Cumartesi günü Kara Kuvvetleri Komutanı Erdal Ceylanoğlu’nu doğrudan ilgilendiren bir haberin teyidini içeren bir yazı yazmıştım.
Haber ve yazının konusu Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu’nun oğlu Altay’ın, ikamet yeri olan Ankara’da Stratejik Araştırmalar Etüd Merkezi’nde (SAREM) “asteğmen” olarak askerlik yapıyor olmasıydı.
Bu konuda halk arasında şöyle bir düşünce var: Ailenin ikamet ettiği yerde ve yükümlünün çalıştığı ilde askerlik yapılmaz.
Yine terörle mücadele bölgesinde genelde fakir aile çocuklarının askerlik yaptığı ise hep konuşulan ve eleştiri konusu edilen bir husus.
Buna mukabil karşı tez olarak da bu bilgilerin doğru olmadığı, yüksek kademedeki bürokratların ve zengin aile çocuklarının da askerlik görevini Türkiye’nin her köşesinde yaptığı söylene geldi.
Bu konuda bize düşen ise; mesnetsiz iddiaları dile getirmemek, araştırıp inceleyip gerçekleri tüm boyutuyla kamuoyuyla paylaşmak olmalı.
Bu kapsamda oğul Ceylanoğlu’nun ikamet yerinde askerlik hizmetinde bulunduğunun teyidini Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tümgeneral Tayyar Süngü ile yapmış, sonra da gazetemizde yer vermiştik.
Haberin ardından Tümgeneral Süngü tekrar aradı.
Haberimizin ve köşemde yer verilen bilgilerin doğru olduğunu dile getiren Süngü, ancak birtakım eksik bilgiler içerdiğini belirtti.
Süngü özetle, konuyu kendisinin araştırdığını ve Altay Ceylanoğlu’nun Ankara Stratejik Araştırmalar Etüd Merkezi’nde (SAREM) asteğmen olarak askerlik yapıyor olmasının “yönerge”ye aykırı olmadığını söyledi.
Süngü’nün bu konudaki görüşleri şöyle: “Ceylanoğlu vatani görevini asteğmen olarak, yani subay statüsünde yapıyor. Yönergeye göre subay statüsü taşıyanlar ikamet yerlerinde askerlik yapabilirler. Ancak er ve erbaşlar ikamet yerlerinde askerlik yapamazlar.”
Süngü ayrıca SAREM’de 5 kişilik bir kontenjan bulunduğunu; o dönemde de 2 kişiye ihtiyaç duyulduğunu belirterek, şu bilgileri aktardı:
“Orası çok özel bir yer. Teknik bilgiler ve yabancı dil gerektiriyor. Altay Ceylanoğlu ise bu vasıfların tümünü taşıyor. Yönergeye göre de hiçbir sorun yok.”
Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Süngü’nün aktardığı bilgiler böyle.
Kendisine söz verdiğim üzere eksik kalan bilgileri de böylece aktarmış oldum.
ÇİÇEK: GÜNDEME GETİRMEYİN
Bu günlerde, bulunduğumuz bölgenin stratejik önemi nedeniyle dış güçlerin Türkiye’yi bölüp parçalamaya yönelik girişimlerine ve bunlara alet olma potansiyeline sahip çevrelerin de hararetli çalışmalarına şahit oluyoruz.
Türkiye bir yandan her alanda büyük atılımlar gerçekleştirirken, maalesef içeride birtakım odaklar da hiç boş durmuyor.
Başbakan Erdoğan’ın Cumhuriyetimizin 100. yılı olan “2023 vizyonu” birilerini rahatsız ediyor anlaşılan.
Türkiye’nin bu atılımlarından “rahatsız olanlardan” rahatsız olan bir isim de Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek. Çankaya Köşkü’ndeki TÜBİTAK-TWAS Bilim, Özel Hizmet ve Teşvik Ödül Töreni’nde sohbet ettiğimiz Çiçek, BDP’nin ve PKK’nın bazı sivil görünümlü uzantılarının ortaya attığı “İki dil ve özerklik” tartışmalarını özetle bir “kalkışma” olarak nitelendirdi.
Çiçek, bu konuların tartışılıyor olmasından ve medyada geniş yer bulmasından hayli rahatsız.
Bize “gündeme getirmeyin. Ciddiye almayın” dedikten sonra da ekledi: “Bunların konuşuluyor, tartışılıyor olması ülke yararına değil.”
Çiçek bu konuda haklı.
Zira bunların tartışılıyor olması, medyada geniş yer bulmasından kaynaklanıyor. O yüzden ben de çok mecbur kalınmadığı sürece yer vermemeye çalışılması gerektiğini düşünenlerdenim.