Can Dündar’ın “Yugoslavya” türküsü
Bir mesele var ki; anlayabilene aşkolsun: Bir kısım Türk yazarlarının eski Yugoslavya'ya döktükleri gözyaşları neyin nesidir?
Eski Yugoslavya, bir "kutsal ada" mıydı? Bir "altun çağ" mıydı? Orta Avrupa'nın "Atlantis"i miydi?
Bir kısım Türk yazarlarına sorarsak, bunlardan da fazla bir şey...
Balkanlar'da her ne mesele olursa, bunlar ortaya çıkıyor: “Ah, eski Yugoslavya sağ olsaydı, bütün bunlar olmazdı..” diye dövünüyor, saçlarını yoluyorlar.
Oysa Balkanlar'da bugün açığa çıkan meseleler, dünkü Yugoslavya'dan kaynaklanan meseleler değil midir?
***
Milliyet'ten Can Dündar, geçtiğimiz hafta Balkanlar'ı gezdi. Dün de Belgrad'dan bildiriyordu:
"Birbiri peşi sıra Yugoslavya'dan kopan kara parçaları daha çok mutsuzluğa yol açtı. Her isyan, ardından sert bastırma tedbirleri getirdi. Baskı, milliyetçiliği ve yabancı düşmanlığını körükledi. Milliyetçilik yeni etnik isyanları ateşledi. Bu sarmal, 17 senede Yugoslavya'dan 7 ayrı devlet çıkmasıyla sonuçlandı."
Ne demek "daha çok mutsuzluğa yol açtı.."
Daha birkaç hafta önce Kosova'da "mutluluğun resmi"ni görmedik mi hep beraber? Neden? çünkü, Kosova, Sırp istilasından kurtulmuş ve bağımsızlığına kavuşmuştu.
Kosovalılar bu tablo için büyük bir savaş verdiler. Binlerce şehit ve kurban verdiler. Sonunda, Batı'nın da desteğiyle, -bu ayrı bir tartışma konusu- başardılar.
Daha önce, Makedonya, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Slovenya yanıp tutuşmuştu, aynı mutluluk tablosu için. Kimi kolay kurtarmıştı paçayı, kimi uzun mücadeleler vermişti. "Mutluluğu" arıyorlardı.
çünkü, II. Dünya Savaşı'nın zoraki bir birlikteliği olan Yugoslavya'da mutsuzdular. Evet, Yugoslavya onların karınlarını doyuruyordu. Ama insanoğlu karnı doyunca değil, hakikat inancına uygunluğunca mutlu olma eğitimindedir.
Yugoslavya onlara hakikat inancı olarak komünist ideolojiyi vermişti. Yugoslavya onlara, hakikat inancı olarak bu ideolojinin altında Sırp tahakkümünü vermişti.
özellikle Müslüman kimliklerini açığa vurmak isteyen Aliya İzzetbegoviç ve arkadaşlarına yıllarca zindanlarda taş kırdırmıştı.
İnsanlar bir anda değil, zamanla uyandılar.
Hakikatin ne olduğunu değilse de, komünist ideolojinin hakikat olmadığını anladılar. Onun zulümlerine ve yalanlarına daha fazla tahammül etmek istemediler.
Bu ideolojinin bir "kardeşlik" maskesi altında Sırp milliyetçiliği inşaa ettiğini, orduyu ve bütün kilit mevkileri Sırplara toka ettiğini gördüler.
Bu, onları fazlasıyla mutsuz etti, Bay Dündar... Ve artık bu mutsuzluğa isyan ettiler. fiimdi mutlular...
Bugün mutsuz olan birisi varsa, Sırp milliyetçileridir. Ellerinde olan ülkeleri tek tek kaybettiler...
***
Pekâlâ Bay Dündar, madem "olaya" böyle bakıyorsunuz... Size bir sualim var:
- “Yugoslavya yıkılmasaydı, Balkanlar'da bu acılar yaşanmayacaktı..” diyorsunuz. O kadar uzağa gitmeden... Osmanlı yıkılmasaydı, Sakarya'da sözünü ettiğinize benzer olaylar yaşanacak mıydı? Balkanlar'da, Ortadoğu'da ve özellikle Türkiye'de milliyetçilik ve ayrılıkçılık bu kadar ocak yıkacak mıydı? Ne diye bir Yugoslavya türküsü tutturdunuz gidiyorsunuz da, güzel bir Osmanlı şarkısı mırıldanmayı denemiyorsunuz? Yoksa siz komünist misiniz?..