DTP ve Ergenekoncu yanılgısı
Herkesi veya çok kimseyi rahatsız eden bir yanlış sürdürülüyorsa, gün gelir fatura layığını bulur, istismarcıya, ayrılıkçıya, zalime, Neron’a, Bush’a gelir. DTP’nin, önemli bir imkanı, çıkar gösterisine çevirme gayreti ciddi ve tehlikeli bir yanılgıdır. Türk’ten, Kürt’ten, İslam dünyasından ve insanlıktan tepki ve lanet alacaktır. Neticeyi, gürültü çıkaranlar değil, sabredenler kazanır.
Ergenekon ve yandaşlarının, vesikaya, “kağıt parçası” diyerek, kabadayı ve müstehzi tavırlar takınarak varabilecekleri bir yer yoktur. Oyalamanın öbür yanı oyalanmaktır. Neticeyi geciktirirken faturayı ağırlaştırabilir.
Önce, DTP ve Ergenekoncuların yanılgılarını tetikleyen bir-iki olumsuzluğa bakmak, yanılgının neden ve şeklini daha da netleştirir. Son üç yüz yıl Batı dayatmacılığı dünyayı sömürdü, zulmetti. Siyasi olarak dünyanın % 48,7’sine fiilen hakim olan Batı, çok önemli bir kısmını da rüzgarıyla sürükledi. 21. Asırda iki süper güç, birbiri ardından ciddi krizlere düştüler. SSCB bitti, yeni devletler doğdu. Amerika, ‘SSCB gitti, ben tek kaldım’ diye sevinirken “daha beter mi olacağım” noktasına geldi. Değişimi yanlış yorumlayan fırsatçılar, şans oyunu hevesine kapıldılar. BOP ve önceki darbelerin doğurduğu imkanlar zemini ve teşvik unsuru oldu. Kumarbazın risk tutkusu gibi hastalık doğdu.
“Türkiye bir başörtü sorununu dahi çözemiyor, milleti zayıf düştü. % 95 olsalar kıymeti yok” şeklindeki yanlış hesap, fırsat kollayıcıları tetikledi. Sabrın gücünü, akılsız heyecanın saman alevi gibi parlayan şamatasıyla kıyaslamaya kalkarak, saman alevi tarafına geçmeyi çıkarlarına uygun bulanlar her zaman yanılmışlardır. Ailede baba, işin mal sahibi, devletlerde millet sabrın ve neticenin sahibidir. Türkiye’nin, YARSAV dernek başkanı öfkesi, ADD yürüyüşü, DTP’nin hıyanet şöleni ile şekilden şekle girecek bir ülke olmadığını anlayamayanlar, kendilerine yazık ederler.
Türkiye üzerine kumar oynamaya kalkışanlar, tehlikeye atlamadan önce en azından şu gerçekler üzerinde, tekrar tekrar düşünmek, akıllarını başlarına almak zorundadırlar.
1) Türkiye büyük devlettir. Ne onu parçalamaya ve ne de dış destek ve oyunlarla tutsak hale getirmeye Allah’ın izniyle kimsenin gücü yetmeyecektir. Bazı sıkıntılı günler her devlette olur, geçer. Aslanın yarası, ölümü değildir.
2) Türkiye sadece büyük devlet değil, büyük olmaya mecbur bir devlettir.
3) Sahip olduğu insani değerlerle, inancı, ahlakı, sorumluluklarıyla büyüktür.
4) İslam dünyasıyla büyüktür.
5) Türk dünyasıyla büyüktür.
6) Coğrafyasıyla büyüktür.
7) Tüm insanlığın bu değerlere ihtiyacı olduğu için Türkiye büyüktür, büyük olmak, büyük kalmakla sorumludur. İçeriden ve dışarıdan hiçbir hıyanet Türkiye’yi parçalamak veya tutsak duruma düşürmek yanlışına düşmemelidir. Atasözümüz, “Yanlışın neresinden dönersen kârdır” der. Dağdakiler yanlıştan dönerken, düzdekiler şaşırmamalı ve şaşırtmamalıdır. Müslümanlar uyanmış, birlik ve bütünlüğün gücünü ve zaruretini anlamıştır. Şahsi çıkar peşinde, toplumu istismar etmek isteyenler, dikkat etsinler. Bütün İslam, Türk, Kürt dünyasını ve tarihi karşılarında bulacaklardır.
Kenan Evren, Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı olarak kalsa ve hayata öyle veda etseydi, hiç şüphe yok ki, makam ve silahını, milletinin iradesine karşı kullanarak elde ettiği imkan ve şöhret çıkarından çok daha değerli bir isim bırakacaktı.
Akılla, insanlıkla savaş olmaz. İnsanın kendi ailesi, devleti ve milletiyle kavgası da aynı şeydir. En büyük akılsızlıktır, vahşettir.
İhtiras oburluğu, iflah etmez bir felakettir. Vatan ve millet aleyhine kendilerine özel imkan arayanlar, hıyanetlerine devam edeceklerine dönüp, tam bir pişmanlıkla tövbe etmeliler ki Allah da, millet de affetsin. Afla kucaklaşmanın hazzını yaşayalım. Kalbini öfke ve hıyanetten temizlemeden, ukalalıkla bir şey olmaz. Dünyada da, ahrette de huzur ve saadet yalnız, kinden, hasetten, öfkeden, haksız kazanç ve imkan arama gibi gizli ve sinsi emellerden arınmış, samimiyetle yıkanmış, saflaşmış kalplerin hakkıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.