Yemen’de temel sorun zulüm
Aslında sadece Yemen’in değil, İslam Dünyası’nın en temel sorunlarından biridir zulüm...
Hep sorulur, “Müslümanlar niçin geri kaldı?” diye...
Birkaç neden sayılır ama bence en önemli nedeni zulümdür.
Darfur’a bakın; krizin altında yatan birçok neden sayabilirsiniz.
Kabile anlaşmazlıkları...
Dış güçlerin parmağı...
Ama illa ki o nedenlerin arasında zulmün hatırı sayılır bir yeri vardır.
İslam coğrafyasının neresinde bir kriz varsa, suç ortağı olarak zulmün de parmak izlerine rastlarsınız.
Yemen’de Hûsilerle hükümet arasındaki çatışmaların altında yatan nedenlere dikkatle bakarsanız yine onu görürsünüz.
Güney Yemen’deki huzursuzluk ve başkaldırının birinci nedenidir zulüm...
1990’da Güney Yemen ve Kuzey Yemen birleşerek Yemen Cumhuriyeti’ni kurarlar.
Güney Yemen’in nüfusu 2 milyondan biraz fazla...
Kuzey Yemen’in nüfusuysa 20 milyon kadar...
Yani on katı...
Denizler aleminin ünlü kanunu devreye girer ve “büyük balık küçük balığı yutar”.
Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih kuzeyli...
Ordu ve devlet daireleri kuzeylilerin elinde...
Güneyliler ise kendi topraklarında ikinci sınıf vatandaş durumuna düşerler.
Arazilerinin bir çoğu kuzeyli üst düzey yetkililer ve askerler tarafından yağmalanır.
Resmi kurumlarda kuzeylinin başvurusu anında cevaplandırılırken güneylinin işleri bir türlü yürümez.
Aşağılanırlar, horlanırlar, karakollarda ve cezaevlerinde dövülürler.
Güney Yemenliler işte bu zulme isyan etmekte ve haklarını istemektedirler.
El-Kaide’nin Güney Yemen halkının zulme başkaldırısına destek verdiğini ilan etmesi kimseyi yanıltmasın.
El-Kaide karmaşa ve çatışma ortamından kendine pay çıkarmaya çalışıyor.
Değilse; Güney Yemenlilerin ne El-Kaide’yle ilişkileri var ne de Hûsilerle...
Güneydeki huzursuzluk Yemen’in bütünlüğünü tehdit etse de, aslında birliği bozmak ve ayrılmak gibi bir niyetleri yok güneylilerin...
Tek istedikleri kuzeyli kadar vatandaş olabilmek...
Kuzeyden “vatanın birliği ve bütünlüğünü gözetme” ve “Yemen’in bölünmesini isteyen dış güçlere fırsat vermeme” çağrıları yapılıyor sürekli...
Bu çağrıları yapanlardan biri de Yemenli ünlü alim Abdülmecid Ez-Zindani...
Fakat bu çağrıların güneyde karşılık bulduğu söylenemez.
Güney Yemenliler haksız da sayılmazlar.
“Ülkenin huzur ve güvenliği” söylemi iyi hoş ama güvenliğin tümüyle mevcut başkanın koltuğunun güvenliğine indirgendiği bir yerde ülke güvenliğinden söz edilebilir mi?..
Zulmün olduğu yerde huzur olur mu?!.
Yemen’in iki yakası bir araya geldiğinden bu yana cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Ali Abdullah Salih’in şimdi bir tek hedefi var.
Koltuğunu oğlu Cumhuriyet Muhafızları komutanı General Ahmet’e bırakabilmek...
Ama Yemen gibi hassas dengeler üzerine kurulu bir rejimde bu çok da kolay değil...
Çünkü Yemen’in en büyük ve etkin kabilesi Haşid’in reisi de sırada bekliyor.
Ali Abdullah Salih, oğluna başkanlık yolunu açacak ve rakiplerini saf dışı bırakacak gerekli ortamı oluşturmak zorunda...
Bunun için krizler de çıkabilir, kabile ve mezhep savaşları da...