Kılıçdaroğlu’nun geçmişinden hareketle daha evvel açık açık yazmıştım: “Daha çok BDP Eş Başkanlığı’na yakışıyor” diye...

Şimdi CHP’deki yeni gelişmelere bakanlar diyor ki: “Az bile söylemişsin. Bu haliyle Kılıçdaroğlu daha çok KCK Eş Başkanlığı’na yakışıyor.”

Şu kaset skandallarından daha beter olarak addedilen “yas ittifakından” söz ediyorum.

İlk olarak Habervaktim.com’da yayınlanan “CHP, öldürülen teröristlerin ardından yas tutacak” şeklindeki haberi görür görmez ilk işim Diyarbakır muhabirimizi aramak oldu.

Çok geçmeden Diyarbakır’dan gönderilen fotoğraflar elimize ulaştı.

O fotoğraf karesi her şeyi anlatmaya yetiyordu...

Gerçekten de CHP’nin Diyarbakır teşkilatları ve seçim ofisleri kapılarına kilit vurmuşlardı.

Talimatı kimden aldıkları henüz belli değil ancak cesareti Genel Başkanları’ndan aldıkları kesindi.

Ertesi gün yayınlanan bu fotoğraflar gündeme bomba gibi düştü.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın değerlendirmesi bir hayli dikkat çekiciydi: “CHP’nin kaset mamulü Genel Başkanı terör örgütüne diyet ödüyor.”

CHP’nin öldürülen 12 terörist için PKK’nın ilan ettiği yas kararına uyarak BDP ile yas ittifakı yapması, CHP içerisinde de deprem etkisi yaptı.

Görüştüğümüz CHP’nin ağır topları öfke doluydu.

İlk olarak Şahin Mengü, “Beni konuşturma kardeşim, ağır şeyler söylerim” diye konuştu.

Mengü’yle aramızda geçen görüşmede, Kılıçdaroğlu’nun BDP zihniyetine olan yakınlığıyla ilgili iddialar ve CHP Genel Başkanı olarak Devletin Hakimi Sefa Mutlu’yu katleden Yılmaz Güney’in Fransa’da bulunan mezarını ziyaret etmesi tekrar gündeme geldi.

Bir de Mengü’nün o zamanki Kılıçdaroğlu’nun bu ziyareti karşısında bizim gazetede yer alan, “Gitsin Apo’yu da ziyaret etsin” şeklindeki ifadeleri...

Bu yas olayı karşısında da Mengü’nün tepkisi oldukça sertti: “Bunlar CHP geni taşımıyor” dedi Mengü.

CHP eski Genel Başkan Yardımcısı İnal Batu’nun değerlendirmesi de, “Kabul edilemez” şeklinde oldu...

Batu’nun “tutarsız” olarak nitelendirdiği bu eylemle ilgili CHP içerisinden panik haliyle olsa gerek farklı yönde görüş belirtenler de çıktı.

Örneğin Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, bütün dükkanlar kapalıyken, seçim bürosunun açık olmasının bir anlamının olmadığını söyledi.

Gürsel Tekin ise seçim bürosunun güvenlik sebebiyle kapatıldığını ileri sürdü.

Bunları söylerken her iki Genel Başkan Yardımcısı’nın unuttuğu bir şey vardı ki; o da ileri sürdükleri gerekçelerin BDP ve CHP dışındaki partiler için de geçerli olduğuydu...

Evet CHP’deki terör depremi devam ediyor.

Tıpkı MHP’de devam eden kaset depremi gibi...

Türkiye’de yüzde 10 barajını aşan üç partiden ikisi yani CHP ve MHP şimdi ateş çemberinde...

Bu konulara en anlamlı yorum BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu’dan geldi.

Topçu, MHP’yi kasıp kavuran kaset skandalını ve terör eylemlerini değerlendirirken şu tespiti yapmıştı:

“Bu ahlaki yozlaşma ülkemiz için en az terör kadar tehlikeli.”

Bence Topçu yerden göğe kadar haklı...

Vatan niçin vardır?

Bizi biz yapan değerlerimizi korumak için değil mi?

Dileriz hem MHP hem de CHP bu zor imtihandan yüz akıyla çıkmayı başarır.