Küller ve dolandırıcılar...
Küresel finans piyasalarında estirilen bahar havası kısa sürdü...
Yanardağ patlaması, Kuzey Avrupa ekonomilerini sarstı...
Gırtlağına kadar pisliğe batmış Amerikan mali piyasalarının yolsuzluklarına da yenileri eklendi...
Yunanistan’da patlayan krizin arka planında Goldman Sachs bankasının olduğu konuşulmuştu...
Bunu ispat etmek şimdilik zor... Fakat Goldman Sachs’ın bu güne kadar, Amerikan mali piyasalarından dünyaya bulaştırılan bütün krizlerde parmağı olduğu bilinir...
Geçtiğimiz yıl Amerikan hükümeti, finansal piyasaları disipline etmek için oldukça radikal maddeler içeren bir tedbirler paketi üzerinde çalıştığını duyurmuştu...
Türkiye’nin de dâhil olduğu G-20 ülkelerinde de uygulanacağı söylenen bu tedbirler paketi, Obama yönetimi tarafından bir anda rafa kaldırılmıştı...
Vaziyete göre, mali piyasaların düzelmeye başladığını düşündüler ve düzgün giden işe müdahale edip de politik risk almak istemediler...
Şimdi de Amerikan sermaye piyasası kurulu (SEC), dev ölçekli yatırım bankası olan Goldman Sachs’ı dolandırıcılıkla suçluyor...
Banka, batacağı ta başından belli olan emlak ipoteklerine dayalı menkul kıymetler oluşturmuş ve bunları dünyaya, çoğunlukla da Avrupa bankalarına satmış...
Bu adi dolandırıcılık işine bulaşan banka yöneticileri arasında son iki yılda 5 milyar doların üzerinde prim alanlar var...
Asıl sorun, banka yolsuzluklarından ziyade Amerikan mali sisteminin, bu işlemlerin kolaylıkla yapılabildiği, üstünün örtüldüğü ve devlet gücüyle dış dünyaya bulaştırıldığı bir hale dönüşmüş olmasından kaynaklanıyor...
1869 yılında bir Alman yahudisi olan Marcus Goldman tarafından kurulan Goldman Sachs, Amerikan mali sistemi içinde, kongrede, FED yönetiminde, finans piyasalarında ve borsalarda çok güçlü bir desteğe sahip...
Krizin başında Lehman Brothers’ı batıran politikacılar, Goldman Sachs’ı özellikle korudular...
Bir anlamda rakibini tasfiye ettiler...
Amerikan yönetimi şimdiden tarafını belirlemiş gibi görünüyor...
“Evet! Yaptıkları adi dolandırıcılık ve ahlaksızlıktır... Fakat bunları soruşturduğumuz takdirde, kurduğumuz düzen, ekonomimiz ve dünya piyasaları hasar görecektir.. Mecburen kapatacağız” demeye getiriyorlar...
Aksi takdirde Amerikan mali sisteminin mutfağı gözler önüne serilecek, dolandırıcılık üzerine kurulu bu kâğıttan ekonomi ile dünyanın nasıl soyulduğu ortaya daha belirgin şekilde çıkacak...
Neticede bu iş de diğerleri gibi uzun yıllara yayılacak ve küçük cezalar ile kapatılacak...
Kamu vicdanı da rahatlatılacak...
Avrupa’da da havalar iyi değil...
Patlayan yanardağ 65 bin uçuşun iptaline yol açtı...
Hava kargo taşımacılığına dayalı lojistik sistemi de çökmüş durumda... Bu sektör oldukça hassas ve çok yüksek maliyetlerle çalışıyor...
Havaalanlarında bekleyen insanlar kadar bozulmaya başlayan mallar da şirketlere çok büyük zararlar verdi...
Jet yakıtı talebinde önemli düşüşler oldu...
Geçen yıldan bu yana kriz yüzünden bilançoları bozulan birçok havayolu şirketinin kurtarılmasına kadar gidecek süreçler yaşanabilir...
Kül bulutlarının devamı, Avrupa ekonomisindeki büyüme rakamlarını frenleyecek, başta turizm, gıda ve lojistik olmak üzere birçok sektörde yeni mali destekleri kaçınılmaz hale getirecek...
Avrupa’nın hep övündüğü ileri teknoloji, kül bulutlarına teslim olurken, Amerikan bankalarının küresel dolandırıcıları, kapitalizmin hâkimiyeti adına politikacıların korumasında yollarına devam ediyorlar...
Türkiye’ye etkileri ise beklendiğinden fazla olabilir...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.