Demirel’in kanını emen Loca!
CHP’den; Mehmet Haberal, Sinan Aygün, Aytunç Çıray, Turhan Tayan, Faris Özdemir, Bülent Kuşoğlu, Mustafa Eren, Mahmut Öztürk, Süheyl Batum...
MHP’den; Sümer Oral, Cihan Paçacı, Bahattin Şeker, Deniz Bölükbaşı...
Bunlar CHP ve MHP’nin listelerinde seçilebilecek yerlerde olan Süleyman Demirel’e yakın, danışıklı hareket eden isimler.
Bu isimlerin kendi aralarında da sıkı bağlar var. Örneğin MHP’den Deniz Bölükbaşı ile CHP’den Mehmet Haberal arasında organize bir ilişki mevcut.
Demirel ve arkasındaki “BÜYÜK LOCA” Türkiye’de işlerin değiştiğinin farkında.
Türkiye, vesayet rejiminin ayaklarının kırılması, gelişme düzeyinin yükselmesi, ekonomik istikrar ve demokrasinin oturmasıyla siyaset alanında da istikrar düzeyine geçti.
Yani bütün gelişmiş ülkelerde olduğu gibi “iki ana partinin” olduğu sistem kendiliğinden oluşuyor.
Merkez Sağ dediğimiz büyük kitle fikri ve icrai karşılık bulduğu için mecra olarak kendisine AK Parti’yi seçti.
Ve merkez sağda ikinci bir alternatifin tutmayacağı son seçimlerin hepsinde görüldü.
DYP, ANAP gibi partiler buharlaşıp seçmenleri ana mecrada birleşti.
Karşı tarafta ise seçmenin mecra sıkıntısı olduğundan dolayı bölünme durumu mevcut.
Bunun sebebi farklı partiler olması değil. Sağ yelpazede de çok parti var. Sebebi, yüzde 58’in dışındaki yüzde 42’lik seçmenin tamamına hitap edecek bir söylem oluşamaması. Ya da bu söylemi fikri ve icrai olarak temsil edecek bir liderin ve partinin çıkamaması.
Böyle biri çıkmayınca klasik olarak masa başı hesaplar yapılır. İşte yıllarca Türk siyasetini biçimlendiren; sağa ve sola şekil veren Demirel ve Loca, bu durumu çok iyi analiz ettiler.
Kendi kontrollerini temin için masa başı yöntemini seçtiler.
Şimdi hedef adım adım yavaşça ama tabii görünen biçimde AK Parti’nin karşısına ikinci partiyi çıkarmak. Bunun için de Demirel’le organize çalışan isimler hem CHP hem de MHP’ye yerleştirildi.
Seçimlerden sonra yine yavaşça ve mümkün olduğu kadar tabii gösterilerek bu iki partinin tek yapı içinde eritilmesi sağlanacak.
CHP’de “Kemalist ve sosyal demokrat” söylemin neredeyse ağza alınmaması; MHP’de “milliyetçilik dozunun düşürülüp merkez sağ söylemler oturtulması” bunun fikrî ön adımları.
Demirel ve Loca; iki partiye yerleştirdikleri isimlerle seçimden sonra organize biçimde bu yapıyı oluşturacak.
Yurtdışında pek çok ülkede olan Cumhuriyetçiler ile Demokratlar ya da İşçi Partililer ve Hıristiyan Demokratlar gibi modelin altyapısı bu.
Bu yapıyı kurup, diğer küçük yapıları içinde eritip iki kutuplu bir düzleme geçmenin adımları bunlar.
Anlayacağınız Mason Locaları devrede...
Kısa vadede siyasal düzlemde sonuç alınamayacağını gördükleri için orta vadeli ama daha sağlam görünen bir plana geçmiş durumdalar.
Ergenekon davası da seçmen tercihleri de Türkiye’de ‘Loca’nın psikolojik harp operasyonlarını işlemez noktaya getirmişti...
Şimdi yepyeni taktiklerle yeniden muktedir olmanın yollarını arıyorlar.
Başarılı olurlar mı?
Zannetmem...
Peki, “Demirel’in derdi ne?” diye soracak olursanız:
Türkiye’deki operasyonları bilen bir dostum yıllar önce “Loca adamı yükseltir ama son nefesine kadar tepe tepe kullanır” demişti.
Artık yürümekte güçlük çekmeye başlayan Demirel’in faaliyet azmini görünce, bu sözün hakkını teslim etmek düştü bana.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.