Özgürlükler ve Cumhuriyet Halk Partisi
Baykal’ın bir CHP’li kadın milletvekili ile yatak odası görüntülerinin videosu yayınlandıktan sonra, CHP Türkiye gündemini bir süre işgal etti. Doğrusunu söylemek gerekirse Baykal’ın durumuna hiçbir siyasinin düşmemesini temenni ederim... Toplum hangi siyasi partiden olursa olsun eşini aldatan birini normal karşılamıyor, zina suç olmasa da... Sadece Kamer Genç hariç!.. Benzer olayları yaşadığı ifade edilmekte olmasına rağmen seçmenleri üzerinde olumsuz bir etki bırakmadı... Onun durumu kabullenilmiş!.. Şimdi diğer küskünlerle birlikte CHP’ye girecek ve Baykal’a arkadaş olacak... Baykal Genel Başkan olarak hem kendisini hem de partisini düşünmedi... Çok şükür ki, CHP iktidarda değil. Ya bir de iktidar olsaydı!.. O zaman toplumun tümü için büyük hayal kırıklığı söz konusu olacaktı... Bu konu hakkında çok şeyler yazıldı. Ben insani açıdan zaten zora girmiş Baykal’ın durumunu değerlendirip vurmak istemem... AK Parti’nin bu yöndeki tutumunu da takdir ediyorum. Hükümet suçlanana kadar bu konuda değerlendirme yapmadı. Hatta video ile ilgili internete yayın yasağı koydular... Yurtdışında internet ortamında videoya ulaşılmasını engellediler.. Ancak Baykal bu durumda bile olaydan siyasi rant elde etmeye çalıştı; olayın faili olarak hükümeti gösterdi... Tıpkı Danıştay saldırısında olduğu gibi, AK Parti suçlandı... Ancak Ergenekon davası ile gerçekler gün yüzüne çıktı. İftiraları nedeniyle özür dahi dilemediler... Baykal halktan özür dileyip çekileceği yere “beni kimsenin sorgulamasına fırsat vermeyeceğim” dedi, yavuz hırsız misali... Siz isteseniz de istemeseniz de toplum sizi sorguluyor ve yargılıyor... Su testisi su yolunda kırılır denilir. Baykal’ın hep genç(!) olduğunu ispatlamaya çalışan bir psikolojisi vardı; tek ayak üstünde pantolon giymek, hatta çorap giymek gibi yetenekleri basına intikal ediyordu...
Neyse ki istifa etti ve CHP tabanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı ile yeni bir heyecana kapıldı... Taban bu gelişmelerden son derece mutlu oldu... Baykal’ın gidişine çok sevindiler... Küskünler geriye döndü. Baykal’ın Genel Başkanlığı döneminde partiye giremeyenler için de bayram oldu. Yani iyi ki gittin Baykal... Sanıyorum bu da Baykal için ayrı bir üzüntü kaynağı olmuştur...
Baykal bu yıl ilk defa Diyanet’in Kutlu Doğum Haftası davetine katıldı ve orada güzel bir konuşma yaptı. İstifası sırasında da bunu dile getirdi. Sanki bu davranışı nedeniyle birilerinin kendine komplo hazırladığını anlatmaya çalıştı... Aslında hiçbir zaman dindar insanların sorunlarını çözmeye çalışmayan CHP’nin Genel Başkanı için bu son derece önemli bir olaydı... Ben de önemli görüyorum... Toplum, siyasetçinin bu konularda düşüncelerini ifade etmesini, hatta bunları fiiliyata geçirmesini bekliyor.
Seçilen Genel Başkan Kılıçdaroğlu, halkın istediği gibi olmaya çalışan biri!.. Gömleğini değiştiriyor, kravatını çıkarıyor, böylece kendini halka beğendirmeye dikkat ediyor... Şekildeki değişiklik belki CHP tabanını tatmin edebilir, ancak toplum değişikliklerin göstermelik olduğunu düşünüyor. Aslında Kılıçdaroğlu’nun bu davranışı CHP’nin tipik şekilciliğini ortaya koyuyor... Tıpkı başörtülerini çıkartmaya çalıştıkları kızlarımızın kafalarının içindekini değiştiremediklerini anlayamadıkları gibi...
Darbecilerle Birlikte Olmaya Önem Veren CHP
Her şeyden önce bu partinin adı darbe ve darbecilerle birlikte anılmıştır... Oysa iktidar olmak, milletin yanında durmakla mümkün. Darbelerin yargılanmaya çalışıldığı ülkemizde adı darbecilerin avukatı olarak bilinen bir Genel Başkanın özgürlüklere nasıl yaklaştığı çok açıktır... Bu güne kadar özgürlüklerin karşısında olmak CHP’nin karakteriydi... CHP Genel Başkanını değiştirdi, bakalım bu anlayış da değişecek mi?
