Savunma millileşiyor ya medya?!
Ajanstan bir haber düştü.
Hayli ilgimi çeken heyecanlı bir haber.
Terörle mücadelede ABD ve İsrail’den ithal ettiğimiz silahların işimize ne kadar yarayıp yaramayacağını sorguladığımız şu günlerde, gazetem Vakit’in tam sayfa yer verdiği o haber; insanı heyecanlandıran, bir o kadar da gururlandıran önemli bir haber...
Habere göre; TUSAŞ Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş., “MALE” adı verilen insansız hava aracının tasarımını, detay üretimini ve montajını tümüyle tamamlamış.
Öyle ki; TAI’de 1992 yılında başlayan projeyle birkaç değişik sınıfta insansız hava aracı geliştirilmiş ve uçuşlar başlama noktasına gelmiş.
Müthiş bir şey!
Tamamen özgün, milli imkânlarla, Türk mühendisliğinin tasarımı, Türk teknisyenin üretimiyle ortaya çıkarılan bu araçlar, önümüzdeki günlerde hangardan çıkartılacak.
Uçuş testlerine de yılın üçüncü ve dördüncü çeyreğinde devam edilecek. Bunu başardığımız zaman dünyada sayılı ülkenin elinde bulunan bir hava aracına sahip olacağız ve üretim bandında yer alacağız.
17 metre kanat açıklığı, 9 metre boyu, 1.70 yüksekliği olan teknoloji harikası bu araçlar, “Havada 24 saat kalma, 30 bin fit irtifaya kadar tırmanabilme” özelliklerine sahip.
Bu araçlar gelecek yıldan itibaren TSK’nın hizmetine sunulacak. Daha sonra da dünyada pek çok dost ve müttefik ülkeye ihraç edilecek.
Gelinen noktada büyük emeği olan TAI Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı, Türkiye’nin, kendi uçağını ve helikopterini üretebilen, yazılımını yapabilen, uydusunu fırlatabilen bir ülke olacağı öngörüsünde bulunduktan sonra; milli savunmadaki “doğum sancısı”na dikkat çekiyor.
“Şu an sadece TAI’de değil, tüm havacılık ve savunma sektöründe son derece heyecanlandırıcı projeler var. Birkaç yıl içinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Türk şirketleri tarafından desteklenebilme oranının önemli yüzdelere ulaşacağını hep birlikte göreceğiz. Bu Türk mühendisinin özgün tasarımı ve Türk teknisyenin üretimiyle gerçekleşecek projeler, kamuoyunda ses getirecek projeler. Önemli ama uzun soluklu projeler. Tasarım, üretim, test etme ve envantere teslim etme süreleri 6-7 yıl olan cinsten projeler. Bu, havacılık alanında, kara silahları alanında, deniz alanında var. Bunlardan bir kısmı çıktı, bir kısmının tasarım, üretim ve test çalışmaları devam ediyor. TAI’nin gerek insansız hava araçları sınıfında, gerekse de insanlı uçaklar, helikopterler sınıfında, uydu konusunda özgün geliştirme çalışmaları var. Bunlar devam edecek” diyor.
Lâkin ne hikmetse ne BlackMehmet’in, ne de Falcon’un gazeteleri bu habere doğru dürüst yer vermedi.
Onların bagajları “milli menfaat” düşmanlığıyla dolu...
Amerika’dan gelecek 2 adet Cobra’yı manşete çeken Falcon’un gazeteleri, bu haberi görmüyorlar.
ATAK’ı yerden yere vuran BlackMehmet’in gazetesi de görmüyor.
¥
Savunma sanayiinde Türkiye, dünya ölçeğinde söz sahibi olmak istiyorsa -ki bu kaçınılmaz bir ihtiyaç- sıradışı bir çaba sarfetmemiz gerekiyor...
Şüphesiz başlatılan çalışmalar genişletilerek ve çeşitlendirilerek sürdürülmeli, gelecek perspektifiyle oluşturulan projeler “devlet politikası” haline getirilmeli.
Türkiye gibi stratejik dengelerin çok hızlı değişebildiği bir bölgede bulunan ülke için bu kaçınılmaz...
Dünya enerji kaynaklarının yaklaşık yüzde 75’inin bulunduğu bir bölgede yer alıyorsak, kendi silahımızı kendimiz yapmak zorundayız.
Başka çaremiz yok.
Gelişmeler ümit verici...
Bu gidişle Siyonist yapımı HERON’lar tarihe karışacak ama manipülasyoncu Siyonist güdümlü gazetelerin hali ne olacak bilmiyoruz...
Herhalde orada da tıpkı “milli savunma”da olduğu gibi “milli şuur”a ihtiyaç var...
Ah bir de onları millileştirebilsek!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.