ABD + NATO + Batı’nın sanal gerekçeli savaşları
Savaş ve küresel krizlerin kaynağı, silah gücü ve evrensel gizli örgütlerin yalan, iftira ve korku üzerine kurup devam ettirmek istedikleri çıkar kavgasıdır. Şeffaflaşan dünyada insanlık vicdanına, suçüstü yakalanıyor, fakat utanmıyorlar. Şüphesiz mahkumiyetlerin en acısı, insanlık vicdanında mahkumiyettir. Hak ve batıl ölçüleriyle çalışmayan vicdan, yerinde kullanılmayan malzeme gibi gerçek fonksiyonunu kaybediyor.
Dünya, sömürgeciliğe imkan vermeyen bir yapıya değişiyor. Batı, hâlâ eski yerinde sömürgeciliğe yeni kıyafet gayretinde. Yalan-iftira üzerine kurduğu propaganda ve savaşlarla dünyayı ateşe veriyor. İletişim güneşi, maskeleri kar gibi eritiyor. Hikaye: Bağdat Temmuz güneşinde. Pazarda satıcı, “Sermayesi eriyen adama acıyın!” diye bağırıyor. Bin zahmet dağdan getirdiği kar eriyor.
Ulaşım ve iletişim güçlükleri nedeniyle eskiden savaşlar ve olaylar olup bitiyor, doğru yanlış sonra anlaşılıyordu. Tarih hükmünü verinceye kadar Neron, kral mı hain mi? En azından, “Ölen ne yaptı ki, öldüren de öldürdü?” sorusu kalıyordu. Bugün, İslam’ı suçlu sandalyesine oturtmanın kurgusu 11 Eylül felaketi gibi çok pahalı ve ustalıklı provokasyonlar dahi gerçekleri örtmeye yetmiyor. Daha ilk günden bilgileri örten maskeler deliniyor. 1) Tek bir uçak çarpmasıyla böyle bir binanın yıkılmasının imkansızlığı; 2) Çarpma ile olsa, sütunların dinamitlenmiş gibi çökmemesi, ters istikamete meyletmesi gerekmez miydi? 3) İspanya ve Venezüella’daki “İkiz Kule” benzeri dev kuleler tamamen yandı. İskeletleri kaldı. Bunlar çöktü. 4) Clinton’ın aşk macerası araştırmasına, 600 bin dolar; bu kadar önemli, dünya savaşı gerekçesine, 40 bin dolarlık tahsisat. 5) Pentagon’a çarptığı iddia edilen diğer uçaktan, tek parça yok. Cruz füzesi hasarı gibi basit bir hasar. İnsan kaybı da yok. 6) Larry Silverstein, sadece 42 gün önce binaları 5 milyar dolara sigorta ettirmiş. 7) CIA, MOSSAD, silah tüccarları... Bu tür bilgilerle makaleler, kitaplar yazılıp filmler çevriliyor. Fahrenayt Nayn İlevin (Fahrenayt 9-11).
Evrensel gizli örgütler, medya ve devlet gücüyle şöhret yapılan Salman Rüşdi, Teslime Nesrin gibilerle alt yapısı başlatılan İslam düşmanlığı, 11 Eylül felaketiyle zirveye taşınmış, fakat vicdanlar tatmin edilememiş, aksine tuzağa dikkati artırmıştır. Obama’yı başkanlığa taşıyan sebepler arasında bu dikkat de vardır. Şeffaflaşan dünyada yalan üzerine savaş inşa etmeye kalkışmak, tepmeli tüfek gibi tehlikeli bir tuzaktır.
İngiliz Genel Kurmay Başkanı David Richard, hâlâ evham, iftira ve korku üzerine savaş inşa etmek istiyor. Milletini ve Batı’yı korkutarak vahşete devam ettirme gayretinde. Savaş vurguncuları her zaman vardır. Bu vurgunların faturasını her zaman insanlık öder.
David Richard, İslam dünyasında doğurdukları vahşetleri az görüyor. Pakistan’ı da kan gölüne çevirmek için, “Afganistan’da yenilmek korkunç olur. Taliban, Afganistan’da durmaz, Pakistan’ın nükleer silahlarına el atar. Hemen kullanırlar” diye fitne üretiyor. Bunlar Hakk’ın, haklıya verdiği güçten habersiz.
Afganistan’da da komutanlık yapmış olan Kanada eski Genelkurmay Başkanı General Rick Hillier ise otobiyografisinde, “Afganistan, NATO’nun çürüyen ceset olduğunu gözler önüne serdi” diyor. Bu gerçek, geçen asırda çağının en güçlüsü Kızılordu’nun Afganistan saldırısında, ülkesini de yedeğine alarak düştüğü felaketle de teyit ediliyor.
ABD’nin Vietnam’daki başkomutanı da, “Amerika halkı, Vietnam savaşının gereğine inanmıyordu. İnanmadan savaş olmuyor” demişti.
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen de “NATO’nun şimdiye kadar karşılaştığı en karmaşık mücadele alanı” diyor. Yani Kızılordu’dan, Vietnam’dan beter olacak. Görüyorlar ama kin ve çıkar bırakmıyor, “savaş!” diyorlar. Blackwater (kiralık asker şirketi), vatanperverlerle savaşamaz. Ticaret için insan ölmez. Vatan müdafaasındaki insana, kiralık vicdanla saldırtmak vahşettir, yağmacılıktır, silah tüccarlarına hizmettir, kendi milletinin haysiyet, şeref ve itibarına ihanettir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.