Çok tekrar edilmekle eskimeyen Kitab
Kur’ân-ı Kerim’in hakkıyla okunup anlaşılması ve hayata hakim kılınması amacına hizmet etmek için çırpınan herkesi ve bütün kurum ve kuruluşları, 2010 “Kur’ân Yılı”nı fırsat bilerek faaliyetler yapmaya davet ediyoruz.
Bu vesile ile, her zaman ve özellikle de fitne dönemlerinde Kur’ân’ı okuyup öğrenme, anlatma ve yaşama çabasına girmenin her mümin için bir görev olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Bilelim ki, çok tekrar edilmekten dolayı eskimeyen Kitab-ı Mübîn, şaşmaz ilkelerine sımsıkı tutunduğumuzda bizi kurtaracak olan tek tutamaktır.
Hâris b. A’ver’den (r.a) rivâyet edilmiştir. Dedi ki:
“Mescide uğradım ve insanları boş sözlere dalmış olarak buldum. Sonra Hz. Ali’nin yanına giderek:
— Ey Müminlerin Emiri, dedim. İnsanların boş sözlere daldıklarının farkında değil misiniz?
Bunun üzerine Hz. Ali (r.a) şöyle dedi:
— Bakınız; ben Rasûlüllah’dan (salât ve selâm onadır) şöyle buyurduğunu işittim:
-“Dikkat olunsun ki, gelecekte bir fitne çıkabilir.” Dedim ki:
-“Ey Allah’ın Rasûlü, ondan kurtuluş yolu nedir?”
Rasûlüllah (s.) şöyle buyurdu:
“Yüce Allah’ın Kitabı’dır. O’nda sizden öncekilerin tarihi ve sizden sonrakilerin haberleri vardır. Aranızdaki şeylerin/olayların/sorunların hükmü vardır. O, hak ile batılın arasını ayıran ölçüdür. O’nda her şey ciddidir; gayesiz bir kelâm yoktur. Kim akılsızlık edip onu terkederse, Allah onu helâk eder. Kim onun dışında bir kılavuz ararsa Allah onu dalalete düşürür. O, Allah’ın sapasağlam ipidir. O, hikmet dolu bir öğüt ve hatırlatmadır. O dosdoğru yoldur. Hevalar ancak onunla hakkın dışına meyletmezler. Hiçbir söz, ona benzemez ve karışmaz. Alimler ona doyamaz. Çok tekrar edilmekten dolayı eskimez, tadı azalmaz; onun acâibi (hayranlık verici mesajları) sona ermez. O öyle bir kitaptır ki, cinler onu işittiklerinde şöyle demekten kendilerini alamamışlardır: “Biz, muhatabını doğruya yönlendiren acâip/hayretâmiz bir Kur’ân dinledik ve hemen ona iman ettik.” (Cin 72/1,2) Kim onu (referans alıp) konuşursa doğru yapar. Kim onunla amel ederse ecir alır. Kim onunla hükmederse adaletle hükmetmiş olur. Kim ona davet ederse, sırat-ı müstakim’e kavuşturulur.” (Tirmizî, “Sevâbu’l-Kur’ân”, 2)
Ebû’l-Leys es-Semerkandî’nin Tenbîhü’l-Ğâfilîn’inden (Kur’ân’a Saygı bölümü, s.326-330) rivayetlerle devam edelim:
Ebû Hüreyre (r.a.) Resûlullah’ın (s.) şöyle buyurduğunu nakletti:
“Bir kimse, mû’min kardeşinden, dünya sıkıntılarının birini alırsa, Allahu Teâlâ ondan âhiret sıkıntılarının birini alır. Bir kimse, eli dar olan birine mühlet verirse, Allahu Teâlâ dünya ve ahirette ona kolaylık verir. Bir kul müslüman kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah, kulunun yardımcısıdır. Bir kimse, ilim için bir yola girerse, Allahu Teâlâ ona cennete giden bir yola girmeyi kolaylaştırır. Bir topluluk, Allah’ın evlerinden birinde toplanır, Allah’ın Kitabı’ndan bir âyet okurlarsa, ders yolu ile aralarında onu öğrenmeye çalışırlarsa, Allah onlara sekinet indirir, kendilerini rahmet kaplar ve melekler onları sarar; Allah onları katındakilere anlatır.”
Muâz b. Cebel (r.a), Rasûlüllah’ın (s.) şöyle buyurduğunu anlattı:
“Üç şey var ki, onlar dünyada bir yabancı gibidirler: 1) Zâlimin zihnindeki Kur’ân. 2) Kötüler arasında iyi bir kimse. 3) Bir evde asılı durup okunmayan mushaf.”
Ebû Mûsâ el-Eş’ari’den (r.a) gelen bir rivayete göre, Rasûlüllah (s.) şöyle buyurdu:
“Kur’ân okuyan bir mü’min, kavun gibidir. Hem kokusu, hem de tadı güzeldir.
Kur’ân okumayan bir mü’min ise, hurma gibidir. Tadı güzeldir, ama kokusu yoktur.
Kur’ân okuyan bir günahkârın misali de, reyhandır. Kokusu iyidir; ama tadı acıdır.
Kur’ân okumayan bir günahkâr ise, Ebûcehil karpuzu gibi olup, kokusu yoktur, tadı da acıdır.”
A’meş, Huleyb b. Ebî Sabit, Nâfî b. Abdulharis’i şöyle anlattılar: “Bu zat, Ömer (r.a.)’in Mekke tahsildarı idi. Bir işi için Mekke’den çıkarken, Hz. Ömer’le (r.a.) karşılaştı. Hz. Ömer (r.a.) ona sordu:
-Mekke’de yerine kimi bıraktın?
-Abdurrahman b. Ebî Ebzi’yi bıraktım, deyince şöyle dedi:
-Azâtlı kölelerden birini Kureyş üzerine mi görevlendirdin? Bunun üzerine o şöyle dedi:
-Ben, halefim olarak ondan daha iyi Kur’ân okuyan birini bırakamazdım.
Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.) devam etti:
-Evet, Allahu Teâlâ, Kur’ân ile bir kısım kimseleri yükseltir, bir kısım kimseleri de düşürür. Abdurrahman b. Ebî Ebzi ise, Allah’ın Kur’ân vesilesiyle yükselttiği kimselerdendir.”
Kur’ân’ı Yaşayan Örnek Nesil Sohbetlerimiz:
-Cuma günleri saat 20.00’de, Çamlıca Umran Kültürevi’nde (Bulgurlu cd. Bulgurlu hamamı karşısı, Üsküdar-İst. -tlf: 0555.6843721-) ve
-Cumartesi günleri saat 16.30’da, AKV merkez binada (Horhor cd. Yeşiltekke sk. No: 4, Fatih-İst. -tlf: 0212.5337202-) devam ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.