Türkiye demokrasiyi uygulama serüveni içinde çok acı olayları yaşamış bir ülke ; iki fiili darbe ve iki muhtıra yarası almış... Darbenin ardından kinleri üzerine kurdukları yargılama usulü ile bu ülkenin yetiştirdiği nadir devlet adamlarını idam etmiş yönetimlere destek vermiş bir parti... Mayıs ayının 27’sinde bundan 50 yıl önce Demokrat Parti iktidarına karşı yapılan müdahalenin acı hatıralarını her yıl yeniden hatırlatıyor ve adeta yaşıyoruz… Millet bu Cuntayı gönlünde mahkum etmiş… Demokrasi şehitlerini de bağrında muhafaza ediyor… En doğru karar onun verdiği karardır… Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun yeri milletimizin kalbindedir…
27 Mayıs İhtilali denilince İsmet İnönü ve CHP ayrı bir anlam ifade etmektedir... Sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen CHP’liler sevinçle İnönü’nün evinde toplanıyorlar... CHP’ye görünen iktidar tabanı heyecanlandırıyor... İnönü darbeyi ilk kutlayan kişi... Cemal Gürsel de İnönü’yü arayıp “emrinizdeyim” diyor... İşte CHP o gün böyle davrandı... Bugün de çok değişmedi... Ergenekon tutuklusu bir rektörün AK Parti için “isterlere % 97 ile gelsinler ne fark eder” diyebilecek cesareti nereden bulduğunu anlamak için, bu tabloyu hatırlamak gerekir... Millet bunu görüyor. Bu nedenle onları iktidara getirmiyor... İnönü ihtilal öncesi Demokrat Partililere “sizi ben bile kurtaramam” diyordu... Tıpkı Ergenekon sanığı eski rektör Fatih Hilmioğlu’nun yukarıdaki ifadesi gibi... Eğer AK Parti iktidarı dikkatli olmasaydı, akibetleri Demokrat Parti’ninkine benzeyebilirdi... Gönül isterdi ki, CHP Ergenekon karşısında tavır alsın...
Yassıada Mahkemesinde yapılan yargılamalar tamamen siyasallaşmış yargıçlar tarafından yürütüldü... O günlerde halkın arasına yayılan Ergenekonvari propagandalarla önce halkın nezdinde mahkumiyeti onaylatmak istiyorlardı... Gençlerin kıyma makinelerinde kıyıldığı ile ilgili manşet atan basının görevi buydu... Yöntem aynı; şimdi de Cumhuriyet gazetesi bombalanıyor, “Müslümanlar bombaladı” sanılsın diye... Danıştay’a baskın düzenleniyor, bir hakim öldürülüyor inanan insanları suçlayabilmek için. Daha sonraki yıllarda Menderes ve arkadaşlarına yapılan işkenceleri öğrendik; bunlar ancak insanlıktan nasibi olmayan canlıların yapacağı işler...
CHP İktidar Olabilir mi ?
Kemal Kılıçdaroğlu ile iktidar heyecanı duyan, iktidara adeta susayan CHP’nin iktidar olabilmesi için önce şekilde değil, zihniyette değişiklik yapması gerekir... İslam’a ve Müslümanlara karşı tavırlarını yeniden gözden geçirmeliler... Müslümanların dini ibadetlerini ve yaşayışlarını kafalarındaki kalıplara sığdırmaya çalışmamalılar. Türkiye’nin başörtüsü konusunda patinaj yapması bu parti yüzünden olmuştur... Her gayretin Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi ve yargının siyasallaşmasına kapı açan tutumları nedeniyle, binlerce kız evladımız yurtdışında eğitim görmek zorunda bırakılmıştır... CHP Genel Başkanı bunun bir zulüm olduğunu ifade etmelidir. Özgürlüklere sahip çıkan bir CHP’nin tabanda desteğinin artacağı açıktır...
Ayrıca ihtilaller ile özdeşleşen CHP bu görüntüyü hiç hatırlanmayacak şekilde maziye gömmelidir. Bunun için önce Ergenekon davasının avukatlığını yapmaktan vazgeçmelidir... Reformlar konusunda meclisin yapacaklarına destek vermelidir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yapılacak müspet faaliyetlerin destekçisi olacağının ümidini taşımak istiyoruz. Partililerin ifadesine göre Parti Meclisini dolduran Ulusalcıların, yapılacak değişimlere engel olamayacağına inanmak istiyoruz!.. Kemal Kılıçdaroğlu CHP için gerçekten bir şans olabilir. CHP tabanının da bunu bir fırsat kabul edip değişim göstermesini görmek istiyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.