Yalçındağ, Yalçınkaya ve Ergenekon
Bunların ne olduğunu az çok mürekkep yalamış herkes bilir. Sayın Yalçındağ TüSİAD Başkanı. Sayın Yalçınkaya Yargıtay Başsavcısı. Ve nihayet Ergenekon...
önce TüSİAD Başkanı konuştu. Siyasetten ziyade ekonomik yönden iktidarı eleştirdi. Ben şahsen ekonomiden anlamam. O konuda bütün bildiğim, Diyalektik Materyalizm’cilerin siyaset de dahil, bütün sosyal olaylara Marksist açıdan baktıklarıdır. (Tıpkı benim de, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel bütün olaylara İslâm inancı açısından baktığım gibi...) Herkes bilir ki Komünizm’in tam zıddı Kapitalizm’dir. TüSİAD ise bir kapitalistler (zenginler) kulübüdür. Kendilerini birinci derecede ilgilendiren ekonomi konusunda iktidara yönelttikleri eleştiriler elbette ki haklı ve yerinde olacaktır. Bundan ötesi, işçi, işsiz, emekli ve tüketici kuruluşları temsilcileri ile ekonomistlerin ve maliyecilerin işidir.
Sayın Yalçındağ’ın haklı olması gereken eleştirisinin hemen arkasından, sayın Yalçınkaya harekete geçti. Tabiatta da öyle değil midir? Koca bir Yalçındağ yerinden oynarsa, Yalçınkaya’lar yerinde durabilir mi?
Şimdi okuyucu kardeşlerim bana bu dağ ve kayalarla Ergenekon’un ne münasebeti olduğunu soracaklardır. Hiç olmaz olur mu? Ergenekon’u Kültür Park ya da Ali Sami Yen’deki top sahası gibi dümdüz bir yer mi sanıyorsunuz?
“Ergenekon yurdun adı/Börteçine kurdun adı/Tam 4 asır durdun hadi/Artık ne bekliyorsun?” mealindeki marşı hiç mi duymadınız? Ergenekon, ilk tarih sahnesine çıkış yerimiz olan Orta Asya’da kuş uçmaz kervan geçmez dağların arasındaki bir vadinin adıdır. Atalarımızın Tanrı (Tiyanşan) dedikleri başı dumanlı dağlar arasındaki o vadide, efsaneye göre Asena adındaki dişi kurt anamız, yeryüzünde tek başına kalan son Türk çocuğunu emzirmiştir. Türk kavmi böylece oluşmuş. Börteçine’nin yol göstermesi ile demir madeninin çok bol olduğu dağları eriterek Ergenekon’dan çıkmışlardır. Bu defa da okuyucu kardeşlerim “Milattan önceki Ergenekon’la bugünkü Ergenekon operasyonunun ne ilişkisi var?” diyeceklerdir. Şüphesiz ki yerden göğe kadar haklılar amma... Bu sorunun muhatabı ben değilim. Bence Ergenekon Operasyonu ile AK Parti hakkında açılan kapatma davası arasında bir ilişki yok. Hem de olmamalıdır.
Bazı kişi ve gruplar, “Ergenekon Operasyonu başlatıldığı zaman sayın Başbakanımız, Emniyet kuvvetlerine; ‘Ucu nereye kadar gidiyorsa, oraya kadar gidin’ diye talimat vermişti” diyorlar. Bu sözden bin türlü anlam çıkarıyorlar. Basında da bu konuda bazı haberler çıkıyor. Sayın Yargıtay Başsavcısı’nın açtığı kapatma davası ile operasyon arasında hayalî bağlantı ve ilişkiler arıyorlar. Bu boş hayallerini de Derin Devlet’in AK Parti iktidarını gözden çıkarmış olduğu gibi saçma bir sebebe bağlıyorlar. O kadar güçlü bir Derin Devlet vardı da... AK Parti’nin kazanacağını bile bile neden seçim yaptırdı? Ve niçin CHP’yi ya da aynı zihniyetteki bir partiyi kazandırıp da iktidar yapamadı?
Böyle bir saçma senaryoda sayın Başsavcı’nın da illegal bazı etkiler altında olduğu gibi çok çirkin bir kasıt da sezilmiyor mu? İtiraf edeyim ki “merhaba kör kadı” diyen gibi bir patavatsız tarafımız var amma... çok şükür ki Marko Paşa da değiliz. Herkesin yaptığı, neden kendilerine sorulmuyor da, bana soruluyor.? Hem de öyle saçma sapan şeyler soruyorlar ki... İsyan etmemek elde değil.
Yarın sayın Başsavcı ile ilgili mütenakız ve birbirinden çok farklı sunturlu sorulara cevap vermeye çalışacağız. Sayın ve sevgili Serdar Arseven kardeşim, sayın Abdurrahman Yalçınkaya’nın evliya soyunu yazmakla, görülmemiş bir gazetecilik ve habercilik başarısına imza atmış oldu. Allah muhafaza, ancak 17 Ağustos faciası gibi bir deprem toplumu bu kadar sarsabilirdi. öyle bir sarsıntı ki... Her kafadan bir ses çıkıyor. Onlara cevap vermek de hiç kolay değil. Bu zaferini tebrik etmenin yanında, Arseven kardeşimle iftihar ediyorum. Daha 2 gün önce, VAKİT yazarı olarak, köşe yazarlığı dalında Yılın Gazetecisi seçildik. Dünya çapında yetenekli karikatürcülerimiz dahil, VAKİT ailesinin en son sırasında bir yazar olmanın şerefi bana fazlasıyla yetiyor. Rabbim beni her biri benden çok üstün o kardeşlerimden ayırmasın. Dualar umudu ve saygılarımla...