TÜM DARBECİLER! TOPUNUZA YUH OLSUN

TÜM DARBECİLER! TOPUNUZA YUH OLSUN

Asker, sivil, brokrat, iş adamı, rektör, siyasetçi, gazeteci, aydın! Araştırmacı, yazar vs tüm darbeciler, topunuza birden yazılar olsun. Evet size de sizin avukatlığınızı yapan zavallılara da binler kere yazıklar olsun. Bu ülkenin önü açılır gibi olup, her yol almaya başladığında bir şekilde takoz oldunuz yazılar olsun ve de yuuuh olsun…

Bu ülkenin ekmeği suyuyla büyüdünüz, belki de mukaddes değerler uğruna canını malını sebil eden birer anne baba veya ecdadın evlatlarısınız, ancak onların ve bu vatan ve mukaddes değerler uğruna her şeyini feda eden milyonlarca şühedanın kemiklerini, inadına ve defalarca sızlattınız yazıklar olsun…

Bu ülkenin nice bebelerine, “büyüyünce ne olacaksın?” diye sorulduğunda; “asker olacağım” diye cevap verirlerdi, bu hayalleri yıktınız. Farkındamısınız vicdani retçiler çoğalıyor. Neden???!!!...

Askerimize “Mehmetçik” lakabı nereden geliyor? Resulullah (sav) ın ismi olan Muhammed ismine binaen değimli? Neden asker ocağına “peygamber ocağı” deniyor? Bundan sonra bu ülke insanı aynı ifadeleri duyduğunda eskiden duydukları heyecanı duyacaklarmı? Darbeciler ve tüm darbe heveslileri darbeciliğin bile cılkını çıkarttınız, yazılar olsun.

Namazın kokusuna bile tahammül etmediniz, gümüş yüzük takmayı bile görevden atmaya gerekçe yaptınız. Eşi, annesi, halası, teyzesi, ninesi, kayın validesi, baldızı vb akrabaları başörtülü olan vatan evlatlarını “irtica” yaftasıyla yaftalayıp görevden attınız. Bu vatan evlatlarının görev sürelerinin başarı ve takdirlerle dolu olmasına hiç değer vermediniz. Yazıklar olsun.

Masunlukları tescilli olan, lionscu, rotaryci vs loca ve mahfillerle ilişkileri olan, bir çok gayri ahlaki ilişkileri ortalığa saçılan nice rütbelilere ses çıkarmadınız ama islamla imanla bağı olanlara göz açtırmadınız. Onları görevden attığınız, tüm özlük haklarından mahrum ettiğiniz yetmezmiş gibi, özel sektör ve belediyelere alınmalarını dahi engellemek için elinizden geleni yaptınız. Yazıklar olsun.

“Her türk asker doğar” “vatan sana canım feda” “vatan sağolsun” “her şey vatan için” vb sloganları, bundan böyle evlatlarımız aynı heyacanla haykırırlarmı dersiniz? Askerlik mesleğinde aşk, şevk, heyecan bırakmadınız. Yazıklar olsun.

Biz çocuklarımızı, susurluk, Ergenekon, Şemdinli, balyoz, ay ışığı, sauna, eldiven, kafes, yakamoz ve bilmem ne darbe planlarına malzeme ve alet olsunlar diye askere göndermiyoruz. Kendi halkına karşı sinsi palan ve oyunlara karıştırılmalarını hiç istemiyoruz. Uyuşturucu, silah ticareti vb kara para tezgahlarında mafya ve çetelere alet olmalarını da istemiyoruz. karıştığınız tüm bu karanlık planlara evlatlarımızı da karıştırmaya kalkıştınız, yazıklar olsun.

Türk, kürt, arap bu ülkede yaşayan her vatandaş, nerde nasıl askerlik yapacağına bakmaksızın evlatlarını davul zurnayla askere gönderir, sonra geriye evladının şehit cenazesi döndüğünde de “vatan sağ olsun” der yüreğine köz basardı. Cenaze merasimlerinde başörtülü annelere, bacılara müsaade ettiniz ama yemin merasimlerinde aynı başörtülüleri garnizonların nizamiyelerinden içeriye ayak bastırmadınız. Başörtülü akrabalar, çocuklarının yemin merasimlerini tel örgülerinin ardından gözyaşları içinde seyrettiler. Yazıklar olsun size.

