Baykal derin bir üzüntü içinde…
CHP yöneticileri, AK Parti’ye açılmış kapatma davası dolayısıyla mutlu görünüyorlar.
Klasik siyaset anlayışları düşünüldüğünde, bu mutluluğun “anlaşılabilir” olduğunu anlamak mümkün.
Zira;
AK Parti gerçekten de “çok” olmaya başlamıştı.
Hem merkezi hem yerel yönetimlerde, -demokratik normalin içinde kalındığı takdirde- bir türlü dizginlenemeyecek bir yükselişin sahibiydi.
Siyasetin kendi doğal koşulları içinde bir engelleme veya durdurma mümkün olmayınca, haliyle umutlar siyaset dışından gelecek manevralara kalıyordu.
O da yargı yoluyla geldi!
Evet, sevinçliler…
Kimisi gayet açıktan ve rahat bir eda içinde sergiliyor mutluluğunu, kimisi ise biraz mahcup ve dolaylı bir sevincin kollarında bahtiyar…
öyle ki;
En üzülürmüş gibi yaptıkları anlarda bile, içlerinden taşan sevince mani olamadıkları anlaşılıyor.
Misal Baykal...
Dünkü grup toplantısında yaptığı konuşmada “Halktan yüzde 47 oy almış bir partinin bu kadar kolayca kapatılma davasına konu edilebilir mi” diyenlere, şöyle cevap veriyor:
“Sadece yüzde 47 oy alanın değil, hiçbir partinin kapatılmasından mutlu olmam. Hatta derin bir üzüntü duyarım ama hukuk zayıf partiye işleyecek de güçlüye işlemeyecek mi?”
Evet bir partinin kapatılma davasına konu edilmesinden dolayı içi yanıyor ama -nasıl oluyorsa- aynı zamanda kapatılmayı dört gözle de bekliyor işte!
Yine Baykal…
Konuşmasında bir yandan ülkemizin gündemine gelen kapatma davası dolayısıyla derin üzüntüsünü anlatırken, arada iddianameye övgüler dizmeyi ihmal etmiyor.
Hatta, belki de kapatma davasının “mutlu son”la bitmesi umuduyla, Başsavcının topladığı delillerin ne kadar da “ciddi” olduğunu derin üzüntüsünün arasına sıkıştırıveriyor.
Hani bazen çocuklar arkadaşlarını kızdırmak için bir yandan parmaklarını şakırdatarak oynayıp bir yandan da “çok üzüldüm çok üzüldüm” derler ya; Baykal’ın üzüntüsü de böyle bir şey galiba.
Baykal’ı dinleyelim:
“Ben, AKP’nin kapatılması talebinin ciddi bir iddianameyle ve önemli deliller ortaya konularak, resmi sürecin içine çekilmiş olduğunu gördüğümde gerçekten derin bir üzüntü duydum. üzgünüm ama ortada gerçekten çok objektif hazırlanmış bir çalışma var. üzüntülüyüm. Lütfen bu duygumuzdaki samimiyeti anlayınız. Derin bir üzüntü içindeyim.”
Şimdi anladınız mı Baykal niçin “derin bir üzüntü” duymuş?
Bir daha hatırlayalım:
“AKP’nin kapatılması talebinin ciddi bir iddianame ve önemli deliller ortaya konularak resmi sürecin içine çekilmiş olduğunu gördüğümde, gerçekten derin bir üzüntü duydum. üzgünüm ama ortada gerçekten çok objektif hazırlanmış bir çalışma var.”
Yani Baykal’a göre;
1-İddianame çok ciddi.
2-Deliller çok önemli.
3-İddianame çok objektif hazırlanmış.
Ee, bir iddianame çok ciddi ve objektifse, deliller de çok önemliyse, o parti kapatılacak demektir.
Bu da Baykal’ı çok derinden yaralayacak belli ki!
Halbuki iddianame ciddiyetten uzak ve sübjektif, delillerde de önemsiz olsaydı, Baykal “Bu durumda AK Parti kapatılmaz” diye nasıl da mutlu olacaktı kim bilir!
Şimdiyse sadece üzüntü duyuyor… Derin bir üzüntü…
çünkü inceleyince gördü ki, iddianame çok ciddi ve objektif, deliller de çok önemli.
Aslında daha önceki beyanlarına bakılırsa Baykal şöyle de diyebilirdi:
“Bu şartlarda AKP kapatılmazsa ülkede büyük karışıklıklar ve çatışmalar çıkar.”
Hatırlarsınız;
367 meselesi Anayasa Mahkemesi'ne intikal ettirildiğinde de “Eğer mahkeme 367’nin şart olduğunu kabul etmezse büyük çatışmalar çıkar” demişti.
Belli ki o zaman da 367 ile ilgili tartışmaların “çok ciddi”, delillerin de “çok önemli” olduğunu görmüştü.
İşin ilginç yanı, medyamızda AK Parti’nin ülkenin laik düzenini değiştirmeye çalıştığını iddia eden bazı arkadaşlar bile, iddianameyi ciddiye almıyorlar.
Misal, her fırsatta AK Parti’yi yerden yere vuran Mehmet Y. Yılmaz dünkü yazısında AK Parti’nin ülkenin laik düzenini değiştirmeye çalıştığını bir kere daha söylemekle birlikte “Bir parti hakkında kapatma davası açılıyorsa, bu davaya esas olan iddianın elle tutulur ve ayrıntılı kanıtlarla desteklenmesi gerektiğine inanıyorum” diyordu.
Yazısının başlığı ise, “Gazete haberinden iddia olmaz” idi.
Oysa Baykal’a göre iddianame çok ciddi ve çok objektif, deliller ise çok önemli.
Haliyle de Baykal “derin” bir üzüntü içinde.
Derin…
çok derin…
-------
MüNAŞAKA
AK Parti’ye açılan kapatma davasını değerlendiren CHP lideri Deniz Baykal, “Şunu açıklıkla söyleyeyim; bizim, bir partinin kapatılmasından dolayı mutluluk duymamız mümkün değildir” demiş.
Haklı.
Sadece kapatmayla mutlu olunmaz.
Mutluluk için, kapatılan partinin yerine kurulacak partinin seçimi kazanmaması ve CHP’nin iktidara gelmesi de gerekli.
-------
SöZüN öZü
Bir gözüyle yas evinde ağlar, ötekiyle kısmet arar. (Atasözü)