Gidişatına baktığımda, O’nun “seçim kazanmak, iktidara gelmek, memleket yönetmek gibi bir derdi var mı acaba?” diye düşünmeden edemiyorum. Bir güne bir gün ondan memleket meseleleriyle ilgili “çözüme dair bir çift söz” duyan oldu mu?
Mesela iktidara geldiklerinde:
Nasıl bir gelecek vaadinde bulunuyor?
Hangi modeli benimsiyor?
Sosyal dokumuzu nasıl değerlendiriyor?
Ekonomiye dair düşünceleri nedir?
Gelir dağılımına bakışı nasıl?
İşsizlik konusunda ne düşünüyor?
Huzur içerisinde farklı kültürleri bir arada tutmanın yöntemi nedir?
Komşularımızla ilişkileri hangi siyasi eksende değerlendiriyor?
İç ve dış sorunların çözümü konusunda hangi projeleri geliştirdi?
Gerçek manada “din”e, “dindar”a bakışı nedir?
Duyan, bilen var mı?
Yok.
Geçen yıl bu vakitler “ahlak ilkelerine ters düştükleri için” Sosyalist Enternasyonal üyeliğinden atılmaktan son anda yırtmışlardı..
Lideri de..
Kendi partisinden ümidini kesmiş olmalı ki, AK Parti içerisindeki “üç fire”den, “Truva kalıntıları”ndan medet umar olmuş. “AK Parti’yi, yine AKP’nin içindeki bir avuç dürüst, samimi vekil bitirecek” diyor.
Yıllar yılı ne iktidar yüzü gördü ne de parti içerisinde huzur buldu. Şu geldiği son nokta bile onun bu mümeyyiz vasfını anlatmaya yeter de artar bile.
Hizipçilik.. Hizipçilik..
Haz duyduğu için hizipçilikten, militarizmden..
“Aziz Toplum”a geçişe “Baş”tan ve “Toptan” karşı çıkan “Eski” ve “Çamur” oğullarından fayda bekliyor..
Lakin “çakma AK Partililer”in yerine “dürüst ve samimi bağımsız ve bağlantısız vekilleri” hesaba katmıyor...
İşte gördüğünüz gibi bu projesi de tutmuyor/tutmayacak.
Çaresiz geriye O’na, bir tek avuç yalamak..
Ve de:
“Biraz da bana gül kader
Yerden yere vurdun yeter
Bak tanınmaz hale geldim
Bitsin bunca elem keder” demekten gayrı bir şey kalmıyor.
Yazık!..
Hem de çok yazık.
Yakın gelecekte mevcut yapısıyla ümit bağladığı ve her seferinde kapısını aşındırdığı “AYM” ve “HSYK” yok.
Onun yerine, millet iradesinin gerçek manada teşekkül edeceği “Aziz toplum projesi” var.
Artık onun için “deniz” bitti.
Ya milletin öz değerleriyle, dokusuyla uyuşan siyaseti tercih edecek ya da parti içindeki iktidarını bile kaybedecek.
Politbüroda cadı kazanı yeniden kaynayacak..
O’ndan ziyade..
Yazık değil mi Mustafa Kemal’in kurduğu bu partiye?
Ümit bağlayan beyaz Türklere,
Sosyal demokratlara yazık değil mi?