Siyonist devlet projesi, Türkiye ve dünya ile kavgalıdır
Bugünkü İsrail devleti bir projedir. Devleti sunileştiren, Siyon Mabedi detayına kadar hiçbir değişikliğe imkan vermeyen bir proje. Savaş, bu katılıktan doğuyor ve barışa geçip durdurulamıyor. Theodor Herzl’in 1897 Basel’de topladığı 1. Siyonist Kongresiyle aldığı şekil adeta putlaşıyor.
Yeri ve sınırları realiteden değil, nazari doğmuş bir devlet. Proje, iki kademeli bir istila hareketidir. İlk hedef, Osmanlı idi. “Kuzey sınırımız Kapadokya’dan (Nevşehir) güneyde Süveyş Kanalı” diyor. Tamamı gerçekleştirilememiş olan bu ilk hedefin önemli kısmı Türkiye’dedir. Farkında olsun olmasın Siyonizmin yönlendirmesi altındaki Batı devletlerinin, Ermeni soykırım teşvikinden PKK korumacılığına, BOP’a, Türkiye’yi bölen Pentagon haritasına kadar plan ve projeler, Siyonizmin, Kapadokya ve “Sloganımız, Davut ve Süleyman’ın ülkesi olacaktır” hedeflerine uygun projelerdir. Bu, dünya ile kavga demektir. “Natura Carty”, “Rabbani Yahudiler”i, Hahamlarının önemli ve giderek sertleşen ikazlarını dinlemeyen Siyonist güç odakları, Tevrat’ın “Yakuboğulları’ndan bir yıldız çıkacak, (..) bir uçtan bir uca kadar düşmanı vurup kıracak” gibi her yoruma açık ifadelerden siyasi bir dünya hakimiyeti hayali üretip saplanıyorlar. Masonluk ve türevlerini de bu saplantılarında kullanıyorlar.
Irak’tan, Somali, Sudan, Afganistan’a kadar BOP savaşları; Lübnan, Suriye, İran’a yönelik tehditler, Türkiye’yi bölen Pentagon haritaları, Evangelist taşkınlıkları, İslâmofobia, NATO’nun yeni düşmanı Yeşil, Neo-Con propaganda kitabı nitelikli “Medeniyetler çatışması”nın hedefi, bu hayalin, dünyayı kana boğma saplantısını simgelemektedir.
önemli olan bu çıkmazdan, akıl ve vicdanla dönebilmektir. Altmış yıldan beri gidilen yol gösteriyor ki, bu yol Hitler’in, Napolyon’un, Mussolini’nin çıkmaz sokağıdır. İnsanlık, ürettiği silahlardan daha üstün bir değerdir. ürettiği imkanlara sürekli mağlup düşmesi akla terstir. ölümlünün, ölümsüz hakimiyet saplantısı da akıl dışıdır.
Irak vahşetine karşı insanlık, aylar önceden ayağa kalktı. Canlı kalkan oldu. 15 Şubat 2003’de bütün dünyada on milyonlarca insan meydanları doldurarak vicdan ve aklın sesini haykırdı. Akıl ve vicdan, kuvvet sarhoşlarına sesini duyuramadı. Akılla, adaletle denge kurulamazsa sonu budur. Kuvvetle çözüm, adaletsizdir, ömürsüzdür. Milletler adalete acıkır. Global dünya, eskisi değildir. Bir noktadaki felaket, bütüne zarar verir.
Kıtalar ötesinden icat edilen bu savaşlar, BOP planları, hayali dünya haritalarının tarafları açık. Bir tarafta, çıkarlarıyla medyumlaştırılmış, dünyayı karıştıran evrensel gizli örgütler, sermaye, medya, silah gücü, “Davos dünyası”; diğer tarafta akıl, vicdan ve manevi değerleriyle özgür yaşamak isteyen insanlık vardır. çıkarcılar, ahlaksızlığı teşvik edip, hür ve erdemli kimseleri kendi çıkarları için tehlike görüyor ve düşmanlık icat ediyorlar.
Gordon Brown, Irak savaşına karşı idi. Başbakan olunca Bush’a destek oldu. Bu tür akıl almaz değişimler, daima milletten, akıl ve vicdandan kopuşla, derin medyumluk örgütlerinin buzdağı görüntüsüdür. “Dün dündü” gerekçesi buradan doğar. Ermeni Soykırımı? Parlamento kararlarıyla tarih yazılır mı? Derin plancı gizli örgütler, basit çıkarları için fesat üretiyorlar. Tedbirle sorumlu olan insanlık, şikâyetle yetinemez. İnsani sorumluluk, iyilerin dayanışma gücünü zaruri kılar. Dayanışma akıl, erdem, ahlak ve bilgi gerektirir.
Maddi güç ve derinliğine dayanarak savaşlarla dünyayı tehdide kalkışan Batı, artık eskisi gibi değildir. Zulüm, güç kaybının ana nedenidir. İnsani sorumluluk, zalimin insafını beklemeye izin vermez. Mahlukatın en yüce ve şereflisi olan insan, bu yüceliğini iman, ahlak, erdem, mazlum durumuna düşmeme gayreti ve mazluma destekle korur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.