Obama seviliyor idi!..
Obama ABD Başkanlığına seçildiği günlerde dünyanın önemli bir kesimi için ümit olarak görülmüştü. Obama ile ABD emperyalizminin yumuşayacağı, mazlumlardan yana bir politika izleneceği, Amerika'nın çıkarları uğruna zalimlere verdiği desteğin son bulmasa bile hafifleyeceği düşüncesi dünyada hakim hale gelmişti. Niçin böyle bir duygunun geliştiğinin sebebini sadece medyanın pompalaması ile izah etmek sanıyorum yeterli olmaz. Çünkü, bir kişiyi medya ne kadar pompalarsa pompalasın bunun karşılık bulabilmesi için pompalanan kişide de bazı özellikler bulunması gerekiyor. Aslında Obama dünya için bir meçhuldü. Başkan seçilmeden önce dünyada fazlaca tanınan birisi değildi. Ancak, Obama'nın kökleri başta İslam dünyası olmak üzere dünyanın önemli bir bölümünde ona karşı sempati uyanmasına vesile olmuştu. Obama'nın kökleri düşünüldüğünde mazlumlardan yana, zalimlere karşı tavır alabileceği sanıldı. Sanki ABD'ye kim başkan olursa olsun birtakım çevrelerin, daha doğrusu ABD'ye yön veren güçlerin etkisinden kendisini kurtarabileceği sanıldı. Bu bakımdan Obama dünya üzerinde buna Türkiye'de dahil Amerika'ya karşı eskiye göre olumlu bir havanın oluşmasına vesile olmuştu. Bir diğer ifade ile Obama Amerika'nın olumsuz görünümünü bir ölçüde silmişti. Ancak geçen zaman gösterdi ki ABD'de kimin başkan olduğu pek önemli değil. Önemli olan bu ülkedeki etkili güçlerin, belki de Amerika derin devletinin yapısıdır.
Dünkü yazımda belirttiğim gibi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin İsrail'i kınayan kararını 14 ülkenin imzalamasına karşılık Obama'nın ilk defa veto yetkisini kullanmasına dikkat çekmiştim. Bu gelişmede Obama'nın kendine karşı beslenen ümitleri boşa çıkarması anlamına geliyordu. Daha doğrusu bir kez daha gözler önüne sergilenişi idi. Bu bakımdan bir Amerikan ajansının 1 Kasım-11 Aralık tarihleri arasında Türkiye'de yaptırdığı araştırma sonucunda Türklerin Amerika'ya AB'den, Obama'ya ise Amerika'dan çok sevdikleri ya da güvendikleri gibi bir sonuç çıkmış. Bu sonuçların sebepleri üzerinde uzun uzun durulabilir. Ancak, ortaya çıkan rakamlar arasında önemli bir fark olmadığını belirttikten sonra Türklerin AB'ye katılım konusunda yüzde 50 destek verdikleri şeklindeki sonuç bize göre gerçeği yansıtmıyor. Bu oran şu günlerde kesinlikle yüzde 50'nin altındadır. Giderek de düşmektedir. Bu işin bir yönü. Buna karşılık Türklerin AB'ye güvenlerini yitirmelerine karşılık Amerika'ya güvenlerinin artması da söz konusu değildir. Geçmiş yıllarda ve kamuoyunda Amerika'ya karşı bir sempati vardı ama bu sempati şimdilerde hızlı bir şekilde sıfırlanmaktadır. Özellikle Amerika'nın bir takım yalanları gerekçe göstererek Irak'ı ve Afganistan'ı işgali, Filistin'de sürekli olarak İsrail'e destek vermesi karşısında Türk kamuoyunda sempatisi sıfır noktasına gerilemiştir.
Bundan böyle bu sempatinin yeniden eski seviyesine çıkabilmesi için başta Obama olmak üzere ABD yönetiminin geçmiş yanlışları terk etmesi gerekiyor. Kaldı ki Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından NATO'nun yeni düşman olarak İslam'ı ve İslam Dünyası'nı belirlemiş olduğunu bilerek bu ülkelerin insanlarının Amerika'ya ve NATO'ya sempati duymaları mümkün olabilir mi? Böyle bir iddia İslam dünyasının düşmanı dost görmek gibi bir akılsızlığa saplandığını kabul etmek anlamına gelmez mi?
Meseleye sadece Türkiye açısından baktığımızda ülkemiz için yakın tehlike şu an için ABD ve yandaşlarının sömürgeci yaklaşımıdır. AB'nin ise ısrarla Türkiye'den kamuoyuna rağmen uzatılan eli geri çevirmesi devam ediyor. Böyle bir noktada Türkiye'nin ABD ve AB'den birini kendisine daha yakın ve dost kabul etmesi mümkün olabilir mi?
Medyaya yansıyan araştırmada dikkat çeken bir başa husus ise İsrail'in Mavi Marmara baskınının ardından bu ülke ile halkımızın yüzde 53'nün ilişkilerin kesilmesinden yana tavır koymuş olmasıdır. Bu arada Filistin yönetimi ile Filistin sorununun halka birlikte sorulması da olayın bir başka boyutu. Yani ankete katılanlar bazı sorularda 'kırk katır mı kırk satır mı' tercihi ile baş başa bırakılmış ve buna göre görüşleri sorulmuş. Buna rağmen bugün benzer bir anket yapılmış olsa Obama'nın daha önce aldığı orana ulaşması mümkün değildir.
Sonuç olarak diyebiliriz ki halkımız Amerika ve AB'ye çoğunluk olarak güvenmiyor. Ne var ki bu ülkeyi yönetenler bir alternatif koymadıkları için bir soru ile karşılaştıklarında bir yana oy veriyorlar. Böyle olunca da ortaya çıkan anket sonuçlarını tereddütle karşılamak, gerçek gibi kabul etmemek gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.