YÖK’ün ve sivil toplum kuruluşlarının katsayı başarısı
Danıştay 1998’den bu yana uygulanmakta olan katsayı adaletsizliğinin kalktığına dair işaret olacak bir karar verdi. Daha önce YÖK’ün iki kez katsayı ile ilgili verdiği kararların yürütmesini durduran Danıştay, üçüncü kez verilen katsayı kararı hakkında yürütmenin durdurulması isteğini reddetti. 28 Şubat’ın ardından meslek lisesi mezunlarının kendi alanları dışındaki bir fakülteye girmek istemesinde, Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) 0.3 ile çarpılırken, kendi alanında uygulanan katsayı 0.8 idi. Düz lise mezunlarında üniversiteye girişte OBP’si 0.5 ile çarpılarak hesaplama yapılıyordu. Böylece aynı sayıda soru yapan biri düz lise mezunu, diğeri meslek lisesi mezunu olan öğrencilerin eklenen puanları arasında 0.2’lik bir fark meydana geliyordu. Bu farkın oluşturduğu açığı kapatmak meslek lisesi mezunları için imkansızdı.
Üçüncü Dava Neden Açıldı?
Başka bir lise, Anadolu Öğretmen Lisesi mezunları, öğretmen yetiştiren fakültelerin; Fizik, Kimya ve Matematik vs. bölümlerine girmek istediklerinde onlar için kendi meslek alanı olarak kabul edildiğinden katsayı 0.8 alınıyordu. Bu nedenle Anadolu Öğretmen Lisesi mezunlarının 0.8 katsayısı ile öğretmen yetiştiren bölümlere girmek istemesinde onları hiçbir lise mezununun yakalaması mümkün olmuyordu. Ayrıca öğretmen yetiştiren bölümlerin giriş puanları bu nedenle aşırı şekilde yüksek oluyordu. Bu fakültelerin bölümlerine düz lise mezunları girmek istediğinde katsayı 0.5 idi. Ayrıca düz lise mezunlarının girebildikleri fakülte-bölümlere de A.Öğretmen Lisesi mezunlarının puanları 0.5 katsayı ile çarpılarak hesaplanıyordu... Dolayısıyla Anadolu Öğretmen Lisesi mezunları -ki öğretmen olarak da çalışmazlar-, 0.5 katsayı ile Tıp Fakültesine girebiliyorsa, düz lise mezunları da aynı fakülteye 0.5 katsayı ile girebiliyordu.
Bu konu katsayı adaletsizliği değerlendirmelerinde hiç gündeme gelmedi. Adı geçen lise mezunları, katsayı mağduru olmadan meslek liselerine tanınan pozitif ayrımcılıktan(!) yararlanarak kendilerini kurtarıyorlardı. Kurtarsınlar ne diyebiliriz ki!.. Ancak meslek lisesi mezunlarını da düşünecek kadar adaletli olmalıyız.. Hem meslek lisesi gibi davranıyor hem de meslek lisesi mezunlarına zulmeden durumun ortadan kalkmasına karşı dava açıyor. Oldu mu bu? İnsaf... YÖK’ün son katsayı düzenlemesine bu defa İstanbul Barosu itiraz etmemişti. Basından edindiğimiz bilgiye göre iptal davasını Adana Öğretmen Anadolu Lisesi öğrencilerinden birinin velisi açmış. Kazanılmış haklarının ellerinden alındığını ve bu yüzden yürütmenin durdurulmasını ve iptalini istemiş. İşte böyle bir durumda olayı değerlendirmek gerekti. Bir defa Anadolu Öğretmen Lisesi meslek lisesi mi, değil mi belli değil. Ama meslek lisesi kabul edilerek öğretmen yetiştiren bölümlere düz liselileri ve diğer meslek liselileri fersah fersah geride bırakarak girebiliyorlardı... Bir de düz liselilerle eşit katsayıyla onların girdikleri bölümlere kayıtlarını yaptırabiliyorlar...
Şimdi sınav sistemi de değişti. İki sınav yapılmakta. Danıştay bu sınavlar ve sınavlarda sorulan soruların, yönlendirme konusunda yeterli olduğu ve getirilen katsayı oranlarının Milli Eğitim Temel Yasası’nın alanlara yönlendirmeye ilişkin amacına ve bu konudaki yargı kararlarına da aykırı olmadığına karar verdi. Sınavın birinci ve ikinci aşamasında birçok puan türünün bulunması ve bu puan türlerinin her birinde soru sayısının ve soru ağırlığının farklı olduğu göz önüne alındığında, getirilen yeni sınav sisteminde farklı puan türleri yöntemi ile alan yönlendirilmesinde katsayı dışında başka araçların da kullanılmaya çalışıldığı belirtilerek davacının isteği reddedilmiştir.
Baro Neden Geri Çekildi?
