Cüneyt Arvasi

Cüneyt Arvasi

İmparatorluk ruhu karşı atakta

İmparatorluk ruhu karşı atakta

Cumhuriyetin bayrağı, Osmanlı’nın bayrağıdır.
Devlet de aynı devlettir.
Fakat etrafımızda anlamsız sınırlar vardı.
Mesela Suriye-Türkiye sınırı böyle idi.
Açıldı.
Eğer İttihat çetesi olmasaydı ve I. Dünya savaşına girmeseydik; bugünkü haritamız acaba neye benzerdi?
Muhtemelen Beyrut, Kudüs, Şam, Hicaz ve Balkanların mühim kısmı siyasi haritamızın dâhilinde olurdu.
Geçen geçti...
Fakat bir şeyler hızla değişiyor.
Hem Türkiye’de hem de Osmanlı bakiyesi topraklarda milyonlarca kişi imparatorluğun vatandaşları gibi daha kaliteli yaşam, itibar, güç, zenginlik, inanç hürriyeti ve barış istiyor.
İttihad ve Terakki artıkları ise, iktidarlarını kaybetmekten korkuyorlar.
Yaptıkları muhalefetin esas sebebi budur.
Türkiye’nin ekonomisi büyürken aynı zamanda Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan, Bosna ve Arnavutluk ekonomilerini de büyütüyor.
Tüccar ve sanayicilerimiz derin kökler üzerinde kurulu ilişkileri yeniden canlandırıyorlar. Devlet gücüyle paralel çalışmayı öğreniyorlar.
Orta Asya, Kuzey Afrika, Avrupa, Amerika ve Ortadoğu ile aynı anda bu kadar yoğun ilişki kurabilen başka bir devlet yok bu coğrafyada.
Kimileri bu işe yeni Osmanlıcılık diyorlar. Doğrusu Osmanlı Barışıdır.
AB, Türkiye’ye, “Siz Avrupa’ya ait değilsiniz” mesajını veriyor.
Çok da iyi oluyor. Bu müstehzi muhalefet, Türkiye’de imparatorluğun altın çağını efsaneleştiriyor.
Bir imparatorluk varisi gibi masaya oturması gerektiğini öğretiyor.
AK Parti iktidarı ile birlikte Türkiye, geçmişinde varlık gösterdiği topraklarda yeniden sahneye çıktı.
Sadece siyaset değil ekonomi de bu değişimden fazlasıyla etkilendi.
Vizeler kalktı, karşılıklı ticaret ve ziyaretler hızla arttı. İlişkiler güçlenmeye başladı.
Üstelik Başbakan Erdoğan tüm Ortadoğu halkları için bir ortak lider haline geldi.
Çünkü Osmanlı’nın yıkılmasından bu yana hiç görmedikleri istikrar ve barış özlemini sembolleştirdi.
Bu değişim, Türk güvenlik bürokrasisinin Ortadoğu’ya Osmanlı gibi bakıp İsrail müttefiki olmak politikasını da kırdı.
Türkiye, dev bir imparatorluğun varisi olarak, Osmanlı bakiyesi milletlerin haklarına sahip çıkmak ve bölgenin gücü olmak zorundadır.
Osmanlı coğrafyasından çıkan ülkelerin toplam ekonomik büyüklükleri, trilyon dolarlarla ifade ediliyor. İstanbul bu ekonominin fiili başkenti olmalıdır.
Bu muazzam ekonominin her unsuru ile çok derin siyasi, kültürel, dini bağlara sahip olduğumuz gerçeğini kimse inkâr edemez.
Büyük Türkiye’nin yolu, ait olduğu medeniyete dönmek ve buna uygun siyasi ve ekonomi politikalarını bölgesinde uygulamaktan geçiyor.
Cennetmekân Sultan Abdülhamid-i Sani Han Hazretleri’nin o muhteşem siyasetini dış diplomasi kadrolarına öğretmek işin en mühim adımlarından birisidir.
İttihatçılar da kirli, kanlı ve kokuşmuş siyasetleriyle iyot gibi açığa çıkacaklardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cüneyt Arvasi Arşivi