Komitenin kararını nasıl bildik?
Önceki gün yine, “Benim mezhebim, senin mezhebin, onun mezhebi...” diyen birisi gün boyu uğraştırdı bizi...
Mezheple bozmuş bunlar kafayı...
Daha evvel HSYK eski Başkanvekili Kadir Özbek ve HSYK üyesi Ali Suat Ertosun’a da söylemiştim:
“Bizim hiç kimsenin mezhebiyle, inancıyla bir sorunumuz yok. Bizim sorunumuz; mezhepsel dayanışma içerisine girerek haksızlık ve hukuksuzluk yapanlarla” diye...
İnanın bizim ne kimsenin meşrebiyle uğraşacak vaktimiz var, ne de mezhebiyle...
Biz işimize bakıyoruz.
Arkadaşlarımızla birlikte sergilediğimiz gayretin nedeni; okuyucumuza başka yerde bulamayacakları çarpıcı özel haberler sunmak; başka yerde ulaşamayacakları kulis bilgileri ve perde arkası gelişmeleri aktarmak...
Örneğin önceki gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Savunma Sanayi İcra Komitesi “Genel Maksat Helikopter Projesini” karara bağladı.
Hatırlarsanız; üç ay önce toplanan komitede Amerikan ve İtalyan firmaları tarafından genel maksat helikopterleri için istenilen 5 milyar dolara Erdoğan’ın gösterdiği tepkiyi sizlerle paylaşmıştık.
O zaman Savunma Sanayi İcra Komitesi’nde alınan kararlarla ilgili perde arkası gelişmeleri aktarıp, Amerikan ve İtalyan firmalarının, fiyatı 4 milyar dolara düşürdüklerini, Türkiye tarafının ise taviz vermeden bu işi 3,5 milyar dolara bitirmekte kararlı olduğunu, bu şekilde Türkiye’nin bu ihaleden kazancının tam tamına 1,5 milyar dolar olacağını yazmıştık.
İşte haberlerden de takip ettiğiniz gibi ihale sona erdi.
Sonuç: Ne yazdıysak o!
Ne üç aşağı, ne de beş yukarı tam tamına 3,5 milyar dolara bitti bu iş.
Ancak Yeni Akit okuyucusu Komite’nin önceki gün vermiş olduğu karardan tam 25 gün önce haberdar oldu.
Milli Savunma Sanayi gibi bir hayli önemli bir alanda çok kritik bilgileri bu sütunlardan öğrenmiş olmanın ayrıcalığını yaşamış oldu Akit okuyucusu.
Evet, gelelim ihaleye...
Söz konusu ihale sonrasında TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. tarafından yürütülen Genel Maksat Helikopter Projesi kapsamında 121 helikopterin tedarik edilmesi öngörülüyor.
Böylece helikopterlerin bakım ve eğitim üssünü bünyesinde bulunduracak olan Türkiye, helikopterin üçüncü ülkelere satış haklarını da almış olacak.
Ayrıca helikopterler, yerli imkânlar kullanılarak, TAI’nin Ankara’daki mevcut tesislerinde üretilecek.
Söz konusu helikopterler, muharebe sahasında personel ve malzeme naklinin yanı sıra; insani yardım, doğal afetlerde arama-kurtarma, elektronik harbe karşı koyma ile ambulans gibi özel görevlerde de kullanılabilecek.
Milli Savunma Sanayi Müsteşarı Murat Bayar ile yaptığımız özel söyleşiyi de tüm ayrıntılarıyla gördünüz.
Türkiye, silah alımında da İsrail’e “bir dakika” dedi.
Bu tarihi bir gelişmeydi...
Artık kendi savaş gemimizi, insansız hava aracımızı, helikopterimizi, tankımızı, tüfeğimizi, uydumuzu yapım aşamasına geldik.
Ne güzel gelişmeler bunlar...
Daha neler olacak neler...
Ancak bir de şu ayaklarımıza pranga olan mezhep ayrımcılığı, inanç düşmanlığı, ideolojik kısır çekişmeler ve etnik tartışmalar olmasa kim tutabilir boğazlarıyla kıtaları birbirine bağlayan, dünyanın en müstesna yerinde bulunan Türkiye’yi...
Napolyon boşuna söylememiş: “Eğer dünya üzerinde tek bir devlet olsaydı; şüphesiz o devletin merkezi İstanbul olurdu” diye...
Son günlerde uğraştığımız şeylere bakar mısınız?
YSK vetosu, BDP provokasyonları, KCK ihaneti, PKK hainliği...
Düşünebiliyor musunuz?
Dünyada en fazla dış destek gören terör örgütü PKK...
Peki neden?
Cevabı; Napolyon’un yüzlerce yıl önce söylediği o sözde!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.