İSEDAK Toplantısı ve dünyanın yönü
Millet ve devlet hayatında, zaman ölçüsü uzundur. Hakta, samimiyet ve sabırla gayret gerekir. Hiçbir gece ebedi değildir. Ebedi zannedilen güç, kuvvet, zulüm ve putlar silinip gidiyor. “Zorluktan sonra kolaylık var”. Geceden gündüzün çıkması gibi, zulüm ve vahşetten, gayret, irade ve azimle, insani değerlere yol açılıyor. Mesele liyakat seviyemizi yükseltmektedir.
Son İSEDAK toplantısına devlet başkanlarının gösterdiği ilgi, samimiyet ve dayanışma yeni bir devrin ışığıdır. Bu ışık, tahakküm ve sömürüyle, hak, adalet arasındaki uçurumun giderek derinleşmesi ve insanlığın kavgadan kardeşliğe, savaştan barışa, fitneden samimiyet ve dayanışma iklimine geçme özlem ve iradesinde güçlü bir bütünleşme ifadesidir.
İnsanlığın Amerikalısı, Batılısı yoktur. Hepimiz “Adem” oğluyuz ve fıtratta eşiz. Fıtrat kardeşiyiz. Bakmayın Fransız masonlarının toplanıp, “Halkın % 80’i istese kıymeti yok. Başörtüsüne geçit vermeyin” diye Türkiye masonlarına talimatına. Siyonizm, ne Amerika’dır, ne de dünya. İnsanlık, Siyonist değildir. Siyonizm, Batı başta olmak üzere ülkelerin yönetim kadrolarını, sermaye, medya ve evrensel gizli örgütlerden örülmüş görüntü veren bir maske ile maskelemekten ibarettir. Sihirbazlık gibi yanıltıcı ve dayanıksız bir oyundur. Sahnelediği oyunlar, derin devlet, aşılmaz kırmızı çizgiler, medyatik korolar, gizli örgütler, ücretli tetikçiler, fitne ve savaş kurmaktır. İnsanlık bu oyunlardan ibretle kurtuluş yoluna girmiştir. BM Gözlemcisi Yahudi Richard Goldstone raporu; Rabin’i anmak için Tel-Aviv’de toplanan binlerce Yahudi’ye video aracılığı ile Obama’nın “Filistinliler, umutsuzluk ve mutsuzluğa mahkum oldukça, İsrail gerçek bir güvenliği bulamaz” hitabı, sihrin bozulmak üzere olduğunun açık ifadeleridir.
Müspet sahada ise, İslam Konferansı Teşkilatı’nı (İKT) başından beri takip eden bir kimse olarak, İKT içinde, önemli olmakla beraber sadece bir birim olan İslam Ülkeleri Ekonomik ve Sosyal İşbirliği Daimi Komisyonu (İSEDAK)’ın, zirve toplantısına dönmesi, samimiyet ve dayanışma iklimi, bütün insanlık için hakka, hukuka, insanlığa açılan bir bahar müjdesidir. İnsanlık için olduğu kadar, gurur, zulüm, tahakküm ve sömürü gibi hastalıklarla toplumdan ve insanlıktan uzaklaşan, kendilerini gizli örgütlerin karanlık dehlizlerine hapsedenler için de, hastalık ve karanlık dehlizlerinden kurtulacak bir imkandır.
İKT, rahmetli Kral Faysal’ın davetiyle 22-25 Eylül 1969’da Fas’ın başşehri Rabat’ta toplanılarak kurulmuştur. Fakat siyasi çekingenlikler, uzun zaman ilgiyi en alt düzeyde bırakmıştır. 15 sene zirve yapılamamıştır. İkinci zirve 22-24 Şubat 1974’te Pakistan-Lahor’da toplandı. Bu toplantıda ben de bulundum. Bu zamana kadar örneğin Türkiye, toplantılara ancak memurla katılmıştır. Bu zirveye de memurla katılma ısrarı yaşanmış, Milli Selamet Partisi (MSP), en az bakan düzeyinde katılmama halinde koalisyondan ayrılma durumuna gelmiştir. Bunun üzerine Hariciye Bakanı Sayın Turan Güneş katılmıştır. Lahor’da beraber bulunduk. Yüksek düzeyde katılımlar her zaman mesafe alır, almak zorundadır. Bu toplantıda da, zirvenin üç yılda bir toplanması, İslami Dünya Bankası (IDB), teşkilatı genişletme gibi önemli kararlar alınmıştır. Bu konularda, Milli Gazete’de 10’dan fazla başyazı yazdım.
Bu toplantı, göğsümüzü kabartan bir toplantı olmuştur. İSEDAK, ekonomi ile ilgili bakanlar toplantısı olmasına rağmen, ilgi, samimiyet ve dayanışma iklimiyle zirve toplantılarını dahi aşmıştır. Bu nedenle katılan başkanlarımızı ismen bir kere daha tarihe kaydederek onların şahsında tüm görevli, ilgili ve ilgilenenlere teşekkür etmek istiyorum:
Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Bangladeş Cumhurbaşkanı Zillur Rahman, Sierre Leona Devlet Başkanı Emest Bai Koroma, Somali Devlet Başkanı Şerif Şeyh Ahmet, Gine Cumhurbaşkanı M. Racai Sanha, Katar Emiri Şeyh Hamad bin Halife El-Tani, Komorlar Birliği Cumhurbaşkanı Ahmet Abdullah Muhammed Bambi, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiyev, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El-Ahmet Cabir El-Sabah ve manen toplantıda bulunan, kıtasının büyük devleti Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir’e, aydınlık bir ufkun müjdesi niteliği kazandırdıkları bu katılım, samimiyet ve dayanışma iradelerinden dolayı saygı ve selamlarımı arz ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.