Adam Gibi Adamlar
Hz. ömer (r.a) bir gün arkadaşlarına şöyle dedi:
“İçinizden geçen, yapmak/ulaşmak istediğiniz bir hedef ve hayaliniz/hülyanız yok mu? Varsa nedir? İnsanlar için, insanlık için ne yapmak isterdiniz?”
İçlerinden biri; “İçinde bulunduğumuz şu oda/ev dolusu gümüşüm olsa da onu Allah yolunda insanlar için harcasam isterdim” dedi.
Hz. ömer (r.a); “Başka...” dedi.
İçlerinden bir başkası; “İçinde bulunduğunuz şu oda/ev dolusu altınım olsa da onu Allah yolunda insanlar için harcasam isterdim” dedi.
Hz. ömer (r.a); “Başka...” dedi.
İçlerinden bir başkası da; “İçinde bulunduğunuz şu oda/ev dolusu mücevherim olsa da onu Allah yolunda insanlar için harcasam isterdim” dedi.
Hz. ömer (r.a); “Başka yok mu?” dedi.
Onlar da; “Artık daha başka ne kaldı ki, daha ne söyleyelim ki... Bu kadar...” dediler.
Hz. ömer (r.a); “Ben ise, içinde bulunduğumuz şu oda/ev dolusu adam, adam gibi adam, doğru, dürüst, mert; Ebû Ubeyde bin el-Cerrah, Muaz bin Cebel ve Huzeyfe bin el-Yeman gibi babayiğit, erler ve erenler isterdim ki; onları Allah yolunda insanların hizmetinde istihdam edeyim isterdim... O takdirde her şeyi başarırdım” dedi.
Sonra da Huzeyfe bin el-Yeman’a (r.a) Beytü’l-Mal’den bir miktar mal gönderdi ve: “Bakın ne yapacak?” dedi. O da, o malı insanlara dağıttı.
Sonra Muaz bin Cebel’e de(r.a) Beytü’l-Mal’den bir miktar mal gönderdi ve: “Bakın ne yapacak?” dedi. O da, o malı insanlara dağıttı.
Daha sonra da Ebû Ubeyde bin el-Cerrah’a (r.a) Beytü’l-Mal’den bir miktar mal gönderdi ve: “Bakın ne yapacak?” dedi. O da, o malı insanlara dağıttı.
Ve Hz. ömer (r.a); “Gördünüz mü? Ben size ne söyledim!.. (Ben demedim mi?..)”
Bu alıntıyı Prof. Dr. Ali Akyüz’ün Ensar Neşriyat’tan yeni çıkan “Hz. Peygamber’in Medeniyet Projesi / Saygı Medeniyeti” adlı eserinden (s.63-64) yaptım. Birçok hikmeti ve mesajı içeren bu rivayet hakkında elbette uzun yorumlar yapılabilir. Ancak; esas ve önemli olan, bugün kendilerini insanlar için Allah yoluna adayacak “adam gibi adamlar” yetiştirebilmek, her şeylerini Allah için harcayacak adam gibi adamlar olabilmektir. Geçen hafta sözünü ettiğimiz “hayrı engelleyenler” gürûhuna “dur” diyebilecek ve “hayırlarda yarışacak” olanlar da bu “adam gibi adamlar”dır.
Bu “adam gibi adamlar”ın yani gerçekten her şeyiyle ve bütün varlığı ile Allah’a teslim olmuş, kendini Allah yoluna adamış adamların diğer vasıfları yansıtan bir alıntı ile yazımızı tamamlayalım:
Abdullah bin ömer radıyallahu anhüma’dan rivayet edildiğine göre;
Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Müslüman Müslümanın kardeşidir.
Müslüman Müslümana zulmetmez.
Müslüman Müslümanı dertleriyle baş başa bırakmaz.
Bir kimse kardeşinin ihtiyacını karşıladığı sürece Allah da onun ihtiyacını karşılar.
Her kim bir Müslümanın darlığını/sıkıntısını giderip onu mutlu ederse; Allah da onu Kıyamet gününün sıkıntılarından kurtarıp ferahlatır.
Kim de bir Müslümanın ayıp ve kusurlarını örterse, Allah da Kıyamet günü onun ayıp ve kusurlarını örter/gizler.” (A.g.e., s. 183-184)
Yeryüzünde kendi dertleriyle baş başa kalan Müslümanların dertleriyle dertlenmeyi ve onlara sahip çıkmayı başarabildiğimiz zaman Allah’ın nusret elinin bize uzanacağından emin olabiliriz. Allah’ın yardım elini uzattığı adam gibi adamları ise yeryüzünde durdurabilecek hiçbir güç yoktur. Vesselam.
DAVET: 10 Mayıs Cumartesi günü, saat 18.00’de Araştırma ve Kültür Vakfı’nın merkez salonunda, tarihçi-yazar Metin Hasırcıoğlu ağabeyle gerçekleştireceğimiz “Geçmişten Geleceğe Konuşanlar” sohbetimize okuyucularımızı bekliyoruz. (Yer: Sofular mah. Yeşiltekke sk. No: 4, Fatih-İstanbul. Tel: 0212-5337202)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.