Sahi neden hiçbir asker, sivil, brokrat, iş adamı, rektör, siyasetçi, gazeteci, aydın! Araştırmacı, yazar vs hiçbir darbecinin ve onların avukatlarının her hangi bir çocuğu bu güne kadar hiç şehit olmadı?

Ey darbeciler!... ne örtülü ne de açık ödenekten, içinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı bulunan bu milletin malını, karanlık emellerinize yönelik harcayamazsınız. Bu manadaki tüm giderlerde kullandığınız alın teri ve elimizin emeği olan haklarımızı size haram ediyoruz. Bu karanlık, sinsi ve kalleşçe planlara karışanların, maaş olarak aldıkları haklarımızı da haram ediyoruz. Bu dünyadaki mahkemelerden bir şekilde yakanızı sıyırabilirsiniz. Ama en küçük bir amelin dahi gizli kalamayacağı ilahî mahkemede ellerimiz yakalarınızda olacaktır.



Yetti artık bu darbe denemeleri, devir eski devir değil, bu halk ta eski halk değil. İnsanların pek çoğu olan bitenin farkında. Dolayısıyla şansınızı fazla zorlamayın. Debelendikçe batıyor, battıkça debeleniyorsunuz. Siz (şayet varsa) kişiliğinizi, haysiyetinizi beş paralık ettiniz, bari askerlik mesleğini insanların gözünde beş paralık etmeyin.

Sizin borunuzun öttüğü dönemlerde hiçbir şey şimdikinden daha iyi değildi. Ekonomi delikli bohça gibiydi, kişi başına milli gelir 1500 dolarlara düşmüştü. Enflasyonun % 100 lerin üstüme çıktığı, gecelik reponun 2-3 binlere çıktığı zamanlar oldu. Hortumlamalar tamda ahbap çavuş usulü sizin gölgenizde gerçekleşti. Sağlık, eğitim, güvenlik, dış politika kısaca her konuda memleket süklüm büklüm dökülüyordu. Tüm bunlar unutuldu mu sanıyorsunuz. Yazıklar olsun.

Her bir darbe planını, kargaları güldürecek tarzda açıklamalarla savunan genel kurmay başkanı ve yetkilileri, “peygamber ocağı” ından çürük elmaları, armutları ayıklamakta ayak diremeye devam edecekse onlara da yazıklar olsun. Silahları boru, mermileri çerez! ıslak imzalı vesikaları kağıt parçası, balyozu tatbikat, kafesi “kuş kafesi” saunayı fare kapanı! Yakamozu davul tozu! Ergenekonu minare gölgesi vb gülünç kılıflarla örtbas etmeye çalışanlara yuh olsun. Yetti artık beyler, minare kılıfa, mızrak çuvala sığmıyor.

Sandıktan çıkmayı başaramayacağını bilen, dolayısıyla darbe söylentileri karşısında “istemem yan cebime koy” tavrıyla avuçlarını üfeleyen ve bu felaket senaryoları karşısında gerektiği şekilde ses çıkarmayan, üstüne üstlük darbecilerin avukatı olduğunu itiraf etmekten sakınmayan tüm siyasetçilere yazıklar olsun ve yuh olsun.

Darbecilere yalakalık yaparak bu felaket senaryolarından rant sağlama rüyaları gören sermayedarlara ve onlarla işbirliği yapıp üç beş kuruş menfaat uğruna onların tetikçilini yapan zavallı taşeronlara yazıklar olsun. Tüm bu ihanet ve hıyanetler karşısında sessiz kalan veya darbecilerin cürümlerine ortak olarak yaptıklarına kılıf uydurmaya kalkışan gazeteci ve yazar ünvanlı kalemşörlere yazıklar, yuhlar ve eyvahlar olsun.

Vatanını seven, milletine sevgi ve saygı duyan, bu konuda gerekli görev ve sorumluluğunu yerine getiren her meslek ve meşrepten olanlara ise sabır, selamet ve selam olsun.Şurası da unutulmamalıdır ki; her yokuşun bir inişi, her gecenin bir sabahı mutlaka vardır ve karanlığın en zifirileştiği an sabaha en yakın zamandır. Zaman gösterdiki cennet ucuz değil cehennem dahi lüzumsuz değil ve “ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi