Roma
İtalya’dan bakınca CHP fotoğrafını şimdi daha net görebiliyoruz.
Bana göre; sözün en güzeli henüz söylenmeyenidir.
En büyük sır ise henüz bilinmeyenidir.Bakın bundan tam üç ay önce 17 Ağustos’ta Vakit farkıyla CHP’de son günlerde yaşanan depremi haber vermişiz.
O gün CHP’de Baykal taraftarları ile Kılıçdaroğlu taraftarları arasındaki kavga yazılırken biz arka planda CHP’de neler olup bittiğine dair pek çok perde arkası kulisler aktarmıştık.
Okuyucularıma o gün ısrarla: “Siz yeni Genel Başkan ile eski Genel Başkan arasındaki kavgayı bırakın, asıl CHP’nin Önder’i ile yeni lideri arasındaki amansız kavgaya bakın!” demiştim.
“Bakalım ‘Balon’ ne zaman patlatılacak?” diye de sormuştum o gün.
İşte bugün oklar çekildi, bomba patladı ve CHP’de büyük tasfiye başladı.
Ancak bu tasfiye sanıldığının aksine Sav ve ekibi tarafından değil, Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin tarafından yapılıyor.
Kılıçdaroğlu ve Tekin’in bir adım önde olmalarında hiç kuşkusuz Sav tarafından arkadan hançerlendiğini düşünen Baykal’ın etkisi ve medya desteği bulunuyor.
Yine kavganın göbeğinde yer alan ve Sav’ın “İç dünyamda tartışacağım biri değil” dediği Gürsel Tekin’le ilgili 21 Ağustos 2010’da yazdıklarımız da bugün aynen gerçekleşti.
Bakın o gün ne yazmışız:
“Taraflar arasındaki çatışmada ismi sürekli geçenlerden biri de Gürsel Tekin. Kılıçdaroğlu ile eski hukukunu kullanarak yönetime giren Tekin’in kendisine yapılan muameleden rahatsızlığı var ve hâlâ Baykal’a yakın duruşu da Sav ve ekibini rahatsız ediyor. Partideki soğuk savaş henüz sıcak çatışmaya dönüşmemiş. Devam eden bu iç savaş, Amerika-Rusya arasındaki soğuk savaşın küçük bir örneği gibi. Soğuk savaşın nasıl olduğunu bilenler, CHP’deki bu durumun analizini daha iyi yapacaklardır.”
Nitekim bu rahatsızlık bugün artık daha aleni seyrediyor.
O gün soğuk savaş şeklinde süren kavga bugün sıcak çatışmaya dönüştü.
Entrikanın odağı haline gelen CHP’de Kılıçdaroğlu ve ekibi hakim oldu gözüküyor ancak çatışma bundan sonra da devam edecek.
Zira CHP’de farklı hizipler bulunuyor ve bunlar dönem dönem partide ya tasfiyelere maruz kalıyor ya da yönetimde söz sahibi olabiliyor.
Bugün Kılıçdaroğlu’nun partiye olan hakimiyeti de, “CHP’de Çerkezlerin tasfiyesi, Alevilerin yönetimi” şeklinde değerlendiriliyor.
Perde arkasındaki kavganın asıl sebeplerinden biri de buydu.
17 Ağustos’ta bu konuyla ilgili şunları yazmıştık:
“Gürsel Tekin olayında yaşanan parti içi tartışmalar ve Kılıçdaroğlu’nun parti yönetiminde Alevi kökenli CHP’lileri tercih ediyor olması Önder Sav’da ‘CHP Alevi partisi oluyor’ kaygısı oluşturuyor.”
Sav’ın bu kaygısı tasfiyesiyle sonuçlandı.
Bakalım bu kaygılar CHP’de daha hangi kavgaları başlatacak.
Baykal da henüz son sözü söylemedi.
Siz en iyisi bizi izlemeye devam edin.