Evet, sözün bittiği yerdeyiz!
Sivil anayasa yolunda ilerleyen Türkiye kritik bir eşikte.
Malum vesayetin aktörlerinin referandum sürecinde, milletin tercihlerini etkilemek maksadıyla ellerindeki bütün kartları oynayacaklarından hiç kuşku yok!
Taşeron örgüt dağda ve şehirde sivil ve askerlerimizi hedef alırken, medya ve bürokrasideki Ergenekon yapılanması da “kaos var” diye çığırtkanlık yapacak.
Amaç; bu ülkeyi girdiği aydınlık yoldan geri çevirmek.
Ergenekon Ahtapotu’nun en kanlı kolu PKK’nın da, KCK’nın da, statükodan nemalanan Jüristokratlar Kabinesi’nin de hedef tahtasında referandum var.
Bu süreçte; Başbakan Erdoğan’ın PKK’nın arkasındaki güçlere vurgu yapan açıklamalarını görmezden gelip “büyük fotoğrafı” ustalıkla gizlemeye çalışanlara özellikle dikkat etmek gerek.
Devleti içten içe çürüten statik kodların yeniden yapılandırılacağını anlayan malum çevreler ne yapacaklarının işaret fişeğini çaktılar bile.
İskenderun, Gediktepe ve Halkalı saldırılarıyla -ki istihbarat bilgilerine, yapılan uyarılara rağmen, onlarca can verdik- ortaya çıkan bu tablo içimizi acıtıyor.
Canımızı yakıyor.
Hatta kan üzerinden, can üzerinden öyle planlar yapılıyor ki, “derin”den sarsıyor.
Bir de “Peygamber Ocağı” diye düşündüğümüz silahlı kuvvetlerimizdeki “münferit” ahlaksız hadiseler var ki, kahrediyor.
Yazık!
Daha geçtiğimiz ay Jandarma Genel Komutanlığı’nda görevli bir kurmay albayın sivil memur bir kadınla ahlaksız görüntüleri internete düşmüştü.
Bu görüntülerden sonra Hakan Sargın ismindeki bu kurmay albayın doğal olarak görevden alınacağını düşünmüştük, ama yanılmışız.
Meğer bu “münferit” denilen olay öyle bir kanıksanmış ki, olayın “faili” görevden alınacağına kritik görevlere getirilerek “terfi” ettiriliyor.
Mehmetçik dağda terör örgütüyle çarpışırken, komutanlar iğrenç, kirli ilişkilerinden dolayı terfi alıyorlar.
Mesaisini sekreterle “aşna-fişne” yaparak geçiren bir albaya terörle mücadele teslim edilmişse, “Terörle mücadelede başarı sağlanacaktır” lafları boş kalacaktır.
Hele bir de bu üstleri tarafından korunuyorsa.
İnsan sormadan edemiyor: Acaba TSK’nın idarecileri bu skandalları bilmiyorlar mı?
Eğer biliyorlarsa neden göz yumuyorlar?
Elbette bu ahlaksızlıklardan midesi bulanan ve rahatsızlık duyan vatanperver-ahlaklı subay ve astsubaylar da bulunmaktadır.
Nitekim, albayın bu olayından ve olay sonrasında kritik görevlere getirilmesinden Jandarma’daki birçok subayın rahatsızlık duyduğu biliniyor. Hatta albayı adeta kanatları arasına aldığı iddia edilen Tuğgeneral Vahdettin Bereceli’nin de bu tür ahlaksızlıklarda parmağı olduğu, bu olaylardan rahatsızlık duyan askeri çevrelerde konuşuluyor.
Hatırlarsanız, daha önce Genelkurmay Başkanlığı’nda görevli Hakim Albay Zeki Duran da evli bir kadınla yaşadığı iğrenç, kirli ilişki ortaya çıkmasına rağmen Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu tarafından “bana lazımsın” denilerek terfi ettirilmişti.
Neyse ki, Vakit’te çıkan haberlerden sonra Duran istifa etmek zorunda kalmıştı.
Ordumuzdaki bu tür ahlaksızlıkları gerçekleştirenler ile bunlara göz yumanlar, terörle mücadelede birçok şehit vermiş Jandarma’nın sevk ve idaresini nasıl gerçekleştirecek acaba?
Yalova’da görev yaparken “ahlaken takip edilmelidir” diye siciline işlenen albay, hâlâ görevde tutuluyorsa, bir de terfi ettiriliyorsa, bize söyleyecek söz kalmıyor.
İşte asıl “sözün bittiği yer” burası olsa gerek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.