Menderes ve arkadaşları idam edildiğinde “Utanç verici” demiştik. 28 Şubat sürecinde iktidar partisi kapatıldığında da, “Utanç verici” demiştik. Zira bunlar ve daha benzeri birçok olay, hakka, hukuka yönelik açık bir tasalluttu.

Şimdi de bir gazete yok edilmek isteniyor. Hem de dünyada eşine rastlanmayacak şekilde. Evet, bu topraklarda yine “sürpriz” yok: “Utanç verici” bir durum... “Gereği düşünüldü: Gerekçesi bilahare ayrıntıları ile açıklanacağı üzere” diye başlayan karar... Böyle bir karar çıktı önceki gün.

312 general davası...

Generaller beni Meclis’e sürüklüyor.

Bir nefes almak için milli iradenin tecelli ettiği Meclis’e gidiyorum.

Herkesin dilinden şu kelimeler dökülüyor: “Utanılacak bir şey”, AK Partili Çamuroğlu’nun tabiriyle “Korkunç bir şey.” Kime söylesek inanamıyor böyle bir kararın çıktığına.

Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı’ya soruyoruz.

“Bu AİHM’lik bir dava” diyerek, böyle bir şeyin olmuş olabileceğine inanmıyor.

Egemen Bağış ve Binali Yıldırım da, “Üzüntü verici, tuhaf bir karar” diyorlar.

Mehmet Şimşek ve Ertuğrul Günay daha da şaşırıyor: “Böyle bir davanın bir benzerini hiç duymamıştık.”

AK Partili Mehmet Ocaktan ise “312 generalin dava açması yadırganacak bir durum” diyor karara ilişkin yorumunda.

Ergenekon iddianamesinde ortaya konmuştu ETÖ’nün planı: “Vakit’i susturmak için tazminat davasına boğmalıyız” diye...

Plan önceki gün infaz edildi gözlerimizin önünde. Her şey o kadar açık ki; ilave izah gereksiz kalıyor. Gözümüzün önünde, “Sizi yok edeceğiz” diyorlar ve bunu aleni bir şekilde uygulamaya koyuyorlar. Biz ne kadar; “Hukuk, basın, özgürlük, fikir, demokrasi” desek de bir şey değişmiyor. Değişmiyor, çünkü bu kavramlar “general hukuku”nun üstünde değil.

Türkiye’nin henüz askerî vesayetin zincirlerinden yeni yeni kurtulduğunu görüyoruz ama bu karar da gösteriyor ki, bu vesayet iyice kök salmış, bir türlü temizlenemiyor. Bu tür kararların diktatörlüklerde; Burma’da, Zimbabve’de, Fas’ta, Tunus’ta olduğunu düşünüyorduk ama önceki gün 312 generalin bir gazeteye, bir yazıdan dolayı açtıkları dava, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir kararla sonuçlandı. Her birine 2’şer bin TL olmak üzere 624 bin TL, faiziyle birlikte 1.8 milyon TL ceza kesildi.

Bu karar, bu ülkede alındı. “Yüce Atatürk’ün kurduğu çağdaş ve uygar bir ülke” dedikleri ülkede... 312 general aldırdı bu kararı. Peki, bu ülkede her gün aşağılanan, horlanan, dövülen, hapse atılan, öldürülen, sövülen 70 milyon halkın davası ne olacak?..

Cevap yok... Çünkü cevaplar yetersiz kalıyor.

Bir ülkede bir general ile sokaktaki vatandaş eşit değilse, o ülkede adalet yok demektir. Bir ülkede örtülü bir kadın ile örtüsüz bir kadın eşit değilse, o ülkede demokrasi yoktur. Bir ülkede, bir yazıdan dolayı bir gazeteye altından kalkamayacağı bir ceza kesiliyorsa, o ülkede basın özgürlüğü yoktur.

Bu ülkede, basın generale ve generalin uydusundakilere dokunmadığı sürece özgürdür. Önceki gün bunu gördük. Çünkü onlar da biliyor ki, bu ülkede VAKİT oldukça, onlara rahat yok. Çünkü VAKİT olduğu müddetçe bu ülkede milletin kafasında rahat rahat boza pişiremeyeceklerini biliyorlar...

Eğer bu millet bugün kimin ne olduğunu açık seçik görebiliyorsa, bu gazetenin büyük katkısı olmuştur / oluyordur / olacaktır. Çünkü bu gazete, harici değerleri değil, milletin değerlerini, milletin sesini yansıtıyor. Bu gazete, 28 Şubat’ta bu yüzden “kahpe kurşunlara” hedef oldu. Bu gazete, Ergenekon’un tehditlerine maruz kaldı. Ama bu gazete hiçbir zaman geri adım atmadı. Hiçbir zaman Hak’tan ve milletten ayrılmadı. Çünkü bu gazetenin varlık sebebi gücün değil, Hakk’ın üstünlüğüdür. Önceki gün bir kez daha saldırıya uğradı bu gazete. Utanç verici, korkunç bir saldırı... Ama bu gazete, Hak bildiği yoldan ayrılmayacak. Çünkü bu gazete, sizin gazeteniz... Bizim gazetemiz...