Bilindiği gibi eşit katsayı kararını dava eden ve bunun üzerine yürütmeyi durdurma kararı aldıran İstanbul Barosu, gene 0.13/0.15 katsayısını da dava etmiş ve onun da yürütmesini durdurmuştu. Yani aslında katsayı ile ilgili, karara bağlanacak iki dava devam etmekte. YÖK’ün son kararını İstanbul Barosu dava etmedi. Ancak diğer iki dava ile toplumun büyük bir kesimini karşısına aldı... Millete değil sadece 28 Şubat anlayışına hizmet etti. Katsayı konusu aslında Danıştay’ın ve adaleti savunduğunu sandığımız İstanbul Barosu’nun nasıl ideolojik davrandığını tüm topluma gösterdi. Bir taraftan Ergenekon davasında darbecileri savunan kurum, diğer taraftan on yılı aşkın süredir mağdur edilmiş meslek liselilerin siyaseten mağduriyetlerinin devamı için katsayı konusunda taraf olmuştu. Kendisini doğrudan ilgilendirmeği, katsayı nedeniyle menfaat kaybına uğramadığı halde açtığı davalar kabul edilmiş ve iki kez Danıştay, Baronun istediği yönde yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Bu durum Danıştay’ın da yıpranması anlamına geliyordu. İstanbul Barosu; katsayı 0.13/0.15 olduğunda hukuka aykırı da 0.12/0.15 olduğunda hukuka uygun mu?.. Öyle ya son katsayının bir öncekinden farkı yüzde bir kadar... Sizin kantarınız eğitimin yönlendirilmesinde bu derece hassas mı?..
Baro’nun adalet terazisinin bu kadar hassas olması mümkün değil.. Ya Kanadoğlu artık yeter dedi ya da Baro kendisine yöneltilen toplumsal reaksiyona dayanamadı.. Ne güzel bir protesto idi; ilk yürütmeyi durdurma kararı verildiği zaman Baro üyesi avukatlar Taksim’e çıktıklarında, Genç Siviller onları kocaman bir afişle karşılamışlardı; “Hoş Geldin Darbeci Baro”. Genç Sivillerin meslek lisesi mezunlarının önünde takoz olmaya çalışan İstanbul Barosu’na verdiği derslerin etkilerini unutmamak gerekir.. Teşekkürler Genç Siviller..
Aslında İstanbul Barosu’nun üçüncü kez dava açmayışı da birinci ve ikinci davalarda olduğu gibi gene siyasidir. Açtığı bu davalar ve yargıdaki sarsıntılar sonuçta Yargıda Reform çalışmalarının gereğini ortaya koymuştur. Katsayı konusunun düzeltilmesi onlara ve yandaşlarına göre Cumhuriyetin kazanımlarından(!) ödün vermekti. Ne oldu da Baro dava açamadı?.. Şu anda Büyük Millet Meclisi’nde, yargı üzerinde birilerinin kurduğu ideolojik çöreklenmeyi kaldıracağına inandığımız Anayasa Değişiklik Paketi görüşülüyor. CHP didiniyor, değişiklikleri geçirmemek için. Muhtemelen Kanadoğlu da taktikler veriyor; en az zararla nasıl kurtulacaklarını planlıyorlar. Nasıl demokrat hukukçular ve aydınlar bu değişikliğin eksiksiz çıkmasını istiyorlarsa; Genç Sivillerin Darbeci Barosu (!) ve CHP de çıkmaması için öyle çalışıyor... Baronun dava açmayışı bu taktikler içinde kabul edilmelidir. Daha fazla kabak tadı vermeden vazgeçmenin faydalı olacağına karar vermiş olmalılar...
YÖK ve Yusuf Ziya Özcan
Doğrusu daha güzel işler yapacağına inandığım sayın YÖK başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’a ve YÖK Genel Kuruluna teşekkürler... Sayın Özcan’ın basına intikal eden heyecanı çocuklar gibi... Sanki o, üniversiteye girecek bir meslek lisesi mezununun yaşayabileceği sevinç içinde... Haklı sevincini millet olarak paylaşıyoruz. İpin ucunu eline geçirmiş olanlar bıraksalardı hukukun gereği eşit katsayı uygulaması da gelecekti. Ümitlerimizi halen muhafaza ediyoruz... Bu farkı kapatmanın da kolay olmayacağı ortada; bir puanlık bir fark dahi binlerce öğrencinin yerini değiştirebiliyor. Buna rağmen 28 Şubat’ın getirdiği katsayı adaletsizliği tamamen kaldırılmasa da ondan çok daha insaflı bir sistemin getirildiğini söyleyebilirim. Ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum.
Bu süreçte şöyle veya böyle moralleri düzgün tutmaya çalışarak problemi çözmeye çalışan YÖK başarılı olmuştur. Daha fazlası için de elinden geleni yapmıştır. Meslek Liseleri cazip hale getirilmelidir. İşsiz üniversite mezunu yerine kaliteli meslek lisesi mezunu olarak çalışıyor olmak; hem bu evlatlarımız hem de sanayicilerimiz ve dolayısıyla ülkemiz için hayırlı olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.