Evet, söz bitti. Kelimenin tam anlamıyla, sözün bittiği yerdeyiz.
“Terör Çetesi” Siyonist İsrail’in dün gece sabaha karşı, İHH’nın Gazze’ye insani yardım götüren gemilerine vahşice saldırması karşısında söylenecek söz bulmakta gerçekten güçlük çekiyorum…
Kelimeler meramımı ifade etmeye yetmiyor…
Gözü dönmüş haydutlar…
Kan içici vampirler…
Katiller… Zalimler… Vahşiler… Yamyamlar...
Yetmiyor!..
Rabbimin Kur’ân-ı Kerim’indeki müthiş benzetmesini tekrarlamaktan başka çarem yok...
“Onlar hayvanlar gibidirler. Hatta ondan daha aşağı(lık)tırlar.” (A’râf/179)
Yine Kur’ân’da yer alan Peygamberlerin bedduaları yetişiyor imdadıma:
Önce Hz. Nuh Aleyhisselam’ın bedduası:
“Ey Rabbim! Yeryüzünde kafirlerden yurt edinen hiç kimseyi bırakma."
“Çünkü sen onları bırakırsan, kullarını saptırırlar; sadece ahlâksız ve kâfir kimseler doğurur/yetiştirirler.” (Nuh/26-27)
Sonra da Hz. Musa Aleyhisselam’ın bedduası:
«Ey Rabbimiz! Doğrusu sen Firavun'a ve ileri gelen cemaatine dünya hayatında zînet ve mallar verdin. Rabbim! Bunu senin yolundan saptırsınlar diye mi verdin? Ey Rabbimiz! Onların mallarını-mülklerini (saltanatlarını) sil-süpür; kalplerini de şiddetle sık. O elîm azabı görmedikçe (belli ki) onlar inanmayacaklar.” (Yunus/88)
Bu ifadeler, yürek yangınımı söndürmeye yeter mi?
Yetmez.
Yetmemeli…
Dualar, beddualar, lanetler gırtlakta, hançerelerde kalmamalı!..
Evet! Söz bitti artık!
Şimdi fiili dua, fiili beddua zamanıdır...
Sözün eyleme dönüşmesinin zamanıdır…
Vicdanların kanamasının ve harekete geçmesinin vaktidir artık…
Meydanlara inmenin, koro halindeki lanet ve haykırışlarla yeri-göğü inletmenin vakti bugündür!
Yeter mi?.. Yetmez!..
Herkesin üzerine düşeni yapmasının zamanıdır bugün!..
Siyonist kudurganlık ve pervasızlık karşısında, İslam adına, insanlık adına bir şeyler yapmanın tam zamanıdır… Yazar, çizer, sanatçı, edebiyatçı, ilim ve fikir adamı, siyasetçi, bürokrat, işçi, köylü, esnaf, iş adamı, yönetici, yönetilen, kadın, erkek… kim varsa herkesin Katil İsrail’i durdurmak adına yapabileceği her şeyi ortaya koymasının zamanı bugün değilse, yarın geçtir…
Siyonist İsrail’e karşı boykot, gösteri, protesto, yürüyüş, lanet, beddua… Elinden ne geliyorsa!
Filistin’e ise yardımda bulunmaya, dua etmeye, destek olmaya devam…
Aslında İsrail’in anladığı/anlayacağı bir tek dil var: Gücün dili!
Onu da Müslümanlar kaybedeli çok oldu.
İslam Konferansı, önceki yıl, bir “İslam Barış Gücü” kurmaktan söz ediyordu!.. Ah, nerde?!.
Ey Müslümanlar hep birlikte “Allah’ın İpi”ne sarılın! Tefrikaya düşmeyin! Sonra gücünüz gider!
Giden, dağılan gücümüzü yeniden toplamanın zamanı gelmedi mi? Geldi de geçiyor bile!..
Şehidlerimize gıpta ile selam ve dua ediyor, yaralı kardeşlerimize de acil şifalar diliyorum.