Gökteki yıldızlara benzemek
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'in sahabelerinden biri de Hz. Üseyd bin Hudayr (r.a.)'dir.Hz. Üseyd öyle bir özelliğe sahip idi ki, O, Kur'ân-ı Kerim okumaya başladığında gökten bir melek topluluğu iner o, Kur'ân okuduğu müddetçe onu dinlerlerdi. Bunun böyle olduğunu Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) bizzat beyan etmiştir.
Hz. Üseyd (r.a.) bir gece Bakara Sûresi'ni okumaya başlar. Bu esnada etrafında harikulâde haller görür. Sabah olunca şahid olduğu şeyleri Rasûlüllah'a sorar. Efendimiz ona gördüğü şeylerin Kur'ân dinlemek için gelen melekler ordusu olduğunu haber verir.
Hz. Üseyd (r.a.), Müslüman olduktan sonra şu üç hususu kendisine hayatı boyu düstur eden sahabelerden biridir. Bu üç şey şunlardır:
1- Kur'ân okumak ve okunan Kur'ânı dinlemek.
2- Allah'ın Rasûlü Hz.Muhammed (s.a.v.)'in huzurunda bulunup O'nun sohbetlerini dinlemek.
3- Cenaze gördüğünde ondan ibret almak, kabri ve kabir sonrasını düşünüp tefekkür etmek.
Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) hicretinden bir yıl önce Hz. Musab (r.a.)'ı Medine-i Münevvere'ye Kur'ân öğretmeni olarak göndermişti. Hz. Musab Kur'ânı okuyor, okutuyor insanlara İslâm'ı tanıtıyordu. Bir defasında Hz. Musab etrafında toplananlara Kur'ân okuyor ve Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.)'i tanıtıyordu. Birilerinin kışkırtmasıyla Üseyd bin Hudayr Hz. Musab'ı öldürmek için harekete geçti. Mızrağını alarak Musab (r.a.)'ın yanına vardı. O'na hakaretlerde bulundu. Hz. Musab (r.a.) Üseyd'e:
- Oturup beni bir dinle. Eğer anlattıklarım hoşuna gitmezse benim o zaman boynumu vurabilirsin, dedi.
Üseyd Hz.Musab'ın teklifini kabul edip oracığa oturdu. Hz.Musab'ın okuduğu Kur'ân ayetlerini dinledi. Dinledikçe Allah kelâmının mânevî atmosferinde âdeta mum gibi erimeye başladı. Kur'ân'ın icazına kendini kaptırdı. Hz. Ömer (r.a.) Efendimiz gibi Allah'ın lütfuyla İslâmiyet ile şereflenivermişti.
Üseyd, Musab bin Ümeyr (r.a.)'in Kur'ân-ı Kerim'i okumasını bitirdikten sonra:
"- Ne kadar güzel, ne kadar yüce ifadeler..." diyerek hayranlığını ifade etmişti.
Üseyd, iman ettikten sonra kendisini İslâm'a düşmanlığa yönlendiren arkadaşlarının yanına gidip onları da Hz. Musab bin Umeyr (r.a.)'in yanına getirdi. Onlara Kur'ân-ı Kerim'in okunuşunu dinletti. Müslüman olmalarına sebep oldu. Bunların başında Müslüman olduktan sonra İslâm'ın yayılmasında büyük emeği olan Sa'd bin Muaz (r.a.) gelmektedir.
Hz. Üseyd (r.a.v) İkinci Akâbe biatında bulunmuş Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) tanıma şerefine ermiş mübarek insanlardan biri olmuştur.
Rasûlüllah (s.a.v.)'i görmeden okunan Kur'ân-ı Kerim'i dinleyerek Müslüman olan Hz. Üseyd, savaşların hepsine katılmış Rasülullah'ın yanından hiç ayrılmamıştır. Uhud Savaşı'nda Peygamberimizin korumaları arasında bulunmuş bu savaşta 7 yerinden yara almıştır.
Hz. Üseyd (r.a.) Hz. Ömer'in halifeliği döneminde vefat etmiş cenaze namazını, bizzat Hz. Ömer (r.a.) kıldırmıştır. Üseyd'in bedenini de toprağa Hz. Ömer (r.a.) koymuştur. Allah (c.c.) onlardan razı olsun...
Peygamberimiz "Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayeti bulursunuz" buyurmuşlardı. Hz. Üseyd (r.a.)'i konu edinmemizin sebebi onu hayatımıza rehber edinmek ve Kur'ân ile hemhal olanların ne büyük şerefe nâil olduklarını anlamak ve anlatmak içindir. Allah (c.c.) onlara karşı kalbimizde sevgi kapısını açıversin. Ahirette onlarla beraber haşreylesin...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.