Yener Dönmez

Yener Dönmez

12 Eylül’ü karakolda geçirmek!

12 Eylül’ü karakolda geçirmek!

Doğrusu bu kadarını da beklemiyordum... Türkiye için tarihi öneme sahip, 40 milyon vatan evladının oy kullandığı 12 Eylül referandumu artık benim için daha “özel” bir önem arz edecek...
Referandum değerlendirmesini sonraya bırakıp “özel” durumu sizlerle paylaşmak istiyorum...
Uzatmadan anlatayım: 12 Eylül sabahı erken saatlerde Siyaset Dedesi’nin beceremediği vazifeyi icra etmek üzere oy kullanacağım sandığa gittim ve de onun hoşuna gitmeyecek yönde tercihimi yaptım.
Oyumu kullandıktan hemen sonra karşımda güvenlik görevlileri belirdi. “Yakalama emri var, bizimle karakola gelmek zorundasınız” diyerek beni götürdüler.
Yani böyle bir günde görevimin başında olmam gerekirken, 12 Eylül’ü Ankara’da adliye koridorlarında geçirdim...
Ve orada öğrendim böyle tarihi bir günü adliye koridorlarında geçirmemi sağlayan kahramanı ve gerekçesini... Sizin de tahmin ettiğiniz gibi o kahraman Siyaset Dedesi’nden başkası değildi...
Peki neydi “özgürlük” dağıtan Siyaset Dedesi’ni rahatsız eden o gerekçe...
Demokrasinin en vazgeçilmez unsurlarından olan halkoylaması günü bir gazeteciyi gözaltına aldırtan neden?
Bakın anlatacaklarıma inanamayacaksınız! Hakkında hiçbirisi yalanlanamayan sayısız haber yaptığım Siyaset Dedesi beni şikayetle ilgili bula bula öyle bir gerekçe bulmuş ki hakim karşısında, “Vay be, bana yine bolca malzeme çıktı” demekten kendimi alamadım.
Şöyle ki: Sizin de takip ettiğiniz gibi; Siyaset Dedesi’nin ülkenin Başbakanına karşı miting meydanlarında pek çok defa sarfettiği sözler, başkaları tarafından kendisi için kullanılınca hakaret olarak kabul etmiş. Miting meydanlarında “Erkeksen gel benimle tartış”, “Çık karşıma” diyenin bizzat kendisi olduğunu unutarak...
Oysa ki “Siyaset Dedesi”ne “erkeksen” ifadesini kullanan da ben değilim...
Benim yaptığım şu: Uzun yıllar Alman istihbaratında çalışan bir haber kaynağına dayandırarak Siyaset Dedesi’nin Almanya’daki Alevi Diasporası ile irtibatlarını haberleştiren Kanal 7, Vakit, Zaman gibi gazetelere bolca dava açması üzerine söz konusu ismin “Erkekse bana dava açsın” beyanatını haberleştirmemiz...
O sözü söyleyen şahsın ismi de, adresi de ortada ama “Siyaset Dedesi” özellikle beni mahkûm ettirmek istiyor nedense!..
Kaldı ki kendisi de bu sözü devletin Başbakanına sayısız defa sarfetmiş...
Maalesef oluyor işte güzel ülkemde böyle şeyler de... Ancak sadece bir yerde hak verdim “Siyaset Dedesi”ne...
“Benimle uğraşmasın da kiminle uğraşsın?” diye
Nasıl mı?
Bakın anlatayım: Siyaset Dedesi’ne Alkapon desteğinin perde arkasını ilk defa biz gündeme taşıdık.
CHP’nin başına geçmek için çevrilen entrikaları, Alkapon’un lejyonerleriyle yaptığı gizli görüşmeyi ilk kez biz yazdık...
Kendisiyle ilgili MİT’teki PKK raporlarına biz ulaştık. HSYK Dedesi, Adalet Dedesi ve Siyaset Dedesi’nden müteşekkil “Dedeler Troykası”na biz dikkat çektik. Erzincan Alay Komutanlığı’nca sızdırılan “postallı belgeyi” de, Cihaner marifetiyle sızdırılan “dandili belgeyi” de, Almanya’daki Alevi Diasporası’nca düzenlenen “ısmarlama belgeleri” de biz ortaya çıkarttık.
SGK’daki kurduğu tezgahlardan tutun henüz 10 aylık torununa, ilköğretim çağındaki oğlu ve kızlarına sağladığı ballı kıyağı biz gözler önüne serdik.
Ve karşılığını, referandum günü gözaltı ile aldık.
Gelelim referandum değerlendirmesine..
“Evet” cephesinde yer alan AK Parti, SP ve BBP’nin bir önceki seçim sonuçlarıyla karşılaştırıldığında oylarını yüzde 12 artırdığını görüyoruz.
Bu sonuç aynı zamanda CHP ve MHP’nin başını çektiği hayır cephesinin oylarının yüzde 12 gerilediği anlamı taşımaz mı?
İşte bu sonuç, Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP’nin oyları artacak diyenlere kapak olsun!


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yener Dönmez Arşivi