilikle başlayan ağır felaketten çıkamamıştır. Filistin’den Irak, Afganistan, Somali’ye kadar ateş içine atılmıştır. Bu yangından kurtulabilmek için dayanışma ve toparlanmak, bunun için de görüşüp konuşup ulus sınırlarını aşarak bir araya gelebilmek, müşterek kurum ve karar mekanizmaları oluşturmak ve aksiyon gerekmektedir.
Geçen hafta farklı sahalarda, Şark’ın toparlanması sürecinde iki önemli toplantı ve bir de Rusya öncülüğünde NATO benzeri ittifak çalışması haberleşti. Bunlar ve benzeri konularda, teşebbüslere, gelişmelerine katkıda bulunmak insanlık sorumluluğudur. Bu çalışmalara paralel yeni çalışmalar başlatılıp geliştirilmeli ve güç birliğine ulaşılmalıdır.
Atasözümüz “Sürüden ayrılanı kurt kapar” diyor. Sömürgecilik felaketi Asya ve Afrika halklarının siyasi, sosyal ve ekonomik dayanışma yapılarını tahrip etmiş, yenilenmesini engellemek için bin bir mania, tuzak ve utanç duvarları inşa etmiştir. Asya ve Afrika zenginlikleri, asırlardan beri kurtlar sofrasında iştah kabartmaktadır. Bu realitenin değiştirilmesi zarurettir. Bu da, ancak dayanışmayla olur. Şark’ın bütün evlatları, milletlerine, gelecek nesillerine ve insanlığa karşı birlik ve dayanışmanın şartlarını ve imkanlarını oluşturmakla sorumludur.
On binlerce kilometre uzaklardan, okyanuslar ötesinden gelerek bombalanan ve sömürülmeye çalışılan bu eski medeniyetler dünyası, şimdi bütün evlatlarını teşebbüs ve gayrete davet ve başarı vaat etmektedir. Bunun en güzel örneğini iş adamları derneğimiz MÜSİAD, mütevazi bir hareketle başlattığı, “Uluslar Arası İş Forumu (IBF)” teşebbüsünün başarısıyla adeta sembolleştirmiştir.
MÜSİAD’ın başlatıp Erol Yarar başkanlığında yürüttüğü IBF, 13. kongresini Mısır’ın başkenti Kahire’de gerçekleştirdi. Bu genç teşebbüs 1 milyar dolar dış ticaret vaat edecek bir noktaya geldi. Bu teşebbüs ve gayretlerinden dolayı, genç MÜSİAD’ın bugüne kadarki başkanları Erol Yarar, Ali Bayramoğlu, Ömer Bolat, Ömer Cihad Vardan, yönetim kurulları ve bütün kadrolarını gönülden tebrik ediyorum. MÜSİAD ve Uluslararası İş Forumu (IBF)’nin başarıları örnek ve teşvik modelidir.
Kazakistan’ın başkenti Astana’da henüz kuruluşunun başında bulunan Uluslararası Asya Siyasi Partiler Konferansı (ICAPP) henüz beşinci toplantısını yapmaktadır. Kurumlaşması gereken ve süratle devamlı bir yapılanmaya geçmesi gereken bu başlangıcın da önemli bir müjde olduğuna inanıyorum.
Bu iki güzel örnek, bize Asya ve Afrika gazetecileri uluslar arası dernekleri; sivil toplum kuruluşlarının (STK) meydana getireceği uluslararası kurumlar gibi birçok yeni kurumlarla doğuracakları birlik, dayanışma ülkelerin ihtiyaç ve savunulmasına katkıda bulunacaklardır. Bu konuda kaybedilen vakit, tüm insanlığın zararıdır.
Geçen haftanın üçüncü önemli haberi, Rusya öncülüğünde eski Sovyetler Birliği ülkelerinin oluşturduğu, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü, NATO gibi dünya genelinde operasyonlara katılmak için Birleşmiş Milletler’le (BM) memorandum imzalamaya hazırlanıyor. Bu konuda, sağlıklı bir netice, insanlığın sulh ve selameti için iki yol karşımıza çıkarmaktadır:
Tercih edilmesi gereken birinci yol, insanlığın refahından keserek silah tüccarları ve rüşvete hizmetle, zayıf ülkeleri kan gölüne çeviren, kendilerine iş çıkarmak için vahşet doğuran NOTO benzeri dayatma ve sömürü güçlerini tamamen ortadan kaldırarak, barışa yönelmektir.
İkinci yol, denge ve müzakere imkanıyla, güçte uzlaşma sağlamak ve yalnız haklı müdahalelere imkan verecek dengeli bir dünya düzenine girmektir. Bu konuda en kısa ve sağlıklı yol, tecrübelerden yararlanmaktır. NATO’nun tek merkezli dünya düzeninin nasıl bir vahşet doğurduğu ortadadır. Bu bakımdan Rusya’nın teşebbüsü tabiidir.
Ancak, ikili dünya düzeni, SSCB ile Batı’nın, dünyayı nasıl içinden çıkılmaz bir çekişmenin içine attığı da aynı şekilde yaşanmış bir felakettir. Uzlaşma ve barış için karşılıklı itibar çekişmesinden dünyayı kurtaracak üçüncü ve barışçı bir denge gücüne mutlak ihtiyaç vardır. Bu denge gücü için her zaman bulunamayacak büyük bir imkan bugün hazır vardır. İslam Konferansı Teşkilatı (İKT), dünya adalet ve barışı için “İslam Denge Gücü” doğrulmalı, Rusya ile beraber Birleşmiş Milletler’e götürülmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.