Ölüm bu dünyadan ahirete geçişte bir sınırdır...
Ölüm herkes için bir gerçek... Ölümden kaçış mümkün değil. Çünkü, yaratılış gereği her canlı birgün ölümü tadacaktır. Önemli olan buna hazırlıklı olabilmektir. Bu dünyanın telaşesi içinde ahireti unutmamak, hazırlıklı olabilmek gerekiyor. Bunun için de inancımızı gereği gibi yaşamanın her daim gayreti içinde olmalıyız... Dileriz günü geldiğinde ahirete intikal ettiğimizde yüzü kara çıkanlardan olmayız, Yaratıcımızın rahmet ve merhametine mazhar olanlardan oluruz.
Ne kadar gaflete düşsek, bu dünya telaşesi içinde ölümü unuttuğumuz anlar olsa da birgün kapımızı çalıveriyor. Düne kadar birlikte oturup sohbet ettiğimiz, birlikte çalıştığımız dostlarımız ve yakınlarının ölüm haberi ulaşıveriyor. İşte o zaman gafletten uyanıyoruz. Biraz daha derinden düşünmeye başlıyoruz. Dün sabah gazeteyi elime aldığımda üç ölüm haberi ile karşılaştım. İlki geçmişte İstanbul'da yakın ilişki içinde olduğumuz, gerek yayınevi ile ilgili gerek cemaate dönük şirket çalışmasında birlikte yürüdüğümüz Duran Kömürcü Ağabeyin ölüm haberi ile sarsıldım ve üzüldüm. Üzülmemin sebebi ölüm haberi değil, meğer Duran Kömürcü Ağabey 6 yıldır rahatsızmış ve haberimiz olmamış. Kendime kızdım. Bir zamanlar çok yakın iken ne oldu da böylesine imamesi kopmuş tespih taneleri gibi dağılıverdik diye düşündüm. Böyle durumlarda birbirimizi görmesek de gönül beraberliğinin sürdüğü belirtilir. Ama, ifade edilmeyen sevginin ne kadar sevgi olabileceğini de düşünmek gerekiyor.
Duran Kömürcü iyi Müslümandı. İnancını yaşamak için gayret gösterirdi. Sadece kendini değil tüm Müslümanları düşünür, onların derdi ile dertlenirdi. Bunu bir sorumluluk olarak görür ona göre hareket ederdi. Ölümünden bir yıl önce yazdığı yazısında da belirttiği gibi "Ölümün bu dünyadan ahirete geçişte bir sınır olduğuna" inanır buna hazırlıklı olmaya gayret ederdi...
Allah rahmet eylesin. Mekanı Cennet olsun. Cenaze törenine katılıp varsa hakkımı helal ettiğimi söylemek isterdim ama bunu buradan ifade etmek istiyorum. Ağabey epeyce ilişkimiz oldu. Gerçi birbirimize bir hakkımızın geçtiğini düşünmüyorum ama buna rağmen yürekten hakkımı helal ediyorum. Geride bıraktıklarına da sabır diliyorum.
Yine dünkü gazetemizin sayfalarını çevirirken hemen arkadan geçmişte birlikte aynı gazetelerde beraber olduğumuz Atilla Özdür Ağabeyin eşi ile aziz kardeşim Ahmet Kekeç'in babasının vefat duyurusu ile karşılaştım. Bir günde sevdiğim üç kişi ile ilgili ölüm haberi karşısında sarsıldım. Atilla Özdür Ağabeye ve Ahmet Kekeç kardeşime Allah'tan sabır niyaz ediyorum. Biliyorum bunca yıllık hayat arkadaşını ve bir evladının babasını kaybetmesi insanı derinden üzer. Bizimde bu üzüntüyü teselliden öte hafifletmek için elimizden fazla bir şey gelmez. Ancak, acılar paylaşıldıkça azalırmış, dileriz paylaşmamız Atilla Özdür Ağabeyin ve Ahmet Kekeç kardeşimin acılarını biraz olsun hafifletir.
Ancak biliyorum ki inançlı insanlar için ölüm bir son değil, ebedi hayatın başlangıcıdır. Bir diğer ifade ile ebedi hayata intikal ediştir. Bu bakımdan inanan insanlarda ölümün etkisi yıkıcı olmaz.
Bize düşen ölülerimizin arkasından dua etmektir. Dualarımız onlarla beraberdir, hep de beraber olacaktır.
Allah rahmet eylesin, mekanlarını Cennet etsin. Geride kalanlara da sabır versin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.