Altını üstüne getirdiler...
Altın fiyatları çıldırınca herkes aklına gelen sebepleri sıralamaya başladı...
Karanlıkta fil tarifi gibi bir durum yaşanıyor...
Kâr hırsıyla mali piyasalarda koşuşturanlar krize yakalanınca beklentilerinin ve elindeki kâğıtların bir anda çöp olduğunu gördüler...
Ve basit bir gerçeği hatırladılar...
Bankalar, finans kurumları altın üretemezler... En azından elinizde kâğıt yerine altın tutuyorsanız finansal manipülasyonlara kurban gitme ihtimali azalacaktır...
Yani altın fırtına geçinceye kadar emniyetli bir limandır...
Diğer yandan fiyatların zıplamasında piyasaların dönemsel altın alımları kadar finans sektörünün metal piyasalarına sinekler gibi üşüşmesi ve emtiadan kâr yazma telaşı da etkili oldu...
Ama bunlar sadece yan faktörler...
İşin biraz daha derinine dalanlar, yükselen altın fiyatlarının küresel piyasaların dolar problemine karşı gösterdiği bir reaksiyonu olduğunu düşünüyorlar...
Yani üç beş günlük bir heves gibi görünmüyor...
Herkesin bildiği gibi devasa bütçe açıkları veren ABD, ekonomisini toparlamak için piyasalara büyük miktarlarda karşılıksız dolar sürüyor...
Gün geçtikçe daha fazla bollaşan dolar ya da diğer bir ifade ile şişen balon herkesi fazlasıyla huzursuz ediyor...
FED’in mecburen bir müddet daha devam ettireceği düşük faiz politikası, Amerikan ekonomisi açısından makul görünse de rezerv olarak dolar tutan ülkeleri yavaş yavaş köşeye sıkıştırmaya başladı...
Bu arada işin uzmanları diğer bir noktaya da işaret ediyorlar...
Amerikan finans piyasalarında patlayan ve bütün dünyaya dalgalar halinde yayılan bu kriz, başından beri hep 1929’da yaşanan büyük ekonomik bunalımla mukayese edildi...
Gerçi büyüklüğü ve derinliği düşünüldüğünde, kıyaslanabilecek başka bir örnek de yoktu ortada...
Bu simetrik mukayeseden hareketle, doların kendisini er geç toparlayacağı tezi sıklıkla işlendi... Kriz aslında L şeklindedir yok W şeklindedir gibi değerlendirmeler de yapıldı...
Fakat gözden kaçırılan nokta şu ki; 1929 krizinde doların arkasında altın vardı... Yani dolar basımı eldeki altın miktarıyla sınırlıydı...
Kumarhanelere dönmüş mali piyasalar da bugünkü kadar yaygın değildi...
Bugün ise durum çok farklı... Finansal krizin oluşturduğu olağanüstü şartlar, doları getirip altının karşısına dikti...
1988 yılından bu yana altınla pek ilgili görünmeyen merkez bankaları, son dönemde ellerindeki dolar rezervini çeşitlendirmenin yollarına bakıyorlar...
Hindistan, geçtiğimiz haftalarda IMF’den 200 ton altın aldı... Çin, Brezilya ve Rusya'dan da benzer taleplerin geleceğine dair beklentiler var...
Nisan ayında Endonezya, Malezya, Belarus, Arjantin ve Kuzey Kore yaptıkları mutabakatla dış ticaretlerinde yuanın kullanılmasına karar vermişlerdi...
Benzeri eğilimlerin artma ihtimaline dikkat çeken IMF, “Diğer para birimleri doların küresel gücünü zorlayabilir” açıklamasını yaparak durumu özetledi...
Dolar riskinin çözümü için altın ve muhtelif para cinslerinden bir sepet oluşturulması ve bu sepete dayalı yeni bir para biriminin dünya ticaretinde kullanılması gerektiği savunuluyor...
Dolar balonu şişerken altın fiyatları yeni rekorlar kırmaya devam edecek...
Bu vaziyete göre şimdi uçuk gibi görünen altın fiyatların bir nevi ısınma hareketleri anlamına geldiğini düşünebiliriz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.