BDP’nin başına kim geçsin?
CHP’nin, askerlikle ilgili verdiği yasa teklifini biliyorsunuz.
Bu teklifi CHP’nin yaklaşan seçimler öncesi oya tahvil etmek istediği bir manevra olarak değerlendirenler var...
E haklılar.
Seçimlere 3 ay kalmış, birkaç hafta sonra Meclis kapanacak.
Seçim kararı almış Meclis’te böylesi hassas bir teklifin sağlıklı bir şekilde görüşülerek, karara bağlanabileceğini düşünmek imkansız.
Bedelli gereklidir gereksizdir ayrı konu.
Ben konuyu “gerekli mi gereksiz mi” tartışmasının ötesinde bir derinlikte ve “yaz tatilinde parça parça askerlik” önerisiyle birlikte değerlendiriyorum.
Teklifin altındaki isim ve yeni CHP’si dikkatimi çekiyor.
Şöyle ki;
Orduyu “kağıttan kaplan”a benzeten bir Genel Başkan Yardımcısı’ndan sonra “Yaz tatilinde parça parça askerlik” teklifini sunan kafanın arka planında başkaca amaçların olduğunu düşünüyorum.
İşte burada sinemada kullanılan flash back (geriye dönük hatırlatmalar) ile flash forward (ileriye dönük bazı olayları tahlil etme) tekniğini kullandığımızda önümüze CHP açısından hiç de hoş olmayan bir fotoğraf karesi çıkıyor.
Hatırlarsanız kurultay sonrasında seçilen Parti Meclisi üyelerinden bazılarının bizzat kendileri, bazılarının da akrabalarının örgütsel bağlantılarının olduğu basında genişçe yer almıştı.
Hatta TKP/ML örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği dönemde polis karakoluna eylem yapmak üzere istihbarat toplarken yakalanan bir ismin özellikle MYK’da, parti gençlik kollarından sorumlu genel başkan yardımcısı yapılması dikkatimizi çekmişti.
O günlerde Parti Meclisi ve MYK’ya atanan isimlerin öz geçmişlerini ve haklarındaki mahkeme kararlarını bir CHP kurmayıyla paylaştığımızda tepkisi aynen şöyle olmuştu: “Eğer bunlar doğruysa genel merkezi onun tepesine yıkmak lazım.”
Biz de kendisine Kılıçdaroğlu’nun SSK’daki yaptıklarının, CHP’de yapacağı kadrolaşmanın habercisi niteliğinde olduğunu anlatmıştık.
Ayrıca 1992-94 döneminde eski hükümlüler ve özürlüler ile ilgili sınav açtırdığı, bu sınavlarda kuruma aldırdığı personelin hemen hepsinin PKK, KDP, THKP/C, DEV-YOL davalarından hüküm giymiş olduklarını, PKK terör örgütüne yardım ve yataklık yapmaktan haklarında işlem yapıldığını ve buna dönük pek çok iddianın yazılıp çizildiğini hatırlatmıştık.
Aklının daha çok parti içerisindeki belden aşağı komplolara takılı kaldığı anlaşılan CHP kurmayı, bizi hayretler içerisinde dinlemişti.
Sonrasında da “İnceleme fırsatı buldum” dediği iddiaların şokuyla olsa gerek Kılıçdaroğlu’nun Paris’te Yılmaz Güney’in mezarını ziyaret etmesini sert bir şekilde eleştirmişti.
Hatta tepkisini “Gitsin Apo’yu da ziyaret etsin” şeklinde dile getirmişti.
Evet Kılıçdaroğlu’nun, tuvale attığı her fırça darbesi gerçek kimliğinden biraz daha uzaklaştırıyor CHP’yi...
Eşinin abisinin İP Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi olması, söz konusu şahsın oğlunun ise Tüm Gençlik Birliği Yönetim Kurulu üyesi ve Eğitim Bürosu Başkanı olması...
Yine halasının oğlu BDP Kadıköy İlçe Başkanı Atilla Özdoğan’ın Akit’e yaptığı açıklamada, “Kemal Kılıçdaroğlu inkar etse de Alevi bir Kürttür. Düşünceleri bellidir” ifadelerini kullanması...
Kılıçdaroğlu’nun bitmez tükenmez genel af sevdası...
BDP’nin ittifak teklifi için Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığını beklemesi...
Kılıçdaroğlu’nun ise “İttifaka ne gerek var. BDP zaten CHP’nin içinde” dedirten kadrolaşması...
Tüm bunlar ne anlama geliyor Allah aşkına...
Cesaret edip açıklayamadığı zihin haritasını ortaya koymaya yetmiyor mu?
Birisi ordunun içinin oyulmasından, diğeri yaz tatili askerliğinden söz ediyor.
Yazık!
Atatürk’ün kurduğu koca CHP’yi ne hale getirdiler.
Bu kafa ancak BDP’ye genel başkan olur.
Hani yakışmaz da değil.
İyisi mi yol yakınken bıraksın Atatürk’ün partisini, geçsin BDP’nin başına...
Aslında gideceği başka bir adres daha var lakin şimdilik dilim varmıyor onu söylemeye!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.