Hafta sonu Kıbrıs’ta idik. Namaz Gönüllüleri Platformu adına Senai Demirci ve Mehmet çelen kardeşimle birlikte, ESKAD’ın düzenlediği “Namazla Diriliş” panellerinde konuştuk. Kıbrıs’ta sadece namazı anlatmakla kalmadık; Şeyh Nazım el-Kıbrısî Hocaefendi’den Türk-İslâm Kültür Cemiyeti Başkanı Işılay Arkan’a kadar birçok şahsiyetle görüştük; başta Lefkoşa olmak üzere Girne’yi, Lefke’yi, Güzelyurt’u, Gazi Mağusa’yı gezdik... Ve gördük ki, maalesef Kıbrıs tam bir işgal altında!
“İşgal” sözcüğü, adadaki Türk askeri varlığı bağlamında kullanıldığında tüylerimizi diken diken etmeye yetiyor ama maalesef Kıbrıs’ın fuhuş, kumar ve eğlence sektörünce fiilen işgal edilmesi kimsenin kılını kıpırdatmıyor. üstelik adanın tamamen İslâm’dan soyutlanması için yıllardır yapılan planlı-programlı çalışmalar kimsenin umurunda değil. Kıbrıs’ın de-İslâmizasyonunun aynı zamanda onların aidiyet ve “milli kimlik” bilincini de berhava erittiğini ve adada giderek hakim hale getirilen “Kıbrıslılık” anlayışının Rumları Türkiye’ye tercih edecek boyutlara ulaştığını göremeyecek kadar İslâm-fobik duyguların etkisi altında olanlar başta olmak üzere tüm etkili-yetkili çevrelere ve sivil kuruluşlara sesleniyorum: Tüm önyargıları bir kenara bırakıp, Kıbrıs’ı bu fahşa ve münker işgalinden kurtarmak ve manen yeniden fethetmek için seferber olmaz isek, yarın çok ama çok geç olacak!
Müsaadenizle, Kıbrıs’taki manevi erozyona dair bazı bilgileri aktarayım. (Bu arada Kıbrıs’ın halini ilk elden aldığı bilgilerle gazetemizde gözler önüne seren Aslan Değirmenci kardeşimi kutluyorum.)
Son on yılda Kıbrıs’ta İslâm varlığının iyice zayıfladığını, fahşâ ve münkerin ise daha bir yaygın hale geldiğini gözlemledik. KKTC’de bünyesinde Casino/kumarhane olmayan otel neredeyse hiç yok. Türkiye’den oraya “kumar turizmi” düzenlendiği herkesin malumu. Bet/bahis salonları da hızla çoğalıyor. Night Clup adı altında açılan fuhuş merkezlerinin sayısı 500’e yaklaşmış. Son günlerin gündemini işgal eden Lokmacı Kapısı’nın açılması ile birlikte, Güney’de konuşlanmış olan Rus fahişeler Kuzey Kıbrıs’a akın etmişler. Gençlerde AIDS hastalığı ve uyuşturucu giderek yayılıyor...
Bu ahlaksızlaştırma operasyonuna paralel olarak, kendi değerlerinden tamamen kopan Kıbrıs Türkleri arasında son zamanlarda Satanizm akımı yayılmaya başlamış. Zaten yıllardır adada cirit atmakta olan Misyonerler, Bahailer ve Yahova Şahitleri bu manevi boşluğu hızla dolduruyorlar.
Buna karşılık İslâm adına neredeyse bir çivi bile çakılmıyor, hatta engelleniyor. 2005’ten beri Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri 11-14 yaş grubu için seçmeli hale getirilmiş. Vakıflar İdaresi’ne bağımlı olan Din İşleri Başkanlığı son derece cılız. Her türlü İslâmi çalışma ve eğitim faaliyeti takibat ve baskı altında. Bu yüzden Türkiye’den giden din adamları da tedirgin ve ürkek hareket ediyorlar.
Adada kendisiyle görüşüp duasını aldığımız Kıbrısi Hocaefendi’nin dergahının, Kıbrıs insanından ziyade dünyanın her tarafından gelen insanları etkilediğini müşahede ettik. Hocaefendi’nin Namazla Diriliş Seferberliği’mizi heyecanla karşılaması ve “Namazsız İslâm olmaz” vurgusu hayli anlamlıydı.
Peki ne yapılmalı? 1974 öncesinde yıllarca ihmal edildiği yetmezmiş gibi, 1974 sonrasında da İslâm adına hiçbir şey yapılmayan Kıbrıs’ta çok acil bir Manevi Seferberlik başlatılmalıdır. Bu amaçla, Türk-İslâm Kültür Cemiyeti ve diğer duyarlı Kıbrıslıların da dillendirdikleri üzere şunlar yapılabilir:
-Kıbrıs Din İşleri Başkanlığı bağımsız ve etkin bir kurum haline getirilmeli ve eli güçlendirilmelidir.
-Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri tekrar zorunlu hale getirilmeli ve etkili olması sağlanmalıdır.
-Kıbrıs’a mutlaka bir İmam-Hatip Okulu ve bir de Uluslararası İlahiyat Fakültesi açılmalıdır.
-KKTC Radyo ve Televizyonunda İslâm’ı bütün yönleriyle öğretici programlar yapılmalıdır.
-Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları dini konularda Kıbrıs’taki kurumlarla birlikte çalışmalıdır.
-Kıbrıs insanının manevi boşluğunu dolduracak çok miktarda dini yayın adaya gönderilmelidir.
-Bu tür yayınlar dahil diğer konularda Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı’na büyük iş düşmektedir.
-Eğitim Bir Sen Başkanı sayın Ahmet Gündoğdu’nun Kıbrıs’a kitap kampanyası desteklenmelidir.
-Kıbrıs’tan Türkiye’ye getirilecek öğrencilere dini bilgilerin verildiği “dini kamplar” yapılmalıdır.
DAVET:
- 11 Nisan Cuma, saat: 20.30’da Ahmet Bulut ve Yaşar Alptekin kardeşimle birlikte 4.Levent’te (Prestij Düğün Salonu, Yeşilce Mah., Yunus Emre cd., önder İş Merkezi, No: 2, Telf: 0212-284 06 92) yapacağımız “Namazla Diriliş”i paneline;
- 12 Nisan Cumartesi günü, saat 18.00’de; Araştırma ve Kültür Vakfı salonunda (Sofular mah., Yeşiltekke sk., No: 4, Fatih/İST) Celaleddin Vatandaş kardeşimle birlikte Hz.Peygamber’i(s.) an(la)mak için yapacağımız “Rahmeti Kuşanmak İçin...” başlıklı sohbetimize davetlisiniz. (Tlf: 0212 - 533 72 02) Her iki programa ailecek gelmenizi bekliyoruz.