Ülkemizin, daha doğrusu insanlığın içinde bulunduğu şartlar çoğu zaman insana nefes almakta zorluk çektiriyor. Bunaldığımızı hissediyoruz. Ülkenizi ve insanınızı ne kadar severseniz sevin bazen öyle gelişmeler oluyor ki isyan ediyor buna layık olmadığınızı düşünüyorsunuz... Çoğu zaman isyanınızın neticeyi değiştirmeye yetmediğini görüyorsunuz ve üzüntünüz biraz daha artıyor. Elbette hayat yolu ne hep inişlerden ne de çıkışlardan ibarettir. Bazen yokuşa sarar zorlanırsınız, hatta gücünüzün tükenmekte olduğunu hissedersiniz. Sanırsınız ki bu yokuş hiç bitmeyecek. Ama artık gücüm yetmiyor dediğinizde birde bakarsınız ki hiç bitmeyecek sandığınız yokuş bitmiş, düze çıkmışsınız... Hatta bazen inişe geçersiniz. Hayat budur zaten. Kısacası her çıkışın bir inişi, her inişin bir çıkışı vardır.

Bunun için diyorum ki ne kadar sıkıntı içinde olunursa olunsun, Allah'a ve O'nun yardımına olan inancınızı yitirmediğiniz sürece mutlaka bir nefes alma imkanı karşınıza çıkacaktır. Yeter ki siz bütün ruhunuzla Allah'a yönelin ve ondan gönülden yardım isteyin. Şahsen benzer durumu çok yaşadım... Önemli olan Yaratıcınıza karşı olan inancınızı yitirmeyin. Zaten Allah'ın kuluna çekemeyeceği yükü yüklemeyeceğine dair vaadi var.

Meseleye bu açıdan bakıldığında bayramlar inanan insanlar için bir soluklanma anıdır. Bu günlerde herkes birbirini düşünür, birbirinin yardımına koşar... Böylece Allah'a yakınlaşmanın çabasını içinde olur. Aslında inanan insanlar her an Allah ile yüz yüze olduklarının idraki içindedirler, böyle olmaları gerekir. Ne var ki bazen hayatın akışı içinde insanlar kendilerini, bu dünyanın telaşı içinde asli görevlerini unutabilmektedirler. Ancak, duyduğumuz her ezan sesi bizi kendimize getirmeye yeter. Bu dünyanın geçici bir imtihan mekanı olduğunu hatırlamak sıkıntılar karşısındaki direncimizi ve gücümüzü artırır.

Bayramlar ise toplumsal bir kucaklaşma, bütünleşme, ümmet olarak tek vücut haline gelme günleridir. Gerçi geçen zaman içinde çocukluğumuzda yaşadığımız bayramlardan çok uzaklaştık. Çünkü, anlayışlardaki değişiklikler bazı çevreler bayramları tatil günleri olarak algılamaya başladılar. Böyle olunca da yaşantılarını sürdürdükleri mekanları tatil anlayışı içinde olan insanların terk etmesi kucaklaşmayı değil uzaklaşmayı gündeme getirdi. Bulunduğu şehri eşini ve çocuklarını alarak terk eden bir baba bayram günü diğer aile büyükleri ile bile bayramlaşma imkanını kaybetmektedir. Artık yüz yüze bayramlaşmanın yerini telefonla bayramlaşma aldı. Gerçi giderek insanlar bayramlaşmak için telefon açmayı da bırakmaya bunun yerine bir yerlerden temin ettikleri metinleri mesaj oluyla tüm tanıdıklarına göndermeyi tercih eder oldular. Bazıları mesajlarının altına isimlerini bile yazmaya gerek görmüyorlar... Tüm bunlara rağmen değerlerlerinden kopmamış, kul olma şuurunu muhafaza edenler için bayramlar gerçekten sevginin ve saygının hakim olduğu günlerdir. Her şeye rağmen insanlar bu günleri mutlu geçirirler, bunun çabası içinde olurlar. Çünkü, bayramlar sıkıntılardan kurtulma, içinde bulundukları durumu bir kenara itme günlerdir.

Bu duygularla tüm okuyucularımın ve İslam Aleminin Kurban Bayramı'nı tebrik ediyor, sağlıklı, huzurlu bir bayram diliyorum.

Üç gün sonra daha güzel günlerde buluşmak dileğiyle Allah'a emanet olunuz.