Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Demokratik açılım, Ergenekon davası ve af!..

Demokratik açılım, Ergenekon davası ve af!..

Kürt açılımı ya da demokratik açılım gündeme geldiği ilk günlerde kulislerde kulaktan kulağa genel af geleceği fısıldanıyordu. İktidar kanadına mensup kişilere sorduğumuzda bu söylentiye kesinlikle karşı çıkıyorlardı. Ancak, yurda dönen PKK'lıların ve DTP'lilerin şov ya da gövde gösterisi merakı bu açılımı daha başlamadan sona erdirmez ise.. Çünkü yapılan açıklamalardan anlıyoruz ki DTP'lilerin miting ve gövde gösterisi merakı son bulmamış.

Ebette her söyleneni doğru kabul etmek mümkün değildir. Çünkü, söylentiler ya bir düşünceye kamuoyunu hazırlamak için ortaya atılır. Başlangıçta çok yadırganan bir söylenti bir süre sonra beklentiye dönüşebileceği gibi, taraftar bulamadığı için unutulmaya terk edilir. Aslında fısıltı gazetesinin toplumda bir nabız yoklama ve toplumu alıştırma eylemi olarak önemli bir yeri vardır.

Fısıltının belli bir kaynağı yoktur. Kaynak vardır ama bu kaynak belli olmaz. Özellikle de kaynak belirtilmez sadece birilerinin duyumu ya da tahmini olarak ortaya atılır. Böylece hem bu fısıltıyı yayan esas kaynak gizlenmiş, hem de kamuoyunun tepkisi ölçülmüş olur. Halk tabiri ile bir taşla iki kuş vurulmaya çalışılır. Elbette her zaman iki kuş vurmak mümkün olmadığı gibi eli boş kalıp yeni yollar arama ihtiyacı da ortaya çıkabilir. Genel affı gündeme getirenler Ergenekon davası ile de bağlantı kuruyorlar, böylece bir dengelemeden söz ediyorlardı. İlk bakışta insana biraz ters gibi gelse de ülkenin sürekli olarak bir gerilim içinde tutulmasının mahzurları düşünüldüğünde bir affın yatıştırıcı olabileceği makul kabul edilebilir. Ancak bunu Kürt açılımı ile Ergenekon davasının dengelenmesi şeklinde düşünmek insana biraz ters geliyor. Çünkü iki olay birbirinin zıddı durumunda. Zıtların birbirleriyle dengelenmesi ise sanıyorum kolay olmaz. Bu noktada genel aflara karşı olduğumu hatırlatmakta yarar var. Aksi halde geçmişte yazdıklarıma ters düşmüş olurum. Bu yazımda sadece bazı söylentilere temas ediyorum.

Sedat Ergin de dünkü yazısını bir af beklentisini hatırlatarak tamamlamıştı. Belli ki af konusunda kamuoyunun oluşturulması zor olmayacak. Ancak, her affın arkasından cezaevlerinden çıkanların büyük bir bölümünün yeni suçlar işleyerek tekrar geri döndükleri hatırlanacak olursa Adalet Bakanı'nın ceza ve tutukevlerindeki yığılmanın önünün alınması aftan ziyade başka tedbirlerle olmalıdır düşüncesini akla getiriyor. Bunun için insanları suça iten sebeplerin tespiti ve bunların mümkün olduğunca aza indirilmesi gerekiyor. Ceza ve Tutukevlerinin sayısını ve kapasitesini artırmak, emniyet güçlerinin sürekli takviye etmek yerine insanların kalbine polis yerleştirmenin en sağlıklı yol olduğunu unutmamak gerekiyor. Aksi halde 72 milyonu birbirinin peşine polis olarak taksanız suç oranlarını azaltamaz, cezaevlerini boşaltamazsınız.. Maksadım affın yararları ya da zararları üzerinde durmak değil. Ancak, demokratikleşme kılıfına sarılan Kürt açılımının giderek ortamı germiyor olması buna karşılık Ergenekon davasında sinirlerin gerilmesi, duruşmaların giderek bir garip hal alması aylar önce söylentisi yayılmaya başlaşan af konusunu önümüzdeki günlerde daha sık gündeme geleceği izlenimi veriyor.

Kürt açılımı sonunda lider kadrosu dışındaki tüm PKK'lılar dağdan inip ülkemize döneceklerse bunların hepsini ilk grupta olduğu gibi ifadesini alıp serbest bırakmak mümkün olmaz. Böyle bir durum mevcut yasaların uygulamasında farklılıkların ortaya çıkmasına yol açar. Zaten ilk grubun serbest bırakılması pek çok kişi tarafından eleştiri bombardımanına tutuldu. Hemen belirtelim ki eleştiriler haksızdır deyip bir kenara itmekte mümkün değildir. Dağdan inenler hiçbir pişmanlık belirtisi göstermeyip aksine işi gövde gösterisine dönüştürmeye devam edeceklerse ilk kafileye uygulanan yasa ile bundan sonrakilere uygulanacak yasa hükmü farklı olacaktır. O zamanda ya yeni bir yasal düzenleme söz konusu olacak ya da herkesi kapsayan bir genel af gündeme gelecektir. Böylece toplum geçmişle hesaplaşmasını tamamlamış, yeni bir sayfa açılmış olacaktır. Yeni bir sayfa açılması da sanıldığı kadar kolay olmayacak. Bir şeyler yaplırken, bir şeylerin de yıkıldığına şahit olabiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi