Mescid-i Aksâ’yı ne kadar tanıyoruz?
Mescid-i Aksâ’yı fanatik Yahudilere açmak isteyen işgal güçleri, dün yeni bir baskın girişiminde bulundu.
Fakat bu girişim öncekilerden daha tehlikeliydi.
Halit Meşal’in dün akşamki basın toplantısında da dile getirdiği gibi, ilk kez Mescid-i Aksâ’nın elektriği kesildi.
İlk kez ezanın okunması engellendi.
Müezzinliğe gaz bombası atıldı.
İlk kez El-Kıbli Mescidi’nin kapıları zincirlerle kilitlendi.
Hem de cemaat içerideyken...
İlk kez Siyonist gaspçılar ve işgal güçleri bu kadar uzun süre kalarak Mescid-i Aksâ’yı kirlettiler.
Meşal, çok önemli bir noktaya daha dikkat çekti, dünkü konuşmasında...
Mescid-i Aksâ’nın sadece El-Kıbli Mescidi olduğuna dair yanlış bir kanı var.
Hatta TRT’nin Mescid-i Aksâ’dan canlı yayınladığı Miraç Gecesi programında ekranlarda Kubbetu’s-Sahra gösterildi diye Türkiye’de bazıları kıyameti koparmıştı, hatırlarsanız...
Güya, Siyonistler Mescid-i Aksâ diye Kubbetu’s-Sahra’yı göstererek ve Müslümanların hafızasına altın renkli o kubbeyi kazıyarak gerçek Mescid-i Aksâ’yı (El-Kıbli Mescidi’ni kastediyorlar) unutturmaya çalışıyordu.
TRT de bu oyuna alet olmuştu!..
Bu yanlış inanca göre, fanatik Yahudiler ve İsrail askerleri El-Kıbli Mescidi’ne girmedikçe, Mescid-i Aksâ’ya girmiş olmuyorlar.
Böyle bir algı oluşuyor ister istemez zihinlerde...
İşte Halit Meşal dün akşamki basın toplantısında öncelikle bu noktaya dikkat çekti ve 144 bin metrekarelik alanın tamamının Mescid-i Aksâ olduğunu vurguladı.
Siyonistlerin Mescid-i Aksâ’nın avlusuna girmelerinin Mescid-i Aksâ’ya girmeleri anlamına geldiğini söyledi.
O alanın içindeki her bölüm Mescid-i Aksâ’nın bir parçası....
Ve hiçbirinden taviz verilemez.
Aklıma şöyle bir soru geliyor:
Acaba Siyonistler Müslümanların dikkatini El-Kıbli Mescidi’ne çekerek Mescid-i Aksâ’nın diğer alanlarını onların gözünde önemsizleştirmeye mi çalışıyorlar?
Öyle ise, “Kubbetu’s-Sahra Mescid-i Aksâ değil, gerçek Mescid-i Aksâ burası” diyerek El-Kıbli Mescidi’ni gösterenler Siyonistlerin bu oyununa alet mi oluyorlar?
En iyisi biz, bu tür tartışmalarla uğraşmak yerine öncelikle Mescid-i Aksâ’yı bir tanıyalım.
Gazeteci-yazar Ahmet Varol ağabeyimizin Mescid-i Aksâ’yı tanıtan çok değerli ve kapsamlı bir çalışması var.
Yazarın sitesinde (www.vahdet.com.tr) “Slaytlı Tanıtım”sayfasına girerek Mescid-i Aksâ’yı her yönüyle tanıtan bu çalışamayı mutkala okumanızı öneririm.
Çünkü Mescid-i Aksâ gerçekten büyük bir tehlikeyle karşı karşıya...
Onu savunmak Filistinlilerin görevi olduğu kadar bizlerin de görevi...
Ama öncelikle neyi savunduğumuzu bilmemiz gerekiyor.
Daha önce de söylemiştim; gündemimiz ne kadar yoğun olursa olsun Mescid-i Aksâ’yı gündemimizin ilk sırasına taşımalıyız.
Bu noktada medyaya büyük görev düşüyor.
NE yazık ki; “İslami” olanları da dahil, medya organlarının büyük çoğunluğu -maalesef- Mescid-i Aksâ konusunda yeterli duyarlılığı göstermiyor.
Dün bir yandan Mescid-i Aksâ’daki gelişmeleri El-Aksâ televizyonundan takip etmeye çalıştım.
Bir yandan da Türkçe haber sitelerine baktım, konuyla ilgili herhangi bir haber var mı diye...
Ya hiç haber yok, ya da ajansların Filistinlilerle işgalcileri bir tutan, sözde tarafsız dille verdikleri haberler var.
Filistin Enformasyon Merkezi sitesi (www.filistinhaber.com) hariç...
Bir de ondan alıntı yapanlar...
Filistin’le ilgili en ayrıntılı ve en sağlıklı haber ve yorumları Filistin Enformasyon Merkezi sitesinde okuyabilirsiniz.
Örneğin Uluslararası Kudüs Müessesesi İcra Müdürü Üstad Ziyad El-Hasen’in “Yahudileştirme çalışmaları gölgesinde Kudüs’ün geleceği” başlıklı analizi...
Kudüs ve Mescid-i Aksâ ile ilgili sinsi planları anlamanıza yardımcı olacaktır.