Seçim süreci bugün başladı
12 Haziran’da yapılacak genel seçim takvimi açıklandı. Süreç bugün başladı. Milletimiz, İslam dünyası ve insanlık için hayırlı olsun. Babanın oğlu adına borçlanamadığı bir dünyada, nesilleri dahi borçlandırmak, savaşa sokmak gibi yetkilerle vekalet vermek için düşünme zamanıdır bu takvim. Millet olarak istenen: 1) Oyum değerlensin. 2) İstikrar, adalet, kalkınma olsun. Başarısız iktidar değişebilsin gibi şeyler.
Seçimin ilk kademesi aday tespiti tayinle olunca, oy olmuyor. Seçimde ise, temsilde adalet dersen, istikrar; istikrar dersen, temsilde adalet olmuyor. Sahada yeni partiler yer edinemiyor. Sağlıklı bir demokratik yapı oluşmuyor.
Globalleşen dünya rahatsız. Önemli bir değişim sürecinden geçen kavgasız vazgeçemez. Bu durumda baraj altında kalacak partiler girmezse, 2-3 parti çekişmesi kalır. Demokrasiye, kayıt olmak için ETÖ aramayan muhalefet gerek.
Milletler layık olduğu idareye kavuşur. Özgürlük, kendi gelmez. Bedava olmaz. “Partiye kayıtlı üyeler olarak adaylarımızı biz seçeceğiz” diyemediğimiz sürece seçim hakkını kaybedip, “ikiden birini tercih imkanı” olarak seçim yapmaya mecburuz.
65 patimiz var. Yarısı teşkilatını tamamlamadı. Seçim hakkı yok. Bunlar yeni parti de değiller. Senelerdir seçime girmeyen partinin varlık nedeni ne? Kartvizit mi?
Yarısı seçim hakkı kazanmış. Ama sade şartlar değil millet de, “İstikrar” diyor. Baraj var. Barajda boğulmak var. Kaybeden parti, bir de kendine en yakın partiye zarar verecek. Bu şartlar, bazı partilere, “Tek ümit seçim ittifakı” dediriyor. Fakat:
1) Seçim ittifakı kanunu yok. Kanunsuzluğun da ayrı zorluk ve olumsuzlukları var.
2) İttifakı temsil edecek lider karizması kolay oluşmuyor.
3) Siyaset maratondur. Sabır gerektir. Deneme yeri değil, netice alma sanatıdır.
4) Seçim ittifakında, oy emanet gelir, giden pek dönmez. Oranı, ittifaktaki kan uyumuna bağlıdır. İki partinin ittifakı baraja yeter mi? İkiden fazlası, giden oranını artırır.
5) Seçime girmek ümittir ama netice, “takdir zaafı” derse, daha kötüdür. Siyaset, yürüyen banttır. Duran ve karavana atan kaybeder. Geliyoruz deyip gelmeyen?
6) Uyumsuz ittifak arayışları, baştan güven kaybıdır.
O halde 60 parti ne yapsın? Gerçek demokrasiye razı olsun. “Her seçimde adayları partiye kayıtlı üyeler seçecek” deyip, “ ‘Oy vereceğim adayı bilmeliyim’ diyenler, kendine güvenen, ‘Hizmet ederim’ diyenler partiye kaydolun, kayıt yapın. Kayıtlar barajı geçme ümidi verirse gireriz. Yoksa, hangi bölge yeterli kayıt yapmışsa, onlar adayını seçer, o bölgeden bağımsız gireriz” çağrısı yaparlar. Bu çalışma, mahalli seçimlere de temel olur.
Bugün ikinci önemli olay: DEĞİŞİM LİDERLERİ ZİRVESİ
Değişim Liderleri Zirvesi bugün İstanbul Kongre Merkezi’nde başlıyor. 20 oturum, 70 konuşmacı. Zirve, her sene devam edecek. Gelecek sene 200 konuşmacı.
Değişim fikirlerinin evrensel boyutta tartışılması, fikrin Türkiye’den doğması ve toplantı merkezinin İstanbul olması güzel bir başlangıç. “İki gününü denk kılan zarardadır” fikrini, inanç yapan toplumların tarihi merkezi İstanbul’dur.
Değişim gibi hayati bir konu da, insani yüceliği doğuran değişmez ahlaki değerlerdir. Özellikle son asırlarda asıl ihmal edilen budur. Bu değerlerin birbirinin sahasına girmesi tehlikelidir. Bu bakımdan bu iki kanattan birini geliştirip diğerini ihmal ciddi yanlıştır. Değişen ve değişmeyen değerleri birlikte veya iki ayrı kanat olarak ele almak, bir değişim meselesi olarak düşünülmelidir. Yahut ayrı bir değişmezler zirvesi.
Bu teşebbüsü doğuranlara, emeği geçenlere teşekkür ediyor, milletimizin ve insanlığın bu fikirlerden yararlı neticeler çıkarıp, aksiyonlar doğurabilmesini Allah’tan niyaz ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.